Eğitimciliği, mütevazi kişiliği, yazar kimliğiyle takdir toplayan ve bugüne kadar yaptığı birbirinden farklı çalışmalarla dikkat çeken Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Güvenç, bilimin, eğitimin ve bu sayede yükselmenin ön planda olduğu yeni bir kitaba imza attı.

BATI KÜLTÜRÜ NASIL YÜKSELDİ?
Yeni kitabıyla ilgili gazetemize konuşan Güvenç, “Sizin vasıtanızla şehrimizin seçkin bir gazetesi aracılığıyla insanlarımızla bu kitabı tanıtmaya, düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım. Zaman zaman zaten kitapla ilgili düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşmaktaydım. 1983'den beri üniversite ortamında çalışıyoruz. Bu arada gerçekten Türkiye'de eğitim sisteminin ve bilimin sorunlarını gözlemleme imkânım oldu. Bilimi ve eğitim hakikaten toplumun en önemli kurumları olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimi ben şahsen çok önemsiyorum. Sebebi de şimdi eğitim öyle bir şey ki toplumu oluşturan aile, din, ekonomi, siyaset gibi kurumlarla çok yakın etkileşim içerisinde. Toplumda çok önemli görülen din gibi ekonomi gibi konularda da neticede eğitim kurumlarından yetişen insanlar görev alıyor. Dolayısıyla eğitimin bu anlamda etkisi çok daha yüksek olarak karşımıza çıkıyor. Tabi benim bir hayat boyunca incelemelerimde şu dikkatimi çekti; Dünya'da 210 civarında bir devlet var. Bunların 35 tanesi gelişmiş durumda geriye kalan devletler çokta gelişmemiş durumda. Özellikle 65 tanesi çok az gelişmiş durumda. Şimdi bu 35 gelişmiş ülkenin büyük çoğunluğu Avrupa ve Amerika veya bunun diğer anlamıyla batı kültürü diyoruz. Benim kafa yorduğum konulardan bir tanesi de bunlar niye yükseldiler? Bunun yanında mesela bizim kültürümüzün gereği Osmanlı İmparatorluğu, Türk İslam Dünyası, Selçuklular, Osmanlılılar bir yükselme dönemi yaşamış. Ama daha sonra bir düşüş yaşamış” dedi.

“YÜKSELMELERE KATKI SUNAN İYİ ÜNİVERSİTELERDİR”
Yükselmedeki temel faktörlerden birinin de iyi üniversitelerin katkısının olduğuna vurgu yapan Güvenç, “Şimdi incelemelerimizi bu yönde yoğunlaştırdığımızda şunu gördük ki bunlarda eğitim ve bilim konusundaki değişim aslında tamamen belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bunu kitapta ayrıntılarına inerek anlatmaya çalıştım. Günümüzde de hakikaten ülkeler arasındaki en önemli farklılık teknolojide farklılık olarak karşımıza çıkıyor ve bilimsel seviyedeki farklılık olarak çıkıyor. Eğitim kendi içindeki kademeleri ilköğretim ve lise aşağı yukarı her ülkede var. Alt kademe eğitimde vatandaşlık bilgisi, davranış kalıpları öğretiliyor. Asıl teknolojinin üretildiği yer olarak karşımıza üniversiteler çıkıyor. İşte bu dünyada gelişmiş 35 ülkeye baktığımızda bu ülkelerin ellerinde güçlü üniversitelerin olduğunu görüyoruz. Teknoloji üretim kapasitelerinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. O yüzden bilimsel üretkenlikle bilimde üretilen bilginin teknolojiye çevrilmesiyle toplumların yükselmesi ve düşmesi arasında yakın bir ilişki görüyorum ve bunu da kitap boyunca işlemeye çalıştım” ifadelerini kullandı.

İşte Prof. Dr. İsmail Güvenç’in yeni çıkan “Endüstri 4.0’a doğru, Bilim, Eğitim Yükselme” adlı kitabından satır başları şu şekilde;

Medeniyetlerin kalkınma ve gelişmeleri sürekli artan ve azalan şekilde doğrusal (linear) değildir. Medeniyetlerin kalkınma ve gelişmeleri zaman zaman artan zaman zaman azalan (parabol) bir grafik tarzındadır. Bu izah tarzını dikkate aldığımızda asıl cevaplanması gereken soru grafiğin yönünün niçin artan/azalan olduğudur. Dünyada 15. yy.’da başlayan ekonomik, siyaset ve bilim alanındaki değişim Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ile tamamen batının üstünlüğü ile sonuçlanmıştır. Bu süreçte Doğu medeniyetleri (Çin, Hint, Japon ve Türk-İslam dünyası) ve Batı Medeniyeti (ABD ve Avrupa) ile karşı karşıya gelmişlerdir.

İSLAM TEPKİSİ…
Batı medeniyetinin üstünlüğüne karşı zaman zaman ciddi bir direniş de gösterilmiştir. Ancak bilim ile desteklenmeye bu karşı koymalar başarısız olmuştur. Bunda az gelişmiş ülkelerin insan sermayesinin kalkınma ve gelişmeyi sağlamak için yeterli olmaması en önemli eksikliktir.  Bu düşüncelerimi Türk-İslam dünyasında çerçevesinde bir kitap da tartışmaya çalıştım. Buna geçmeden “İslam’ın Tepkisi” konusuna kısaca bir göz atalım: Dünya Tarihi kitabında McNeill (2001) İslam Dünyasının incelediği 1850-1945 dönemi için “Dünyaca ünlü hiçbir İslam bilgini ya da düşünürü yetişmedi” demektedir. Bunun yanında “Batının Üstünlüğüne karşı İslam Tepkisi” başlığı altında (s.689) bu ülkelerdeki eğitim sistemini açıklarken şunları ifade etmektedir: “Bu şartlarda ne gerçek bir yaratıcılığa (ibda) ne de kendine güven duygusuna ulaşmak kolaydı.” Doğu! Özel anlamda Türk-İslam dünyası! Batının üstünlüğü karşısında özgüvenini kaybetmiş ve ibda (insana ait yaratıcı/icat ortaya çıkaran düşünce) yok olmuştur. Daha somut bir bilgi için ülkelerin insan sermayesi ve bunların yetiştiği eğitim kurumlarını incelemek daha aydınlatıcı olacaktır. Bu konuyu bir kitap çerçevesinde irdeledim.

BİLİM, EĞİTİM VE YÜKSELME
Doğunun ıstıraplı hali karşısında bilimsel/ilmi zihniyet ve eğitim sistemini değerlendirme düşüncesi bu çalışmayı ortaya çıkardı. Öğrenci olarak başladığım üniversite hayatıma asistanlıktan rektörlüğe kadar uzanan değişik unvan ve statülerde görev yaptım. Bu süreçte eğitim sistemimizi yakinen tanıdım. Kitabı bilim, eğitim-üniversite ile ilgili şahsi gözlemlerimi kaynak taraması ile edindiğim bilgilerle birleştirerek hazırladım. Kitap ile eğitime ilgi duyan, ülkemizi (eğitimi) nasıl ileri götürebiliriz, diyen kimselerle paylaşım amaçlanmaktadır. Yeni çıkan kitabımın adı şudur: Endüstri 4.0’a Doğru “Bilim, Eğitim ve Yükselme” Kitabımı şu özellikteki insanlara atfettim: “Bu kitabı insanlığın aydınlatılması ve geleceğin daha parlak olması için emeğini, zamanını kısaca tüm imkânlarını sarf edenlere atfediyorum”

Kitap 5 bölümden oluşmaktadır:

I.Bilim Ve Bilimsel Düşünce

II. Bilim Ve Eğitimimizin Genel Durumu

IIII. Yükseköğretim

IV. Endüstri 4.0’a Doğru Eğitim Sistemi

V. Eğitim, Bilim Ve Yükselme

Kitapta dördüncü bölümde endüstri 4.0’a doğru Türk eğitim sistemi başlığı altında, eğitim felsefesindeki değişme, değişimi zorlayan faktörler ve gelecekte eğitim yapılması gerekenlerin bazıları tartışılmıştır. Bu konu hayati öneme sahip bir meseledir. Bu değişimleri yapmadan batının üstünlüğüne cevap vermemiz zordur…

Üniversite
Bu cevapta üniversitelere büyük görev düşmektedir. Bu nedenle Kitapta III. Bölümde yükseköğretim/üniversiteler konusuna biraz daha geniş yer verdim. Bu bölümde ana başlıklar şunlardı:

-Üniversite Tanımı Ve Unsurları,

-Yükseköğretimin Gelişme Süreci

-Üniversite Yönetimi,

-E-Üniversiteye Doğru Kampüs,

-Akademik Hayat,

-Üniversitenin Finansmanı,

-Yükseköğretime Erişim Ve Öğrenciler,

-Üniversitenin Özgürlüğü Ve Özerkliği,

-Üniversite Kurmak Ve Üniversite Olmak

Ülkemizde hâlihazırda 206 tane üniversite bulunmaktadır. Bunların durumunu “Üniversite Kurmak Ve Üniversite Olmak” başlığında değerlendirdim.

Son bölümde kitabın tamamında izah etmeye çalıştığım insan sermayesi çerçevesinde bilim ve eğitim (özellikle üniversite) ile devletlerin yükselme/düşmesi arasında ilişki (paralellik) olduğu tezini özetlemeye çalıştım.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz