AHEF Genel Başkan Yardımcısı Dr. Erdoğan, Kahramanmaraş’ta basın mensupları ile bir araya gelerek son dönemlerde aile hekimlerinin yaşadığı sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  Kervanhan’da düzenlenen basın toplantısına Kahramanmaraş Aile Hekimleri Derneği(KAHED) üyelerinin yanı sıra birçok aile hekimi de katıldı. Toplantıda aile hekimlerine yönelik son dönemlerde atılan iftiralardan bahseden Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Gökhan Erdoğan, Türk Ceza Kanunu uygulamalarında muayene ve tıbbi müdahale sistemine tam vakıf olmayan yargı mensuplarının hekimlere verilen muayene etme görevini bile cinsel taciz olarak nitelendirdiğini ifade etti. Hekimlerin dil, din, ırk ve cinsiyet ayrımı göstermeksizin hastalarına faydalı olmak için çalıştıklarını belirten Dr. Erdoğan, asılsız iftiralar, delilsiz davalar ile hekimlerin ailelerinin şereflerini ve onurlarının lekelenmesini istemediklerini kaydetti.

ÜLKEMİZDE HEKİMLER YETERİNCE YASAL HAKLARA SAHİP DEĞİL

Sıradan tıbbi soruların bile hekimlerini tacizci durumuna getirdiğini söyleyen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:  “Biz hekimler dil, din, ırk, cinsiyet hiçbir ayırım göstermeksizin hastalarımıza faydalı olmak için yemin ettik. Bu uğurda da çalışıyoruz. Son yaşanan olaylar ile artık hastalarımıza defans oluşturuyoruz. Asılsız iftiralar, delilsiz davalar ile ailelerimizin onuru ve şerefinin lekelenmesini istemiyoruz! Birinci basamak, ikinci basamak veya üçüncü basamakta özel veya kamu çalışanı hekimler, bu görevini ifa ederken, hekim olmanın gereği olarak insanların tıbbi değerlendirmesini yapmakla mükellef kılınmıştır. Ettikleri yemin ve aldıkları eğitimin gereği budur. Günlük iş yoğunluğu ve stres altında ezilen hekimler, her gün hasta ve hasta yakınları tarafından, tıbbi hizmet alamadıkları gerekçesi ile şikayet edilmekte ve sabim baskısı ile savunma vermektedirler. Hekimlik uygulamaları kapsamında hekimler; kişileri muayene etme, ruhsal sıkıntılarını öğrenme ve sırlarına vakıf olma durumunda kalmaktadır. Hasta hakları kapsamında ve hasta mahremiyeti ilkesi gereği hekimlerin muayene ve müdahale ortamlarında kamera bulundurma veya kayıt alma hakkı yoktur. Böyle bir uygulama yasal olarak suç kabul edilmektedir.                Ülkemizde çalışan hekimlerin çoğu gelişmiş ülkelerdeki gibi tıbbi ve yasal haklara sahip değildir. Gelişmiş ülkelerde hastalar yardımcı sağlık personeli tarafından muayene öncesi hazırlanmaktadır. Hekim ile yardımcı sağlık personeli beraber müdahale ve muayene işlemlerini yapmaktadır. Ülkemizde ise birçok hekim, yardımcı sağlık personeli ile çalışma imkânı bulamamaktadır. Hekimler kendi tercihleri dışında tek başına çalışma durumunda kalmaktadır. Günümüzde Türk Ceza Kanunu uygulamalarında muayene ve tıbbi müdahale ortamları için özel bir düzenleme yapılmamıştır. Muayene veya tıbbi müdahale sistemine tam vakıf olamayan yargı mensupları kendilerine tanınan çok geniş yetki ile hekime verilen muayene etme görevini bile cinsel taciz kapsamına sokabilmektedir. Kapsamlı bir inceleme yapılmaksızın hekimler zan altında kalabilmektedir.

SIRADAN TIBBİ DEĞERLENDİRME BİLE TACİZCİ İFTİRASINA NEDEN OLUYOR

Hekimin kendi tercihi olmadan muayene ve tıbbi müdahale ortamlarında kendilerine atılan iftiralar karşısında kendini savunma yolu kalmamaktadır. Cinsel suçlarda kişi beyanı aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir mantığı ile hekimin kendini ifade etme imkânı nerede ise kalmamaktadır. Örneğin Sağlık Bakanlığı, 15 yaştan itibaren her ergene içinde cinsel yaşama dair sorgular ve muayeneler de içeren takip yapılmasını şart koşmaktadır. Yapılmamasını suç kabul ederek idari yaptırımlar uygulamaktadır. Sağlık okuryazarlığının çok düşük olduğu toplumlarda evlilik ehliyeti bile tanınan bireylerin, anne babaları tarafından sağlık merkezine gönderilmelerinin faturası hekimlere kesilmektedir. Sadece tıbbi bir değerlendirme yapan hekim bir anda sorduğu tıbbi sorular ve muayene nedeni ile tacizci kapsamına alınabilmektedir. Usulsüz istekleri karşılanmayan hastalar tarafından şikâyet edilen hekimler, bir anda şikâyet edenin haklılığı prensibi ile tacizci konumuna düşebilmektedir. Hekimlere yapılan saldırıların, şiddet olaylarının son yıllarda hızla arttığı ortadadır. Hekimler hakkında yapılan haksız şikâyetlerin, suçlamaların ne kadar arttığı 184 sabim kayıtlarından görülmektedir. Hekimler isteği karşılanmayan vatandaşlar tarafından çok rahat asılsız suçlamalara maruz kalabilmektedir. Buradaki asıl sorun sağlık çalışanlarının kendini koruyacak bir mekanizmadan yoksun olmalarıdır. Eğer bu soruna çare bulunmazsa hekimler hastalarından uzaklaşacak, muayene etmek istemeyecektir. Tek başına çalışmak zorunda bırakılan hekimler, hasta mahremiyetini değil kendi onurlarını düşünmek zorunda kalacaktır. Bu ülkemiz sağlık sistemini temelden sarsacak ve hastaların yeterince iyi sağlık hizmeti alamaması sonucunu doğuracaktır.”

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Dr. Erdoğan konuşmasının sonunda aile hekimlerinin yaşadığı sorunlar için çözüm önerilerini 6 maddede sıraladı;

               

  1. Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa “Tabipler, diş tabipleri tarafından Muayene ve Tıbbi Müdahale ortamlarında olduğu iddia edilen suçlamalar için soruşturma izni sağlık bakanlığı tarafından verilir. Suçlamalar için olayın meydana geldiği yerdeki meslek kuruluşu soruşturmalara ve yargılamaya müdahil olabilir” maddesi eklenmelidir.
  2. Muayene ve Tıbbi müdahale ortamlarında olduğu iddia edilen asılsız suç isnatlarına karşı caydırıcılık sağlanması mutlaka ceza miktarları TBMM tarafından çıkarılacak kanun ile artırılmalıdır.
  3. Muayene ve Tıbbi Müdahale ortamlarında gerçekleştiği iddia edilen cinsel suçlar için sadece mağdur beyanı tek başına yeterli delil sayılmaması için TBMM tarafından kanuni düzenleme derhal yapılmalıdır. Muayene ve Tıbbi Müdahale ortamlarında yapılan cinsel suç iddialarında mutlaka olayın konunun uzmanı bilirkişiler tarafından görüş alınması zorunluluğu getirilmelidir. İhtisas mahkemesi kurulmalıdır.
  4. Tüm hekimlerin muayene ve tıbbi müdahale ortamlarında yanlarında çalışacak yardımcı personel olması Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır. Poliklinik ve tıbbi müdahale odaları içeride hekim ve yardımcı sağlık personelinin birlikte çalışabileceği büyüklükte tasarlanmalıdır.
  5. Biz hekimler için hasta mahremiyeti çok önemlidir. Muayene ortamlarını gören dışarıdan erişime kapalı, şifreli sadece bu tip suçlamalar için kullanılabilecek kayıt sistemi muayene ve Tıbbi Müdahale ortamları için Sağlık Bakanlığı tarafından kurulmalıdır.
  6. Tabipler ve dış tabipleri için “KADES” benzeri bir uygulama, içişleri bakanlığı tarafından hayata geçirilmelidir.

Editör: Mahmut Beyaz