1973 yılında piyasaya sürdüğü “Aşk Mahkûmu” şarkısıyla bir zamanlar kasetleri satış rekorları kıran, 51 yıllık müzik yaşamına 240’ın üzerinde şarkı, 60 tane 45’lik albüm, 16 tane kaset ve 8 tane de longplay sığdırarak, Türkiye müzik literatürüne damga vuran 68 yaşındaki Kahramanmaraşlı usta sanatçı Selahattin Cesur, müzik kariyerinde ki kesitleri, başarılarını ve buralara nasıl geldiğini Manşet Gazetesi muhabiri Emre Akkış’a anlattı.

İşte Selahattin Cesur ile yaptığımız özel röportajın detayları…

( MÜZİK OLGUSU HENÜZ 6 YAŞINDA BAŞLADI )

Selahattin Cesur Kimdir? Biraz kendini tanıtır mısınız?

1949 yılında Kahramanmaraş’ta Divanlı Mahallesi’nde dünyaya geldim. İlkokulu Onikişubat Kümbet İlkokulu’nda okudum. Daha sonra Sanat Okuluna geçtim. Müziğe daha çok küçük yıllarda ilgi duymaya başladım. Rahmetli babam evde bağlama çalıyordu ve ayrıca bizim evde bir gramofon vardı. Evimizdeki o gramofon hep dikkatimi çekti. Daha o zamanlarda bir müzik olgusu içime yerleşti. Tabii bu olgu bende 6 yaşında başladı. Çünkü daha 6 yaşındayken gramofon ile uğraşmaya başladım. O zamanlar sık sık gramofon ile uğraştığımız için müzik aletini yine sık sık bozardım. Babamda bana, “Bu işin tek çaresi seni gramofon tamirciliğine vereyim, orada hem boz hem yap” demişti. Babamın bunu demesi üzerine de bir müddet gramofon tamirciliğine de gitmiştim. Benim rahmetli babam bir bağlama üstadı idi. O gramofon hala da evimde şu an çok eski bir gramofonum da var ve 70-80 tanede plak var.

( “İLK BESTEMİ 12 YAŞIMDA YAPTIM” )

Müzik hayatınız nasıl başladı?

O zamanlar daha gençken hem teknolojiye hem de müziğe çok hevesliydim. Mühendis olmak istiyordum ve bunun yanında da müzisyenlik yapmak istiyordum. Evde elektriklerle çok uğraştığım için babamda benim Erkek Sanat Enstitüsüne gitmemi istedi. Ama daha sonra müzik ağır basınca 3. Sınıftan itibaren meslek okulunu bıraktım ve tamamen müziğe yöneldim. İlk bestemi henüz 12 yaşında yaptım. Profesyonel anlamda ilk plağımı da 17 yaşında yaptım.

( İSTANBUL RADYOSU DÖNEMLERİ )

Müziğe yönelmenizde biri size yardımcı oldu mu, yâda yönlendiren birileri var mıydı?

Babamın bakkal dükkânı vardı bir de ayrıca gazetelerimiz vardı. Gazeteye yönelik bir sempatim vardı ve sürekli gazete okuyordum. Yine bir gün gazete okurken İstanbul Radyosunda sınav açıldığını ve sınav olacağı ilanı gördüm. Buradan yola çıktım. Babama ben İstanbul Radyosuna sınava gidiyorum dedim. Babamda bana “Okul ne olacak?” dedi. Ben sessiz kaldım, babamda sessiz kaldı. Babam benim okula devam etmeyeceğimi anladı ve cebime harçlığımı koyarak beni sınavlara yolladı. 17 yaşımda İstanbul’a radyo için sınavlara gittim. Daha sonra kayıtlarımı yaptırdım ve sınavın olduğu yere gittim. Ancak orada bir ürktüm. Orada 3 tane arkadaşla konuştum. 3’ününde elinde birer tane mektup vardı. O mektuplarda da değişik isimlerin referansları vardı. Ben o zaman anladım ki Kahramanmaraş’tan gelen birisinin onların arasında sıyrılamayacağını anladım. Aynı sınavda Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Seyfettin Sucu ve Arif Sağ’da vardı. Bu isimlerle ben orada tanıştım. İlk plağım olan Yalanmış Dünya”ya Orhan Gencebay bağlama ile eşlik etti. Bu saydığım sanatçılarla birlikte 3’ümüzde aynı gün, aynı plağı yaptık. Müslüm Gürses’in plağına bende girdim ve ona bağlama ile eşlik ettim. Sınava girdikten sonra kazanıp, kazanmadığımı takip bile etmedim. Çünkü artık plak yapmayı kafama koymuştum ve tanıştığım insanları sıcağı sıcağına bu işe yönlendirmek için hemen faaliyete geçtim. Bu sırada ilk tanıştığım kişi Adnan Varveren’di ve o beni akrabası olan Abdullah Nail Bağşu’ya götürdü. O zaman Ahmet Sezgin, Nuri Sesigüzel beni orada bir plak şirketine götürdüler. Plak şirketinde çalıp söyledim. Parçalarımı beğendiler ve orada da ilk avansımı aldım. O tarihten sonrada artık müzik hayatım resmen başladı.

( “HER ŞEY BİRDENBİRE OLDU” )

İstanbul Radyosu diye yola çıktınız ve orada ilk profesyonel plağınızı yaptınız. Bütün bunlar nasıl gelişti?

Olaylar tamamen spontane gelişti. Her şey birdenbire oldu. O zaman Adnan Varveren ile tanışmam benim için bir dönüm noktası oldu. Onunla birlikte plak şirketine gittik ve benim müzik hayatım başladı. Hiç unutmuyorum cebimde paramız olmadığı için Zeytinburnu’ndan, Şişli’ye 14 kilometrelik yolu plak şirketi ile anlaşmalar yapmak için yürüyerek gittim, geldim.

( “MÜZİĞİN YANI SIRA 6 SİNEMA FİLMİNDE OYNADIM” )

Müzik Kariyerinizin ilk başladığı zaman ile şimdiye kadar geçen süreyi bize anlatır mısınız?

İlk plağım olan “Mini Etek” çok sattı. Çünkü gazetede o zamanlar mini etek diye bir şey çıkmıştı. O zamanlar modaydı. Bende günlük bir şarkı yapmak istedim ve mini etek şarkısını çıkarttım. Tabii bu süreden sonra kendimi daha çok geliştirdim. Daha sonra askerlik dönemi geldi ve askere gittim. Askerden geldikten sonra 1973 yılında Aşk Mahkûmları plağını yaptım ve bu Türkiye’de çok sattı. Selahattin Cesur’un esas macerası bundan sonra başladı. Oldukça tecrübe edindikten sonra eserlerin tarzı değişmeye başladı. Bu zamandan sonra işin içine tam profesyonellik girdi. Çevrem genişledi. Bundan sonra Yağmur Duası, Ey Sevgili, Ezdiniz beni yıllar geldi. Daha sonra yaptığım birçok besteyi ünlü sanatçılara verdim. Şarkılarımı okuyan da çok sanatçı var. Sibel Can, Seda Sayan, İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Zekai Tunca, Cengiz Kurtoğlu, Ümit Besen, Yıldız Tilbe ve Kıraç gibi birçok sanatçı şarkılarımı okudu. Bundan 5 yıl önce sahneyi bıraktım. Şu anda sakin bir şekilde eski şarkılarımla oyalanıyorum. Bu arada da 6 tane sinema filminde oynadım. Aşk Mahkûmları, Kaderimiz, Mahkûm, Eski günler gibi filmlerde oynadım.

( 240 ÜZERİNDE ŞARKI, 60 ADET 45’LİK ALBÜM! )

Bugüne kadar kaç beste ve kaç albüm yaptınız?

Piyasada 240’ın üzerinde şarkım var. 60 tane 45’lik albüm yaptım. 16 Tane kaset yaptım. 8 tane de longplay yaptım.

( “ŞU ANDA 10 TANE SIFIR ŞARKIM VAR” )

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Şu anda 10 tane sıfır şarkım var. Bu bestelerin şu anda sözlerini ve bestelerini hazırlıyorum. Bu hazırladığım besteleri de sevenlerimize hatıra olsun diye internete yükleyeceğim. Tabii bunları yaparken hiçbir ticari beklentim olmayacak.

Röportaj: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz