3 Kasım 2002’den bu yana Türkiye’yi yönetmekte olan AK Parti’nin 31 Mart yerel seçimlerinde oylarının düşeceği yönünde tahminler yapılmasına rağmen karşısında blok oluşturan muhalefet partileri tam anlamı ile vatandaşa somut projelerle ve samimiyet açısında güven veremiyor, iktidarın alternatifini bir türlü oluşturamıyor.

Bugünlerde çarşı pazarı dolaştığımızda yoğunluklu olarak şu lafları duyuyoruz: “Abi, yıllardır AK Parti’ye oy verdik. Şu şu şu nedenlerle, bu bu bu nedenlerle 31 Mart’taki yerel seçimlerde bu kez oy vermeyi düşünmüyorum. MHP’nin adayı olsa ona verecektim. Ama olmayınca CHP’nin Büyükşehir adayı ‘Atom Karınca’ya oy vermeyi düşünüyorum. Yeter artık, AK Parti kendine bir çeki düzen versin. Atom Karınca’nın kazanması çok zor amma AK Parti’nin de oyu düşerek biraz kulağı çekilsin abi.”

Bu ve buna benzer minvaldeki sözler vatandaş sohbetlerinde konuşuluyor. Şimdi bu durumu yorumlayalım. Yerel ve genel türlü nedenlerle AK Parti’ye sinirlenen seçmenin ilk gideceği parti olan MHP’nin ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde yer alması oy kaybını engelliyor. MHP’den kopanların ağırlıklı olarak yer aldığı İYİ Parti ise, ‘Millet İttifakı’ kapsamında CHP ile işbirliği yapınca AK Parti’ye kızgın seçmen düşünüyor. Kahramanmaraş gibi sağ seçmenin ve AK Parti’nin ağırlıkta olduğu yerlerde vatandaş AK Parti’ye ne kadar kızgın olursa olsun, ‘Şuna vereceğim, buna vereceğim’ dese de seçim günü kabine girdiğinde eli başka partiye gitmiyor. Neden böyle diyoruz, tarihi kesitler ışığında bir bakalım.

Basın mesleğinde 30 yılı geride bırakan naçizane bir gazeteci olarak 2009 yerel seçimlerinde yaşadıklarımızdan bahsetmek istiyorum:

18 Nisan 1999 seçimlerinde Kahramanmaraş Belediye Başkanı seçilen Hanefi Mahçiçek, 15 Ağustos 2002 tarihinde milletvekili adaylığı için görevinden ayrıldı. Yerine ise meclis kararı ile Mustafa Poyraz seçilmişti. 2004 yerel seçimlerinde vatandaştan da ‘okey’ alan Poyraz’ın ismi 2009 seçimlerine gelindiğinde ise parti içindeki ‘kendisine yer arayan malum’ kesim tarafından hayli yıpratılmıştı. Sokaktaki vatandaşa sorduğumuzda; “Abi, Mustafa Poyraz’a oy verirsem elim kesilsin, hanım ile boş olayım. Kesinlikle oy vermeyeceğim” diyordu. O günlerde MHP’nin adayı ise eğitimci Mustafa Daşçı idi. MHP rüzgârı o kadar fazla esiyordu ki, bu tabloya dışarıdan bakanlar; “Tamam, Mustafa Poyraz kazanamaz” diyebilirdi. Ancak; “MHP belediyeyi kazanırsa çengel bıyıklı ve kaputlu MHP’liler belediyenin kapısında ve katlarda durur. Su borcun olduğunda hem suyunu keserler, hem seni döverler hem de su parasını ve gecikme zammı alırlar” mealinden çıkartılan hayali dedikodular o kadar abartıldı ki adeta şehir efsanesi haline getirildi ve vatandaşı bir hayli korkuttu. Ve seçim günü geldi çattı. Yanlış hatırlamıyorsam oy verme günü havanın günlük güneşlik olmasına ve saatler ileriye alınmasına rağmen sandıklar erkenden doldu taştı. “Poyraz nasıl olsa rahat alır” diyerek bazı vatandaşların sandığa değil de pikniğe gidebileceğini öngören AK Partililer seçime çok büyük ilgi gösterdi. Oylar sayıldığında ise Mustafa Poyraz’a tamı tamına 125 bin 299 oy çıktı. Yani, MHP adayını 3’e katlayan Poyraz, Kahramanmaraş’ta partisini de sollayarak Türkiye birincisi oldu. Seçim sonrasında Poyraz’a oy vermeyeceğini söyleyen vatandaşlara yeniden sorduk: “Hani ede böyle böyle diyordunuz?” Aldığımız cevap ise; “Abi ne yapalım. Kabine girdiğimde elim başka adaya gitmedi. En iyisi yine AK Parti ve Poyraz diyerek oy verdim” şeklinde idi. O zaman anladık ki; “Oydur pardon iştir kişinin ayinesi lafa bakılmaz.”

İşte 10 yıl önce yaşadıklarımız böyle idi. Ne demiş atarımız; “Tarih, tekerrürden ibarettir.” (Biz demiyoruz haa Atalarımız demiş.)

Fazla lafa gerek var mı?

BİR BEKLENTİ: CHP Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Öztunç, seçildiği takdirde neler yapacağını açıkladı. Kahramanmaraş kamuoyu şimdi AK Parti Büyükşehir adayı Hayrettin Güngör’ün projelerini açıklamasını bekliyor.

Her zaman vurguladığımız gibi; kim kazanırsa kazansın asıl kazanan Kahramanmaraş ve Türkiye olsun.

BİR REPLİK: “Belli ki meydanı boş bulunca çakallar üşüşmüşler. Bilinsin ki; çakalların hükmü kurt ayağa kalkana kadardır.” (Diriliş Ertuğrul)

BAŞSAĞLIĞI: Gazeteci meslektaşımız Bekir Doğan’ın annesinin vefatını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet; geride kalanlarına ise başsağlığı ve sabırlar dileriz.

GEÇMİŞ OLSUN: Kahramanmaraş’ın ve Küçük Sanayi Sitesi’nintanınmış esnaflarından Saray Lokantası sahibi Ali Önyurt, açık kalp ameliyatı olmuştur. Kendisini Megapark Hastanesi’nde ziyaretten çıkan kızı ve torununa ise yoldan karşıya geçerken araç çarparak yaralamıştır. Kendilerine ‘geçmiş olsun’ dileklerimizle birlikte acil şifalar temenni ederiz. 

HAFTANIN SÖZÜ: “Koltuklar, makam ve mevkilerde insanlar gibi fanidir. İnsanlar küçük hırslara göre değil, büyük ideallere göre bir hizmet şuuru taşırlarsa şeref kazanırlar.” (Seyyid Ahmet Arvasi)

ÖZLÜ SÖZ: “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir. ” (Gazi Mustafa Kemal) (Not: Kahramanmaraş’taki yerel medyaya sahip çıkalım.)

Bu vesile ile Kahramanmaraşımızın 12 Şubat Kurtuluş Bayramını en içten dileklerimle kutluyor; şehrimizi kahraman yapanları rahmet ve minnet ile anıyorum.

Yeniden görüşmek dileği ile…

MUSTAFA NURİ ŞİRİN

e-mail: [email protected]