Bakır denilince akla gelen ilk şehirlerden biri Kahramanmaraş’ta üretilen el emeği göz nuru bakır ürünleri, tüm dünyayla buluşmaya devam ediyor. Özellikle e-Ticaret sitelerinin yaygınlık kazanmasıyla dünya pazarında daha geniş yer almaya başlayan bakır ürünleri, e-Ticarete adapte olan esnaflar sayesinde kent ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Bu çerçevede yaklaşık 1 ay önce kentin en büyük çarşılarından biri olan Demirciler Çarşısına; As El Sanatları isimli iş yeni açarak bakır, ahşap ve deri showroomu kazandıran Elif ve Sami Alkışçı çifti, işleyerek ürettikleri birbirinden değerli bakır eşyaları ETSY ve Amazon gibi büyük alışveriş siteler başta olmak üzere birçok site üzerinden müşterileriyle buluşturuyor. Bu bağlamda ise bakırın satışı, kullanımı ve sektördeki sorunlara ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan Elif ve Sami Alkışçı çiftçi, “Bizim temel sorunlarımız: mesleğin tanıtımı, arkadan gelecek insanların yetişmemesi” dedi.

KLİŞENİN DIŞINA ÇIKMAYA ÇALIŞTIK

Elif ve Sami Alkışçı çiftçi, şunları ifade etti: “Özgün olarak ne yapabiliriz diye düşündük, otantik olarak bir şeyler yaratmaya çalıştık, klişenin dışına çıkmaya çalıştık. Cezve, tava, çaydanlık gibi birçok ürünü zaten herkes yapıyor, bizde kişiye özgü ürünler ortaya koymayı hedefledik. Bizim yaptığımız işlemecilik işi bir nebze olsun kuyumculuk ve mücevher işlemeciliğine de yakın bir iş ama biz bakırın üzenine uyguladık.

SAĞLIK AÇISINDAN BAKIRIN ÖNEMİ FARK EDİLDİ VE BAKIRA YÖNELİM BAŞLADI

İnsanlar sosyal Medya yalnız, insanlar daha çok kendine özgü kişiselleştirilmiş ürünlere yönelmeye başladı, bu ürünleri sevmeye başladı. Bizde bunu nasıl bardak, bilezik gibi ürünlere işleyebiliriz diye düşündük ve bu eşyaların üzerine yansıttık. Aslında insanlar bu ürünlere kendi ismini yazdırarak ya da kendi istedikleri şeyleri yazdırarak o yalnızlığını gidermeye çalışıyor. Pandemi döneminde herkes eve kapanmıştı herkes mutsuzdu bir baskı vardı bizde bu durumu bakır ile birleştirerek değerlendirmiş olduk. Bir nebze olsun bu durumu fırsata çevirmiş olduk. Yine Pandemi döneminde, bakır bir ürünün üzerinde bir bakterinin ya da mikrobun 8 dakikadan fazla kalmaması, bilinçli kesim tarafından bakırı yakından tanıyan kişiler tarafından bilinmesi bakır kullanımını arttırdı. Bizde bir ön kabul vardır, bakır nenelerimizden dedelerimizden kalma bir ürün olarak kabul ediyoruz ama Avrupa kültüründe her şey bakıra dönmeye başladı. Bunun başlangıcı da şöyle oldu: Lüks restoranlar bakıra dönmeye başladı bu da öncü olmaya başladı. Sağlık açısından bakırın önemi fark edildi ve bakıra yönelim başladı.

İŞLEMECİLİĞİ KENDİ MERAKIM VE ÇABAMLA ÖĞRENDİM

Bu işi bir hocadan ya da bir ustadan öğrenmedim, internetten izleyerek ve deneyerek bu işi öğrendim. Tüm malzemelerimi aldığımda hiçbir şey bilmiyordum, öncelikle birçok kez videolar izledim sonrasında deneye deneye deneme yanılma yoluyla öğrendim. Burada 50-60 tane deneyerek bozduğum ürün vardır, deneme yanılma yoluyla öğrendiğim için tecrübe de kazandım. Bu işte destekleyici birisi olmadı, ön plana çıkacak biri olmadı. Kendi çaba ve gayretimle bu işi öğrendim. Bakırın merkezi bu bölge diyebiliriz, Gaziantep ve Kahramanmaraş civarı, Gaziantep’te bakır işlemeciliği kursu açılıyor Kahramanmaraş’ta açılmıyor. Ben bu iş için Ankara’ya kursa gidecektim, Kahramanmaraş’ta bu iş için herhangi bir gelişme yok, herhangi bir kurs açılma durumu gözükmüyor. Usta Çırak İlişki ile yetiştireceğim kimse de olmadı şuana kadar. Kendi tanıdığım ya da kendi çocuğuma öğreteceğim bu işi.

TÜCCAR ÜRETİCİDEN DAHA FAZLA KAZANMAMALI

Bakırcılık çok emek isteyen çok meşakkatli bir iş olduğu için çok az usta yetişiyor, bu duruma halk eğitim merkezinin Kahramanmaraş’taki belli bir kesimin el atması lazım bu duruma. Unutulmaya yüz tutmuş bir meslekleri ayakta tutmak için desteklemeleri lazım, ön plana çıkmaları lazım. Çünkü Kahramanmaraş bakırı çok ünlü bir materyal, Bakır denilince akla gelen ilk şeylerden biri Kahramanmaraş’tır, biz tanıtımlarda o kadar eksik kalmışız ki bakırın merkezi Kahramanmaraş olduğunu çoğu insan bilmiyor maalesef. Bir de şöyle bir durum var tüccar buradan bakırı alıyor ve reklamını başka bir şehirde yapıyor ve bakır üreticisinden daha fazla kazanıyor. Tüccar üreticiden daha fazla kazanmamalı. Bakırın sağlık açısından faydaları anlatılmalı, bakırın tanıtımı yapılsın ki halk bilinçlensin ve bakır tüketimi artsın. Böylelikle bakırcılar daha çok kazanmaya başlasın.

TÜRK MUTFAĞI HAFTASINDA BAKIRIN TANITIMI YAPILMADI

Geçtiğimiz hafta Türk Mutfağı haftasında Bakır ürünler kullandı evet, ama ne bakırın tanıtımı yapıldı ne de bakırcılıkla uğraşan kimse yoktu maalesef. Belediye görevlileri, basın mensupları ve Ticaret odasında birkaç üye vardı. Onun dışında bakır sanatını anlatacak, deri sanatını anlatacak hiç kimse yoktu. Kahramanmaraş kapalı çarşısı Türkiye’nin önde gelen sayılı kapalı çarşılarından birisi, ancak kimse bunu bilmiyor. Bilmemesi çok normal çünkü tanıtım yok. Sanayi de imalathanemiz var orası toptan satış yapıyor burası da showroom ve e-ticaret merkezi.

BAKIR ZEHİRLEMEZ, SADECE PİŞİRİLEN YEMEK BAKIRDA SAKLANILMAZ

Metal grubu; Bakır, demir döküm, çelik, teflon diye gider. İlk başlarda çekil veya teflon yoktu. İlk malzememiz bakır, demir döküm. Yemek pişirilen üründe kalay olması lazım. Bilmeyen, cahil veya yönlendirilmiş olan kişiler ‘bakır zehirler’ diyor. Bakır zehirlemez, sadece pişirilen yemek bakırda saklanılmaz. Fermantasyon geçirir. Yıllar önce fermantasyon geçiren yemeği biri yemiş zehirlenmiş onu haber yapmışlar. Şu anda o algı hala var, nasıl bir algıysa. Bir de bakırın geri dönüşümü var: Teflon çizildiği zaman çöpe atacaksın, zehirler yoksa ama bakırı kalaysız bir şekilde de kullanabilirsin. Sadece tuz ve limon gibi asitli şeylerde bakır fermantasyon yapar. Onda kalay olması lazım. Çünkü tuz bakırın ana maddesini çözeltiyor. Teflon bildiğimiz petrol atık plastiği. Yani ham maddesi o. Şimdi insanlar niye tercih ediyor, teflon dibi tutmuyor. Ağır plastik zaten, kadınların yıkaması kolaylaşıyor. Bakırı kısık ateşte ve yeterli miktarda yağ bıraktığınızda zaten dibine tutmuyor. Bilen kesim gerçekten çok iyi biliyor ve çok güzel kullanıyor, bilmeyen kesin altını sonuna kadar açıyor bir hemen yapayım diyor, bir bakıyorsun yumurta tutuyor bir taraftan yağ tutuyor, o sıra da kalay da ölüyor. Bu seferde ‘Bu tencere ne zormuş falan’ deniyor. Hâlbuki aynı şey. Kullanılmasına bağlı.

BENİM BU MESLEĞİ YAPMAMDAKİ TEK SEBEP BABA MESLEĞİMİ DEVAM ETTİREBİLMEK

Bizim temel sorunlarımız: mesleğin tanıtımı, arkadan gelecek insanlara öncülük edilmemesi veya yardım edilmemesi. Benim bu mesleği yapmamdaki tek sebep baba mesleğimi devam ettirebilmek. Tecrübe kazanılır ama aktarılır da. Burası Demirciler Çarşısı biz buraya yeni geldik burada baktığımızda bir Pazar oluşmamış. Burada bir Pazar oluşturulması lazım.  

Haber: Ömer Harmankaya

Editör: Mahmut Beyaz