“Merhaba, yeriniz var mı acaba?”

“Var., ancak bizim yurdumuzun bazı özel kurallarımız var”

“Ne gibi?”

“Her gün 1.5 saat özel ders, 5 vakit namazı cemaatle kılma, sabah namazına kalkma, ve öğrencimizin akşam en geç 19,30 da yurda giriş yapma zorunluluğu var.”

Yukarıdaki diyalog, İstanbul’da üniversite kazanan çocuğuna yurt bakan bir arkadaşımız ile bir vakıf yurdu arasında geçen telefon görüşmesine ait.

Yurt , öğrenci yurdu. Binlerce veli gibi bizde bakıyoruz. Hele baktığınız şehir İstanbul ise işiniz daha bir zor.

İstanbul’da okuyan öğrencilerin devlet yurdunda kalabilme ihtimale yüzde dört. Yanlış okumadınız. İstanbul da okuyan öğrencilerin yalnızca %4’ü devlet yurtlarında kalıyor. Peki gerisi?

Gerisi yani geri kalan %96’lık oranın bir kısmı özel yurtlarda, diğer bir kısmı vakıf yurtlarında kalıyor. 6 Kişilik özel yurtların fiyatları 5 bin TL’den başlamakta. Buna yeme, içme, ulaşım dahil değil. Hele de çocuğunuz özel yani paralı yada kısmi paralı bir üniversiteye yerleşti ise vay halinize. Aylık ödemeniz gereken rakam 20 bin liranın üstüne çıkıyor.  Gücün yetmiyorsa yapacağın iki alternatifin kalıyor. Çocuğunu okutma, yada vakıf yurtlarından birisine teslim et.

Girişteki diyaloga dönecek olursak.

Çocuğunuzun namaz kılması neden kötü olsun, 1.5 saat ahlaki, dini, insani eğitim alması neden kötü olsun.

Hatırlarsınız, 15 Temmuz’dan önce de bu düşünce şekliyle milyonlarca veli evlatlarını götürüp o vakıf yurtlarına yerleştirmişti. Okusun, adam olsun, dinine vatanına bayrağına sahip birey olarak yetişsin diye.

Efendim birde karşı duruş sergileyen vakıf yurtları var. Modern, çağdaş, özgür ve özgürlükçü nesil yetiştirme! Çabasındaki yurtlar var. Alkolün gırla içildiği, cinselliğin özgürce yaşandığı yurtlar.

Ha birde devlet var. Vakıf, özel, kamu adına her şehirde yüzlerce üniversite açılmasına izin veren, ancak bu üniversitelerde okuyacak öğrencilerin barınmasına kafa yormayan devlet. Çocuklarını çeşitli vakıf, dernek, kuruluşa mecburen teslim eden velilere, daha sonra neden o yurda gittin, neden o cemaatin evinde kaldın, neden o okulda okudun diye soran devlet.  

Yurtta kalmasın, ev kiralasın… İstanbul gibi iki artı bir dairenin kirasının 10-15 bin lira olduğu bir şehirde ev kiralamak…

Çözüm yolu sunulmayan eleştiri kolaycılığına kaçmayalım o halde.

Acilen KYK bursları öğrencilerin barınmalarını karşılayacak seviyeye çıkarılmalı ki, bu devlet tarafından öğrencilere verilen borçtur. Bilahare tahsil edilmektedir.

Apartman üniversitelerine izin verilmemeli. Kampus üniversiteleri yurtları ile birlikte inşa edilmeli.

Vakıf yurtları titizlikle takip ve kontrol edilmeli. 10 yıl sonra devlet hangi yurtta  neden kaldığına dair vatandaşını sorguya çekmemeli.