KAHRAMANMARAŞ AHİLİK HAREKETİ HAFTALIK KÜLTÜR-SANAT EKİDİR

-AHİce- Sayı 1

E posta: [email protected]

Hazırlayan: Metin Acıpayam

ULUSLARARASI TİCARETİN İLK MİMARI

AHİ EVRAN HAZRETLERİ HAKKINDA

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Temel mesleği "Dabbaklık"tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran'a Ahi Baba da denir. [1]

Anadolu'dan Dünyaya Açılan Bir Kapı; Ahilik

Anadolu, tarih boyunca medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bir coğrafyanın adıdır. Hititlerden Asurlulara, Roma'dan Perslilere kadar bir çok uygarlık bu coğrafyada vücut bulmuş, nihayet Türkler'in medeniyet algılarıyla, Anadolu; bir nevi Türkleşmiş, Türkleşen Anadolu'da, Türk'ün öz ruhunda yatan 'zalime karşı cevval, mazluma karşı merhametli' tavrın yegane temsilcisi olmuştur. İşte bu anlayış iktisadi anlamda AHİLİK teşkilatıyla anlam kazanmış, mimarı Ahi Evran ise, Anadolu'dan dünyaya seslenerek; Uluslararası Ticaretin şahıs planında ilk prototipi olmuştur. Bu prototipin dikkat çektiği ilk değer kavramı; Ahlaktır. İş ahlakı... İş Etiği...

AHİLİK VE İŞ ETİĞİ

Ahilik, adını Arapça’da “kardeşim” anlamına gelen “Ahi” sözcüğünden ya da Türkçe’de “yiğit, cömert, eli açık” anlamına gelen “akı” sözcüğünden almıştır. Terim anlamında Ahilik, XIII. yüzyılda Anadolu’da, Balkanlar’da, Kırım’da Türkler tarafından kurulan esnaf, sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, iktisadî, felsefî duygu ve prensipler anlamına gelir. Teşkilat anlamında Ahilik, Anadolu’da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilâtlanan sivil toplum kuruluşudur. Ahilik üzerine tanımlar, Ahiliğin bir iş, meslek ve çalışma ahlâkını ortaya koyduğunu gösteriyor.

Ahilik, Orta Asya’dan beri görülen Akı, yani cömertlik felsefesinin İslâmî Fütüvvet geleneğiyle kaynaşmasıdır. Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin oluşturulmasında ve özellikle Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda mühim bir rol oynayan teşkilât olarak Ahilik, içlerinde her meslekten her sınıftan insan olan, laik, fakat merâtip silsilesine son derece bağlı üretici ile tüketici arasında gereksiz haset ve çekişmeleri ortadan kaldıran bir cemiyettir. Ahilik, XIII. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar Anadolu’daki esnaf ve sanatkâr birliklerine verilen isimdir. Bu birlik, köylere kadar yayılan örgütleriyle, millî birliği ve bütünlüğü, sosyal dayanışma ve yardımı temel ilke olarak benimseyen, dostluk ve kardeşlik havası içinde, toplumsal ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı, millî bir toplum kurmayı amaçlayan, yurt ekonomisinde temel ihtiyaç maddelerini en kaliteli, en ucuz biçimde üretmeyi öngören millî bir örgüt biçimi idi.

Ahi ise, vicdanını kendi üzerine gözcü koyan, helâlinden kazanan, yerine ve yeterince harcayan, ölçü ve tartı ehli olan, yararlı şeyler üretip insanlara sunan insandır. Sanatkârlara işyerinde yamak, çırak, kalfa ve usta hiyerarşisi ile mesleğinin inceliklerini öğretilirken, bunların akşamları toplandıkları Ahi Zaviyelerinde ahlâk eğitimi uygulanıyordu. İşte bu yolla yetiştirilen Türk esnaf ve sanatkârları hem aralarında güçlü bir dayanışma ve yardımlaşma kurmuş, hem de Bizans sanatkârları ile rekabet yeteneğine ve gücüne kavuşmuştur. Türkler, İslâmiyet’ten önce kendi kültürlerinde bulunan “Akılık” adı verilen kahramanlık, yiğitlik ve cömertlik ülküsünün İslâm dinini benimsedikten sonra İslâmî ahlâk ve değerlerle geliştirmişlerdir. İşte Ahilik, bu Türk akılığının İslâmîleşmiş şeklidir.

Türklerin ekonomik ve sosyal hayat düzeninde önemli rol oynadığı bilinen Ahilik, Anadolu’da Selçuklular devrinde ortaya çıkan, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında etkili olan önemli ve yaygın bir eğitim kurumu olmasının yanında, Anadolu Selçukluları ile Osmanlı Devleti’nin kuruluşu arasındaki toplumsal kriz döneminde varlığı belirginleşen bir esnaf örgütü olarak önemli başarılar sağlamıştır. Küçük esnaf, usta ve çırakları içine alan, mesleklerini doğruluk, dürüstlük prensiplerine uygun olarak yapmalarını ve ayrıca eğitim görmelerini hedefleyen bir teşkilât olan Ahilik, 13. yüzyılın ilk yarısından başlayarak 20. yüzyılın başlarına dek Anadolu şehir, kasaba ve hatta köylerindeki esnaf ve sanatkâr kuruluşlarına eleman yetiştiren, işleyiş ve kontrolleri düzenleyen sosyal ve ekonomik özellikleri olan bir örgüttür. Hem sosyal hem de kültürel yapılara ait bir terim olarak Ahilik, birbirini seven, birbirine saygı duyan, yardım eden, fakiri gözeten, yoksulu barındıran, işi kutsal, çalışmayı ibadet sayan, din ve ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı esnaf ve sanatkârların iş teşkilâtı manasını taşır.

En genel anlamıyla, binlerce yıldan beri süre gelen kadim Türk medeniyetinin, Anadolu’nun fethi ile birlikte yakın temasa geçtiği İslâm kültürü ile uyum içerisinde kaynaşmasından doğan, yeni bir kültür kuruluşu olan Ahilik ve Ahi birlikleri, kuruldukları dönemden (Anadolu Selçuklu Devleti dönemi: 13. yy.) dağıldıkları döneme (Osmanlı Devleti dönemi: 15. yy.) kadar Türk toplumunun ekonomik, sosyo-kültürel hayatını tanzim eden en önemli kurumlardan biri olmuştur. Ahiliğin kurucusu, onu fütüvvet ilkeleri ile harmanlayan Ahi Evran’dır. Ahlâkla sanatın ahenkli bir birleşimi olan Ahiliği çok itibarlı bir duruma getiren Ahi Evran, Anadolu halkına alın teri ile geçinme, başı dik, kendine güvençli ve minnetsiz yaşama yeteneğini kazandırmaya, yurt ve ulus sevgisi benimsetmeye çalışmış, sistemin işleyişini ve fikri temellerini biçimlendirerek özünü ve yönünü belirlemiş, örgütü şekillendirmiştir.

Devam Edecek

Editör: Mahmut Beyaz