Sokak ve caddeler başıboş gezen köpeklerle dolu…

Zaman zaman üçü beşi bir arada çeteleşmiş bir halde dolaşıyorlar!

Köpek saldırılarıyla yaralanan, ölümden dönen, köpeklerden kaçmaya çalışırken araçların altında kalan insan haberleri eksik olmaz oldu.

Çocuk, erkek, kadın, yaşlı her kesimden insanımız köpek saldırılarının mağduru oluyor.

İnsanların hem canı hem ciğeri yanıyor…

Ormanlık alanlarda ve kırsal arazilerde yaban hayatı için de tehdit durumuna gelmiş durumdalar.

Ve bu durumun sonu gelmiyor… Artarak devam ediyor… Köpeğin tabiatı bellidir. Başı boş bırakırsan ısırır.

Çözüm belli.

Sokak köpeklerinin ve tehlikeli türlerin bakım evlerine alınıp, kısırlaştırılarak buralarda bakılması.

Ancak bu sayede çoğalmalarının ve tehdit olmalarının önüne geçilebilir.

Neden olmuyor? Belediyeler vazifelerini niçin gereği gibi yapamıyorlar?

Bu sıkıntının suçlusu kim? Köpekler mi? Hayır…

Köpek lobisi!

Bu ülkede oldukça etkili bir köpek lobisi var...

Köpekler üzerinden toplumu dizayn etmeye çalışan tuzu kuru bir kesim…

“Can Dostlarımız” söylemi altında sevimli mi sevimli, cici mi cici bir köpek aşkı pompalanıyor.

Kendileri dünyanın en büyük “hayvan severleri!”  Aynı zamanda “hayvan hakları savunucuları”.

Kendilerine destek vermeyenler “hayvan düşmanı”.

Sosyal medyada tek koro halinde aynı anda bağırıyorlar.

İnsanlar bunlar sebebiyle sokak köpeklerinin oluşturduğu terörü dillendirmeye cesaret edemez hâle geldiler.

Köpeklerin başıboş gezme özgürlüğü insan hayatından değerli hâle getirildi! Neden böyle oldu?

Köpek malzemeleri, köpek mamaları, köpek bakım ürünleri vs. acaba bu ülkede ne büyüklükte bir sektör?

Kimler bu sektörden yıllık ne kadar ciro elde ediyor? Yurt dışında bu sektörü besleyen nasıl bir tröst var?

Köpek severlik adı arkasındaki derin gölge bu soruların cevabında aranmalıdır.

***

Hayvanseverlik mi?

“Yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü”

“Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin”

İnancımız mahlukata karşı merhameti imanın bir cüz’ü olarak kalbimize yerleştirmiş. Bize göre hayvanat dilsiz mahluklar değildir. Biz anlamasak ta onlar niyazlarını alemlerin rabbine yaparlar. Bu sebepten bir hayvana yapılacak merhametsizliğin ahı rabbimize aracısız ulaşır.

Lakin hayvana merhametsizlikle zararlı hayvanlara karşı tedbir almayı aynı görmek ancak ve ancak art niyetle açıklanır. Göz göre göre bu tür hayvanların kontrolsüz bir şekilde insanlara zarar vermesine göz yummak ne ile açıklanır?

Onu herkesin aklına ve vicdanına havale ediyorum.

Koca koca insanlar çıkıyor TV kanallarına, başlıyorlar ahkâm kesmeye…

Efendim, köpek durduk yere saldırmazmış, köpeğe nasıl davranılacağını bilmek gerekiyormuş, köpekle göz göze gelirsek şöyle yaparmış, gelmezsek böyle yaparmış, köpekle karşılaştığında başında şapka olmayacakmış, falan renkten hoşlanmazmış, çömelmeyi unutma, arada zıpla, ıslık çal vs. vs…”

Köpek eğitmenleri ve köpek davranışı uzmanları oldukça bilgiç (!) bir şekilde cahil cühela halkı aydınlatıyor.

Yaşasın! Çözümü de bulduk, suçluyu da!

Suçlu; köpekleri kızdıran ve nasıl davranacağını bilmeyen eğitimsiz kadınlar, erkekler, okula giden öğrenciler, 5-6 yaşındaki çocuklar!

Sizi cahilller! Köpeklerin dünyasında yaşıyorsanız köpeklere karşı niçin eğitim almadınız? Çok değil, sadece 80 küsür milyon insan köpek eğitiminden geçirildi mi, tüm problem ortadan kalkar. Hani zor da değil. Ancak bir soru var?

Bebeklerin eğitimi nasıl olacak? Anne karnında olabilir pekâlâ. Ne de olsa tıp çok gelişti. Neden olmasın?

Çözemediğim bir mesele var. O da, köpekler acaba bizim onlara karşı eğitimli olduğumuzu nasıl bilecek?

Aman efendim aman, galiba ahir zaman.

At izi it izine karışmış vesselam.