Günlük hayatta hemen hemen her insan tarafından tüketilen şeker kimi zaman pasta, kek, kurabiye olarak kimi zaman ise tüketilen başka gıdalarda karşımıza çıkıyor. Bununla da kalmayarak, yüksek miktarlarda şeker içeren meyve suyu, gazlı içecekler, kahvaltılıklar, fastfood gibi hazır gıdalarla da tüketilen şeker, insan sağlığını tehdit edebilecek sorunlar doğurabiliyor. Dünya sağlık örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre, Türkiye’de şeker tüketimi son 10 yılda yüzde 80 artarken, Diyetisyen Halime Demirciler, konuyla ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

“KİŞİ BAŞI TÜKETİLEN YILLIK ŞEKER MİKTARI 35-40 KİLOGRAMA YÜKSELDİ”
Demirciler, konuşmasında şunları kaydetti: “Bundan 20 yıl önce kişi başı tüketilen yıllık şeker miktarı 15-20 kilogram iken, günümüzde bu miktar 35-40 kilograma kadar yükseldi. Engellenebilir kanser riskleri arasında beslenme yüzde 35 etkili ve bu artan şeker tüketimi de kanserin artış nedenlerinin başında gelmektedir. Bu veriden hareketle şeker tüketiminin azaltılması kanser riskini düşürmektedir diyebiliriz.

BEYNİN EN TEMEL ENERJİ KAYNAĞI KARBONHİDRATLAR”
Karbonhidratlar vücudumuzun temel enerji kaynakları. Günlük almamız gereken enerjinin yarısına yakınını karbonhidratlardan sağlıyoruz. Beynimizin en temel enerji kaynağı yine karbonhidratlar olmaktadır. Diyetlerde karbonhidratları (ekmek, makarna vs.) tamamen kesmek yanlış bir yaklaşım. Kompleks karbonhidrat dediğimiz işlenmemiş kurubaklagil (kurufasulye, nohut vs.) meyve- sebze ve tahıl (yulaf, çavdar vs.) gibi karbonhidratlar; vitamin- mineral ve posa için iyi kaynaklardır. Sindirim sistemi için enzimlerin aktive olmasında da rol alırlar. Rafine dediğimiz işlenmiş şeker gibi karbonhidratların ise vücuda yararı değil zararı vardır.  Sağlıklı bir salınımına neden olan bu tatlandırıcılar daha fazla kilo alımı, karaciğer bozuklukları, dislipidemiye (lipoproteinlerin sayısal fazlalığı ya da eksikliği ile işlevsel bozukluklarını tanımlayan bir kavramdır) neden olmaktadır.

“TATLI KRİZİNİ SU İÇERİSİNE KARANFİL EKLEYEREK BASTIRABİLİRSİNİZ”
Tatlı yeme isteği çoğu zaman çok fazla aç kalındıktan sonra birdenbire büyük hacimde yemek yendiği için fazla miktarda insülin salınımı sonrasında da kan şekerinin çok hızlı düşmesi sonucu oluşmaktadır, gün içinde yetersiz enerji alımı, yetersiz su tüketimi de tatlı krizlerine neden olmaktadır. Tatlı kriziniz çok oluyorsa uzun süre aç kalmadığınızdan ve yeterli su içtiğinizden emin olmalısınız. Sularınızın içerisine kabuk tarçın veya karanfil eklemek tatlı krizinizi bastırmanıza yardımcı olacaktır. Şekerli yiyecekler yendiğinde her ne kadar mutluluk salgıladığı düşünülse de, aslında başlangıçta seratonin gibi mutluluk verici hormonların salınmasına ve zamanla bağımlılığa neden olmakta bu durum da mutsuzlukla sonuçlanmaktadır. Çünkü bu şeker bağımlılığı kilo alımına neden olmakta ve bireyler mutsuz olmaktadır.

“ŞEKERLİ GIDA ALIMINI MÜMKÜN OLDUĞUNCA AZALTMAK GEREK”
Özellikle çocukluk çağı obezitesinin bu kadar arttığı bir süreçte şeker ve şekerli gıda alımını mümkün olduğunca azaltmak ilerde görülecek kronik hastalıkların önlenmesi açısından önemli bir adımdır. Çocuklarımızın şeker içeriği oldukça asitli veya asitsiz meşrubatlar, paketli ürünler, şekerlemelerden uzak tutarak evde hazırlanmış az şekerli tatlılar veya bal, pekmez veya bunlarla hazırlanmış tatlı tüketimini arttırmak daha sağlıklı bir nesil yetiştirmemiz için büyük önem taşımaktadır. Çocukluk çağında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde obezitenin önüne geçilmesi için önemli bir adımdır.

“HAZIR ÜRÜNLER TÜKETMEMEK GEREK”
Günümüzde birçok ürünün içerisine katılan ve kullanımı gittikçe artan şeker, mısır şurubu, glikoz şurubu, fruktoz gibi katkı maddelerinden dolayı obezite, diyabet (şeker hastalığı) kanser ve kalp hastalıkları görülme oranları da artıyor. Bu yüzden şeker tüketiminde son derece dikkatli olmakta fayda var. Hazır ürünler tüketmemek gerekiyor. Özellikle gazlı içeceklerden uzak durmakta fayda var,  gazlı içecekler yerine soda, su, kefir, ayran, sade kahve ve bitki çayları tüketilebilir.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz