Gerek bulunduğu konumu, gerek olaylara hakimiyeti, gerekse de siyasi tecrübesiyle yaptığı açıklamalarla kamuoyunu aydınlatan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, tekrarlanan İstanbul seçimlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Kanal B’nin canlı yayın konuğu olan Güvenç, İstanbul’da seçimlerin neden tekrarlandığını ve yapılan usulsüzlükleri açık ve net bir şekilde, belgelerle anlattı. Seçimde sandık başkanının memur olma zorunluluğu varken, Cumhuriyet Halk Partili olup da memur olmayan isimlerin sandık başkanı olarak görev yaptığını dile getiren Güvenç, “Gelinen noktada siz AK Parti’ye diktatör diyeceksiniz, Cumhurbaşkanımıza diktatör diyeceksiniz, 17 yıllık iktidardan sonra ama seçimi yapmakla görevli hakim hangi cesaretle konuna aykırı atamalar yapabilecek” dedi. CHP’nin adayının bilinçli olarak kafaları karıştırmak istediğini ve doğrularını söylemediğini anlatan Güvenç, İstanbul’da millet iradesinin gasp edildiğini belirterek, “CHP tarafından organize ve örtülü bir hırsızlık yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

Celalettin Güvenç’in açıklamaları şu şekilde;

“CESARETE BAKIN Kİ, CHP ÜYESİNİ BAŞKAN OLARAK ATAMIŞLAR”

“İstanbul’da bize 31 bin sandıkta bir başkan, bir devlet memuru üyenin isimleri verilmiyor, biz onu gidip sandık kurulunda öğreniyoruz ama bugün İstanbullu bilsin ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin tespit edilen bazı adayları, o sandık kurulu başkanlarını biliyor ve seçimden iki-üç gün önce onlara başarı dileklerini ileten mesajlar atıyorlar. Bunların hepsi elimizde var. Bundan sonra buna kesinlikle tedbir alınacaktır ama o atamalarda da İlçe Seçim Kurulu’nun ortak karar vermesini sağlamak lazım. Çünkü İlçe Seçim Kurulu’nda tüm parti üyeleri var aslında. Benim zaten sisteme en çok güvendiğim nokta buydu, karar aşamalarında süreçte sürekli partilerin bulunması bir güvence diyorduk. Ama burada hakim kendisi atıyor ve bunu A Partisine vermiyor seçim gününe kadar ama görüyoruz ki çok açık belgeler var, CHP’nin bazı adayları bunların isimlerini biliyorlar ve bu başkanlara seçimden üç gün önce tebrik mesajları açıyorlar. Burada açık ve net bir şey söylüyorum, yine beni yanıltan ikinci bir olay var. Bu hakimler açısından, yargı sistemimiz açısından çok üzücüdür. Hakimler İstanbul’da İlçe Seçim Kurulu Başkanları kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak sandık kurulu üyesi ve başkanlığına atıyorlar İstanbul’da. Kamu görevlisi olması gerekirken tamamıyla kamu görevlisi olmayan dışarıdan insanlar atanıyor. Neye rağmen? Bir kanuna rağmen, iki ilçe kaymakamının orada görevlendirilecek kanunun emrettiği niteliklere haiz kamu görevlisi olmasına rağmen. Onu atamıyorlar, dışarıdan insanlar atıyorlar. bunların yönettiği sandığın sayısı 123 ve 40 bin oya tekabül ediyor. Dahası cesarete bakın İstanbul’da 96 sandığın başkanlığına hakimler, kanuna aykırı olarak CHP üyelerini atıyorlar. CHP’li üyeleri almışlar sandık kurulu başkanları yapmışlar, bu büyük bir cesarettir.

“DİKTATÖR DİYECEKSİNİZ AMA SANDIKTA HİLE YAPACAKSINIZ”

Gelinen noktada siz AK Parti’ye diktatör diyeceksiniz, Cumhurbaşkanımıza diktatör diyeceksiniz, 17 yıllık iktidardan sonra ama seçimi yapmakla görevli hakim hangi cesaretle konuna aykırı atamalar yapabilecek. Bu atamaların yapıldığı üyelerin görev yaptığı sandıklardaki oyların miktarı 40 binin üzerinde. Sandık kurulunda her partinin temsilcisi var, ayrıca kanunu emredici hükmü bir başkan devlet memuru bir de üye olmak zorunda. Burada yapılan manipülasyon sandık kurulu başkanlarının bilinçli bir şekilde yapılmasıdır. Şunu kabul edebilirim, bir hukukçu olarak, demokrasiye inanan bir insan olarak. İstanbul içindeki bir seçimde beş tane, on tane, üç, iki hakim böyle bir şey yapsa olur, insandır, yanılıp yapabilir, kasıt aramazsın. Ama sizin İstanbul gibi bir yerde 123 tane sandıkta böyle atama yapıyorsanız, bunların içerisinden 96 tanesinin direk iddialı bir partinin, ana muhalefet partisinin üyelerini atıyorsanız bu gerçekten utanılacak bir durumdur. Bu bile tek başına tespit edildiği an CHP’nin evet burada bir şey yapılmıştır, biz bunu tasvip etmiyoruz, seçime gidelim demesi lazım. Çok açık bir şekilde, öyle düşünürüm. Yani 40 binden fazla oyun olduğu sandıkları yöneten adamlar bu tip kanuna aykırı görevlendirilmişlerdir.

“CHP’NİN ADAYI BİLİNÇLİ OLARAK KAFALARI KARIŞTIRMAK İSTİYOR”

CHP’nin adayı bilinçli olarak kafaları karıştırmak istiyor, yoksa onlar da bizim kadar bu işin hukukunu biliyor. Bir, seçim hukukunun temel esası, YSK re’sen karar vermez veya ilçe seçim kurulu da re’sen karar vermez. Neye itiraz edersen onu inceler, ona karar verir. İlçelerin iptali için gerek bizim tarafımızdan gerek onlar tarafından zamanında yapılan bir iptal talebi olmadığı için o konuya girmemiştir. Eğer CHP girseydi, onların da iptali söz konusu olabilirdi, vaktinde iptal istememişlerdir. Hukuk mahkemelerinde usul hukukunda hakim tarafların iddialarıyla bağlıdır. Hakim diyemez ki; davaya ve davalıya şöyle bir şey görüyorum, o delilinizi de getirin diyemez. Sen ne getirirsen ona bakar, hakemlik yapar. Ama ceza davasında hürriyeti bağlayıcı karar çıkacağı için savcı ve hakim re’sen delil arar. Hukuk bir günde oluşan bir durum değil. Bizim itiraz etmeme sebebimize gelince, bizim arkadaşlarımız çok bilinçli davranıyorlar. Yaptığımız 123 sandığın dağılımına baktığında o sandıklardaki oy miktarı o ilçedeki seçimi etkileyecek boyutta gözükmüyor. Dolayısıyla orada lüzumsuz sıkıntı çıkarmanın bir alemi yok. Ataşehir’de beş sandık var, beş sandıktaki sonuç Ataşehir’in sonucu etkileyecek bir durum değil, kazanan partiyle diğer partinin arasındaki fark 5 bindir. Bununla uğraşmanın anlamı yok. Küçükçekmece’de kazanan ile kazanamayan arasındaki farka baktığında sonucu etkileyecek bir şey olmadığı için itiraz etmeye gerek yok, sen itiraz etmediğin için de hakim bu konuda karar vermiyor. Kanuna aykırı görevliden dolayı yakalandılar, orada bir usulsüzlük yapılmış ama bu sonuca etki etmiş midir diyorlar. Onunla ilgili de elimizdeki verileri açıklıyorum.

“CHP TARAFINDAN ORGANİZE VE ÖRTÜLÜ BİR HIRSIZLIK YAPILMIŞTIR”

40 bin oyun mevcut olduğu, usulsüz atama yapılan sandıklardaki 5 bin 388 sandıkta oy sayım cetveli mühürsüz, belli ki bir şey yapılmış. 798 adedinde eksiklik var, 694 tanesini imzalamamışlar, sandık başkanı ve kurul üyeleri imzalamamış. 919 tanesinde toplam rakam belirtilmemiş, 214 adedi boş, sayım tutanağı boş. Bunların hepsini kamuoyuna kaç nolu sandıklar olduğunu tek tek izah ediyoruz. Dolayısıyla bunların hepsi sonuca etki edecek durumlar ve olaylar örtülü bir şekilde yapılmıştır. Biz 2-3 günlük itiraz sürecinde bazı ilçelerde tüm sandıkları saydırma imkanımız oldu. Orada , her 100 sandığın tamamı sayıldığında 75 tane AK Parti adayına oy çıkıyor. Biz dedik ki, seçim iptal olmasın, hepsini sayın görelim. Eldeki açılan sandıkları kıyaslarsanız 31 bin sandığa, her 100 sandıkta 10 binde 7 bin 500, 31 binde 22 bin 500, 23 bin oy AK Parti lehine dönecekti kendiliğinden, seçimi yapmaya gerek yok. Bu bir var sayım değil, saydırdığımız sandıkların tamamı. Buna da izin verilmedi. O zaman tek yol ne kaldı, dendi ki usulsüz atama yapılan 123 sandıkta usulsüzce sayım tutanakları imzalanmamış, mühürlenmemiş. Dolayısıyla millet iradesi gasp edilmiştir, CHP tarafından organize ve örtülü bir hırsızlık yapılmıştır. Bunun için iptal edilsin dedik ve yüksek yargının üyeleri de bu konuda, burada bir sıkıntı var ve tekrar başa dönüyorum, bizim sistemimizde bu kadar organize ve örtülü bir hırsızlık yapılabilmesi, yolsuzluk yapılabilmesi üzücü bir olaydır. Ben sistemimizin buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. Ama sistemde demek ki boşluklar var.

“BU SEÇİMDE SANDIK KURULLARINDA AK PARTİ YALNIZ KALDI”

O kadar çirkin iddialar duyuyoruz ki, İstanbullu bilsin. Sandık kurullarında AK Parti yalnız kaldı bu seçimde. Karşı taraf beş altı partiyle beraber, HDP’si var, İyi Parti’si var, Saadet Partisi var, CHP var. Biz orada yalnızız. MHP’nin de sandık kurulu üyelerinin olması lazım, sandık kurulunda sabahın 5’inden ertesi gün akşam 01’e kadar 24 saatlik bir çalışma temposunda ki bu seçimde bizim partimizin buna izin vermemesi lazım, tek adamla temsil ediliyoruz orada. O insanın ihtiyaca gitmesi, yorulması, dalması durumunda her şey olabilir çünkü maalesef karşı tarafta bu kadar iyi niyetli olmayan insanlar varsa ki, böyle olanlar çıktı. Böyle olmaması lazımdı, sonuçta biz düşman partiler değiliz, milletin iradesine saygı duyacaksın. Her türlü yöntemi mubah görerek yapan bir grup var, dolasıyla bizim 23 Haziran’da, sabahın beşinden en son ıslak imza alıp, oy sayım tutanakları çıkarılana kadar ve ilçe seçim kurulunda en azından 3-5 tane arkadaşımızın nöbet tutması lazım. Burada iyi niyet yok, iki günde 17 bin oy saf değiştirdi. Binali Yıldırım’a 184 oy vermiş vatandaş, birleştirme tutanağına bakıyorsun CHP’nin adayına veriyorlar oyu. Bunlar hep tespit edilmedi mi? Yavuz hırsız hala ev sahibini bastırmaya çalışıyor.

“İSTANBUL HALKININ İRADESİ GASP EDİLMİŞTİR, BUNUNLA İLGİLİ DE MÜCADELE ETTİK”

9 bin oyla organize bir hırsızlığı kabul ediyorsun zaten, iki günde 9 bin oy Binali Yıldırım’a, AK Parti adayına verilmişken, 5-10-50-100-500 oy değil, orada da örtülü bir çalışma var. O kısım mücadelemizle o gece halledildi ama işin üstüne gittiğinde baktın ki daha vahim olaylar var. 40 bin oyu ilgilendiren sandıklarda yolsuzluk var. İki şartın birleşmesi var, sandık başkan ve kurul üyesinin kanunun istediği şartları taşımaması. 3-5 veriyi birleştireceksiniz, 9 bin oy aşikar, bize yazılan oy CHP’nin adayına verilmiş mi, verilmemiş mi? Bu tespit edildi, belli ki bir organizasyon var. İki, 123 sandığa kanunu emrettiğinin aksine atamalar yapılmış mı ve burada fütursuzca davranılmış mı? 96 tane CHP üyesi sandık başkanı yapılmış mı, yapılmış. Ben sistemde yolsuzluk yapmak zordur, imkansızdır dedim ama yapılmış. Beni teyit eden bir şey var, YSK’dan dönüyormuş yanlış karar. Bu da sistem adına güven verici bir durum, yani sana kalmıyor bu. Sonuçta bir parti bunun takipçisi olursa, üstüne giderse, ortaya gün gibi çıkıyor. Onlar hırsızlık yaptıklarını biliyorlar ve doğruları söylemekte susuyorlar, halkı yanlış yönlendiriyorlar. Çünkü yakalandılar, çok açık söylüyorum İstanbul seçimlerinde İstanbul halkının iradesi gasp edilmiştir, bununla ilgili de mücadele ettik, YSK’da bu yankı buldu, şimdi sıra millette. Bunu millete iyi anlatabilirsek, millete net bir şekilde, ey İstanbullu biz sizin oyunuza saygılıyız ama burada bu olmuştur, tekrar takdirlerinize dememiz lazım.”

(Haber: Tuğçe Kayar-Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz