Valla ona kalırsa Maraş zade’lerden geçilmiyor. Şöyle bir geriye, eskiye doğru gidin, her mahallede, her sokak başında bir zade bulursunuz. Tabi ayrıcalıklı, tabi zengin, hatırı sayılır, asalet timsali asil kesimler.

Zade’lerden çok sayıda arkadaşım var. Şimdi kalkıp isimlerini versem olmayacak! Kaldı ki söylemesi ayıp bize de,  ‘Fiskecizadeler’ derler.

Divanlı’nın alt tarafında, Topraklık’ta, diğer adıyla İnceyol’da…

*

Usta mizah yazarı Aziz Nesin’in taa 1961 yılında yazdığı ZÜBÜK isimli romanından uyarlanan ve merhum Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı 1981 yılı yapımı ve vizyona giren ‘ZÜBÜK’ filmi geldi aklıma. Ya da Zübükzade İbraam efendi…

Milyon kere izlense de, Şener Şen’in Züğürt Ağa, Kemal Sunal’ın Zübük filmlerini (ülke gerçeğidir, izlenme rekorları kırar. Bayramlarda, seyranlarda, televizyon kanallarının ara tatile girdiği kısa dönemlerde can simididir bu filmler.) izlemekten bıkmadık, usanmadın, tiksinmedik.

*

Zübük’lerin mantar gibi çoğaldığı, yonca gibi yetiştiği c anım memleketimde, ahali, hasret içinde yanıp tutuşuyordu herhalde. Seçildiğinde, halka verdiği hiçbir sözü tutmamasına karşın halk tarafından hep desteklenen bir politikacı olan İbrahim Zübükzade’yi görmeden, seyredemeden edemiyorduk.

*

Seyrettiyseniz bilirsiniz; ZÜBÜK, Türk edebiyatının en önemli siyasal eleştiri romanlarından biri aslında. Zübükzade İbrahim, çok kurnaz bir adamdır. Halkın ne kadar ahmak ve saf olduğunu anlamış ve kurnazlığı ile kasabada ve civarında adını duyurduğu gibi, halkını keriz yerine koyarak onları sürekli söğüşlemiştir.

(‘Enayiler olmazsa açıkgözler acından ölür’ diyenler ne kadar haklıymış meğer)

Zübük, öylesine kurnaz ve dolandırıcı bir adamdır ki, köylülere çok şey kazandıracağına inandırıp, hiç istemez gibi gözükse de kendi cebine zorla para koymalarını sağlayacak derecede dalavere uzmanıdır. Gözleri felcefir okuyor, aklından sürekli şeytanlık geçiyor.

Esasında kimseden hiçbir şey istemez gözüküp işi düşen herkese çözümün kendisinde olduğunu gösterip, vaatler de vererek köylüleri yolmaktadır kaz gibi. Herkes ona zorla para verdiği için kimseye de borçlu kalmamakta.

Esasında verdiği vaatlerin hiçbiri yerine gelmemiş olmasına rağmen de sürekli olarak köylüleri kandıracak başka bir yol bulmaktadır Zübükzade İbraam Efendi.

Zübükzade’nin oyununa düşen cahil köylüler yine de her defasında ona çarpılmaktadırlar.

Adamın işi gücü fırıldak, işi gücü gösteriş, işi gücü cebini doldurmak, işi gücü saf insanların duygularını sömürmek ve hiçbir şey yapmamak. Kendisini sevmeyen, muhalif görünenleri, köyün akıldanelerini bile kandırmayı bilen birisi Zübükzade.

Çok kurnaz, çoookk!

*

İyi güzel de, bunları neden yazdım, neden durup dururken Zübükzade İbraam Efendi’den bahsettim.

Vardır bir sebebi, vardır bir hikmeti…

Ve sordum da ‘Maraş’ta Zübük, yani Zübükzade var mı?’ diye.

Oysa siz den ses seda çıkmadı. Yoksa Zübükzade sizi de mi çarptı, sizi de mi dolandırdı, sizi de mi uyuttu, yarın seçim olsa gidip yine mi oy verirsiniz, size de mi verdiği sözleri yerine getirmedi?

Hıı, cevap yok mu?

Eh, müstehak size!