Çin’in Wuhan kentinde geçen yıl aralık ayında patlak veren coronavirüs salgını can almaya devam ediyor. Virüs ABD, Kanada, Avustralya, Almanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, İran gibi ülkelerde de yayılırken Türkiye’de ise şu ana kadar hiçbir ilde bu virüsün çıkmaması sevindirici taraf oldu. Ancak ölümcül virüsün komşu ülkelere bulaşmasıyla toplum olarak bu ölümcül virüse karşı hazırlıklarımızı daha fazla önem vererek yapmaya başladık. Virüsten korunmak için önemli faktörlerden olan ağız maskesi şimdiden eczanelerde bulunması imkânsız hale geldi. Bizde Manşet Gazetesi olarak bu konuyu Eczacı Özlem Emirmahmutoğlu’na sorduk. Devletin bu işe el atması gerektiğini belirten Emirmahmutoğlu, “Çok maksimum fiyata satılmaya başlandı. 5 TL iken maskenin tanesi 2-3 katı fiyat vermeye başladılar ve şimdi hiç bulamaz olduk” dedi.

“MASKE ŞU ANDA ELİMİZDE YOK”

Virüsün yayılmaya başlandığı ilk aylarda maskenin hepsini bazı yabancı uyruklu kişiler tarafından satın aldıklarını şu anda ellerinde bulunmadığını belirten eczacı Özlem Emirmahmutoğlu, “Maske şu anda elimizde yok. İlk virüs çıktığında 10 kutu kadar maske elimizde vardı. Hani öyle alıp koymuştuk korona virüsü yayılmaya başladığı andan itibaren iki tane sanırım çin uyruklu kişi geldi hepsini istedi, Bizde de elimizdeki ürünleri verdik. Sonra arkadaşlar haberleştiğimizde birçok eczanede bütün maskeleri tükettiklerini gördük. Onlar üç katlıydı bitince iki katlılara talep oldu. Onlar bir süre bulunuyordu tamamen bitti olanlarda. Çok maksimum fiyata 5 TL iken maskenin tanesi 2-3 katı fiyat vermeye başladılar ve şimdi hiç bulamaz olduk. Bu maskelerde benim için yeterli değil ilk tükenenler daha iyi maskelerdi. Şu anda da ne olduğunu bilmiyorum. Ticaret Bakanı bu işe el koydu Maraş'taki bazı eczaneler ve depolara gelip maskelerin neden olmadığını ne zamandan beri olmadığını araştırmışlar” dedi.

“DEVLETİN BUNLARA EL ATMASI LAZIM”

Medikallerin bu olayı fırsat bilerekten maskeleri fahiş fiyatlara satmalarına tepki gösteren Özlem Emirmahmutoğlu, “Maskeler bazı medikallarda var ama onlarda fahiş bir fiyattan satıyorlar devletin bunlara el atması lazım. Vatandaşımız buna talebi varken bütün maskeleri dışarı yönlendirmeleri bence çok mantıksız oldu. Yani o konuyu da her zamanki gibi tam olarak takip edip gerçekleştirmedik. Korona virüsün hani çok fazla önleyen şeyin elleri yıkamanın çok önemli olduğunu, çok fazla ellerin yıkanması gerektiğini onaylıyorum. Doktorlar da bunu söylüyorlar” diye belirtti.

“ALKOLLÜ DEZENFEKTE GİBİ ŞEYLERE GEREK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Bazı yapılan uygulamaların gereksiz olduğunu belirten Emirmahmutoğlu, “Agresif bir şekilde böyle alkollü dezenfekte gibi şeylere gerek olmadığını düşünüyorum. Çok iyi el yıkanması ve ıslak zeminlerin dokunulmaması gerekiyor. Ağız, göz, burun yoluyla geçtiğini söylüyor doktorlar bunlara dikkat etmek gerekiyor. Bence Türk halkı temizliğine çok fazla dikkat etmiyor mesele biz büyüklerimizden gördüğümüz kadarıyla dışarı çıktıktan itibaren yüzünü hiç ellemeyin derlerdi. Biz o şekilde alışmışız. Çocuklarımızı da öyle alıştırdık fakat bu hassasiyeti toplumumuzda göremiyorum. İnsanlar normalde virüs olmasa bile gözlerini çok fazla ovuşturuyorlar elleriyle o yüzden göz rahatsızlıklarına da ben çok rastlıyorum” ifadelerini kullandı.

“HAVA SICAKLIKLARI 28 DERECEYE ÇIKINCA ÖLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

Hava sıcaklığının 28 derece olduğunda virüsün öleceğini düşünen Eczacı Özlem Emirmahmutoğlu, “Korona virüsün hani İnşallah benim beklentim, hava sıcaklıkları 28 dereceye çıkınca öleceği yönünde. Çok fazla maske soran oldu. Maskenin bulunmadığını gördükleri için artık sormamaya başladılar. Bana müşterilerimden talep geldi 300 TL bile olsa ben 50’li kutuyu alacağım getirttirir misiniz diye ama ben bu fiyata bu kadar çok fahiş fiyatlı ürünü de vermek istemiyorum. Şu anda da benim gördüğüm kadarıyla gördüğüm çevrede böyle bir virüsün varlığına rastlamadım zaten yüksek ateşle belli oluyor o anda da zaten hastalar hastaneye gidiyor” dedi.

“ÖNEMLİ OLAN BİZİM KENDİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ GÜÇLÜ TUTMAMIZ”

Virüslerin bakteriler gibi olmadığını ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerektiğini belirten Emirmahmutoğlu, “Virüsler, bakteriler gibi değil hiçbir şekilde ilaçlara karşılık vermiyor. Normalde Griplere karşı çok korunuyoruz, grip geldiği zaman elimizde sadece virüs ilacı var. O da her zaman etkili olmuyor virüs devamlı karakterini değiştiriyor. Vücut bağışıklık sistemini güçlü tutacağız. Bütün yiyeceklerimize dikkat edeceğiz. Maraş’ta doğal yiyeceklere ulaşmak mümkün onu takip edeceğiz. Benim gördüğüm kadarıyla Maraş’ta insanlar dışarıyı bilmiyorum gazlı içecekler, suni kekler, suni pastalar, çörekler, kurabiyeler bunlara çok talep ediyor. Normalde virüs içinde herhangi bir hastalık için de bunlardan elimizi çekmemiz gerekiyor. Çaya şeker atmamak, gazlı içecekler içmemek böyle şeyler tavsiye ediyorum. Önemli olan bizim kendi bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız” ifadelerini kullandı.

“ÖZEL BİR HİJYEN ÜRÜNÜNE GEREK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Eczaneden virüslere karşı temizlik, hijyen ürünleri talebi hakkında konuşan Özlem Emirmahmutoğlu, “Bir kere parayla haşır neşir olan bankalar, hastane gibi yerlerde onların kendi hijyen ürünleri var ama bankalardan talep oluyor. Evde hastası olan, kimyasal tedavi gören kişiler muhakkak almak istiyor. Normalde doktorları dinlediğimiz zaman özel bir hijyen ürününe gerek olmadığını düşünüyorum. Bankalarda para falan alışverişinde gerekli diye düşünüyorum elimize de birkaç tane ürün geldi maalesef bunların 1 litrelik ambalajları da yok daha piyasaya giren ürünler merdiven altı ürünler fırsatçılık gibi tanımadığım ürünleri alıp satmak istemiyorum” şeklinde konuştu.

Koronavirüs nedir?

Koronavirüsler (CoV), soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS-CoV) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS-CoV) gibi daha ciddi hastalıklara kadar çeşitli hastalıklara neden olan büyük bir virüs ailesidir. Koronavirüsler, Koronaviridae ailesi içinde yer alıyor. Başlıca dört türde sınıflandırılıyor: Alfa, Beta, Gama ve Delta Coronaviruslar. İnsan, yarasa, domuz, kedi, köpek, kemirgen ve kanatlılarda bulunabiliyor. Yakın geçmişte koronavirüsler, insanlarda üç salgına neden oldu. 2003'te SARS olarak tanımlanan koronavirüs, Uzak Doğu'da bir çeşit yabani kediden, 2012'de MERS olarak tanımlanan koronavirüs ise Suudi Arabistan'da develerden insana geçti. İnsanlarda koronavirüsün neden olduğu hastalık basit soğuk algınlığından ağır akut solunum sendromuna kadar değişkenlik gösterebiliyor.

Ne zaman, nerede ortaya çıktı?

Henüz netlik kazanmayan Kovid-19'un kökeni hala araştırılıyor. Şu ana kadar elde edilen veriler, Çin'in Vuhan kentinde bulunan Huanan Deniz Ürünleri Toptan Satış Pazarında yasadışı olarak satılan vahşi hayvanları işaret ediyor.

Nasıl bulaşıyor?

Bulaşma, hastalığın başlangıcındaki ilk kaynak olarak Huanan Deniz Ürünleri Toptan Satış Pazarında yasadışı satılan vahşi hayvanlar düşünülmekle birlikte, insandan insana ve sağlık merkezlerinde bulaşma olduğu yönünde bilgiler yer alıyor. Diğer solunum yolu virüsleri gibi Kovid-19 da hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ya da burnunu temizlemesi sırasında saçılan parçacıkların solunması ile bulaşıyor. Bu yolla bulaşma, genellikle hasta kişiyle 1 metreden daha yakın mesafeli temas sonucu gelişiyor. Ayrıca, hasta bir kişinin temas ettiği yüzeylere dokunma ve daha sonra dokunan el ile ağız, burun ya da göze temas yoluyla da bulaşma riski bulunuyor. Yeni koronovirüs enfeksiyonu açısından risk altında bulunanlar, hayvanlarla yakın temasta bulunanlar, hasta kişilerin aile üyeleri ve sağlık çalışanları olarak belirtiliyor.

Belirtileri neler?

Belirtiler, hafif ya da şiddetli olabilir. Ateş ve öksürüğün yanı sıra hastalığı şiddetli geçiren kişilerde nefes darlığı, zatürre, böbrek yetmezliği gelişebilir ve hastalık ölümle sonuçlanabilir.

Tanı nasıl konuluyor?

Kovid-19 olası vaka tanımına uyan hastalarda solunum yolu numuneleri Kovid-19 açısından HSGM Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarlarında değerlendiriliyor. Kovid-19 olası vaka tanımına uyan tüm hasta numuneleri Kovid-19 için de değerlendiriliyor.

(Haber: Abdulsamet İspir)

Editör: Mahmut Beyaz