Doğu Anadolu Fay Hattı Gölbaşı – Türkoğlu Segmenti üzerinde bulunan Kahramanmaraş bir başka sorunla karşı karşıya kaldı. Kentin bir bölümünde alüvyon zemin üzerine yapılmış binalar, yapım yılına bakılmaksızın büyük tehlikeye sebep oluyor. Bu zeminlerin sıvılaşmaya müsait bir yapıda olduğunu dile getiren Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Volkan Dalyan, özellikle Dulkadiroğlu İlçesi’nin bazı bölgelerinde ve Sütçü İmam Üniversitesi Avşar Kampüsü karşısında yer alan bölgede bu riskin fazla olduğunu ifade etti. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Dalyan, bu riskin önüne geçmenin tek çaresinin zemin güçlendirme çalışmalarına önem verilmesi olduğunu vurguladı. Kahramanmaraş’ta yapılan zemin güçlendirme çalışmalarının bir kısmının sadece dosyaya konulan bir evrak niteliğinde olduğunu belirten Dalyan, yeni imar planı yapılırken ilgili kurumların yanı sıra ilgili STK’lardan da fikir alınması gerektiğinin altını çizdi.

volkan dalyan

PİSA KULESİ SIVILAŞAN ZEMİN NEDENİYLE YAN YATMIŞTIR

Dalyan, gazetemize yaptığı açıklamalarda şunları kaydetti: “Kahramanmaraş’ta alüvyon dediğimiz bir zemin türü var. Yer altı sularının içinde barınabildiği, kumlu, killi ve homojen olmayan bir zemin yapısı var. Bu da Kahramanmaraş’ta ciddi bir sıvılaşama riskine sebep oluyor. Sıvılaşma dediğiniz zaman; Allah korusun deprem olduğunda binayı yutan, aşağı doğru çeken, sarsıntı anında binayı yan yatırabilen yumuşak zeminlerden bahsediyorum. Özellikle de Dulkadiroğlu ve Sütçü İmam Üniversitesi Avşar Kampüsü’nün olduğu civarda bu zeminler bulunurken, zemin güçlendirme çalışmaları ile binalar yapılmaya devam edildi. Fakat bu zemin güçlendirme çalışmalarına gelince sadece dosyaya konulan evrak niteliğinde yapılan çok fazla sayıda zemin güçlendirme çalışmasına şahit olduk. Sıvılaşmaya ne kadar etkisi olacak veya taşıma gücüne oturulmaya ne kadar etkisi olacağı hesaplanmadan bu çalışmalar yapıldı. Bu da karşımıza zeminsel sorunların tam olarak çözülmediğini karşımıza çıkartıyor. Yapıların denetimi, zeminin güçlendirilmesi yapıldı ama bunların ne kadar sorunu çözmeye yönelik yapıldığı tartışılır. Bugün sıvılaştırma olan bir zeminde 15-16 kat bir binanın yapıldığını görüyoruz. Pisa Kulesi’nin hikayesi budur, sıvılaşma sonucunda yan yatmıştır.  O şekilde kalmıştır.  Kahramanmaraş’ın asıl konusu deprem. Bu binaların sağlam yapıldığını da düşünseniz, bu parametrelerin düzenlenmemesi, güçlendirmenin düzgün yapılmaması sonucu bu binaların zarar göreceğini hepimiz biliyoruz. Zemin güçlendirme konusunda Kahramanmaraş sonradan aydınlandı ama doğru güçlendirmeyi yapma konusunda gerideyiz.

HER BİNANIN KENDİNE HAS ZEMİN GÜÇLENDİRMESİ OLMAK ZORUNDA

Gelinen noktada Kahramanmaraş’ın hem zemin olarak hem de fay hatlarına sahip bir şehir olması sebebiyle imar planları yapılırken fay hatları tespit edilerek yapılmalıdır. Daha sonra binaların yapımında, tasarımında zemin güçlendirme konusunun daha teknik olması gerektiğini söylemek zorundayım. Zemin güçlendirme, bir binanın en büyük koruyucusudur. Kahramanmaraş’ta bu zemin güçlendirme maalesef gerekli, gereksiz yapıldı. Mühendislik, bir işi en ucuz, en güvenilir şekilde yapabilmektir. Her binanın kendine has zemin güçlendirmesi olmak zorunda. Kahramanmaraş’ta sıvılaşma riski olan zeminler çok fazla. Özellikle Avşar Yerleşkesi ve ova kısımlarında alüvyon zeminde sıvılaşma riski çok yüksek. Zemin güçlendirmelerinin daha güçlü, daha kontrollü ve daha dikkatli yapılması gerekiyor. Yaptığınız her işin bir standartı vardır. Zemin güçlendirmesinde uygulanan jet grout dediğimiz çimento enjeksiyonuyla yapılan güçlendirmenin, fore kazık dediğimiz güçlendirmenin testleri ve standardı vardır. Maalesef benim duyduğum ve gördüğüm kadarıyla Kahramanmaraş’ta fore kazık yapılıyor, jet grout yapılıyor ama bunların testleri yapılmıyor. Çünkü Kahramanmaraş’ta bu testleri yapan bir firma yok. En yakın Adana’da var. Normalde oradan gelip bu testlerin yapılması, raporlanması, zemin güçlendikten sonra daha önceki parametrelerin rapor olarak ortaya konması ve inşaata daha sonra başlanması gerekirken, zemin güçlendirme işini yaptıktan sonra ortaya bir standart koyamıyoruz. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu standartlar Dünya’nın her yerinde kullanılan şeyler. Belli başlı kontrol testleri var. Bunlara daha çok dikkat edilmeli. Güçlendirmeye dosyaya konulacak bir rapor gibi bakılmamalı. Bunun için mücadele ediyoruz. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak da geçmişten bugüne yönetmelik gereği çok fazla çalışma sistemleri oluştu. Bu çalışma sistemlerinde bakanlığın belirlediği kriterler var. Bunlara uygun şekilde zemin etütleri yapılmaya başlandı. Bu eksikler yavaş yavaş gideriliyor ama bu konuda kurumların, kontrol mekanizmasının, müellifin  vicdanına kalan kısım duruyor. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi katı bir standart yok. Bu da bazı yerlerde vicdani sorumluluk gerektiriyor. Herkeste de o vicdani sorumluluk olmayabiliyor. Türkiye’de de biz mühendislerin en büyük sorunu bu.

TÜRKİYE’DE İŞLERİN YÜZDE 50’Sİ KONTROL MEKANİZMASIYLA YÜZDE 50’Sİ YAPANIN VİCDANIYLA YÜRÜYOR

Bugün Almanya’daki bir şehre yapılan yolla, İngiltere’deki bir şehre yapılan yolla Kahramanmaraş’a yapılan bir yolu kıyaslayamazsınız. Bu işlerin yapım standardı var. Diğer ülkeler o standarda uyarak yapıyor. Bozulan bir asfalta tamiratı daha basit ve daha uzuz aralıklarla yaptıkları için devletin parası, milletin parası kasada kalıyor. Türkiye’de yapılan her işin düzeltilmesine 2 katı para harcanıyor. Teknik olan her işte bu iş geçerlidir. Belli standartlara uyulduğunda yapılan yapıların ömrünün uzayacağını ve daha sağlam olacağını hepimiz biliyoruz. Maalesef bu işler Türkiye’de yüzde 50 kontrol mekanizmasıyla yürütülürken, yüzde 50’de yapanın vicdanına bırakılıyor. Yüzde 100’ünün kontrol mekanizmasıyla yapılması gerekiyor.

TARIM ALANLARINA İMAR PLANI YAPILMAMALI

Kahramanmaraş’ta yeni imar planları ihtiyacı doğdu. Kahramanmaraş’ta yeni açılacak alanları herkes tahmin edebiliyor. Birisi EXPO 2023 proje alanının etrafında olan bölge, zaten Onikişubat Belediye Başkanıda konuyla ilgili olarak o bölgeye yatay mimarı yapılacağını söyledi. Onun dışında Önsen Köprüsü yapılıyor. Orada büyük bir tarım alanı var. Oraya yol yapıldıktan sonra imar verilmeme şansı yok ama verilmemesi gerekir. Deprem için değil, o bölgenin tarım alanı olduğu için imar planı yapılmamalıdır.

İMAR PLANI YAPILIRKEN FAY HATLARI DİKKATE ALINMALI

İmar planı yapılırken; depreme dayanıklılık çalışmalarının, fay hattı çalışmaların daha özenli yapılması gerekiyor. Daha istişareyle yapılması gerekiyor. Bugün bizim karşımıza çıkan en büyük sorunlardan birisi Kahramanmaraş’ta, üniversitenin karşısında bindirme fayın olmasıdır. Bu bölgede  MTA’nın haritasına işlenmiş fay hatlarının, Ali Can Kop hocamızın çalışması sonucunda 50 – 100 metre saptığı görülüyor. MTA’nın tespit ettiği fay ile üniversitenin tespit ettiği fay arasında 50 – 100 metre fark var. Bu farklar meydana çıktığı zaman, fay hattının üzerinde olan imar planlarını yola ve parka kaydırıp vatandaşın arsalarını yola kaydırdığınız zaman 100’lerce vatandaşı güvenliğini sağlıyorsunuz. Bunun garantisi yok ama vatandaşın fayın üstünde olmamasını sağlamak bir güvenlik sorunudur. Yeni imar alanlarının açılmasında bu çalışmaların yapılması mutlaka ciddiye alınması gerekiyor. Bazı siyasiler, bürokratlar, belediye başkanları bu işe çok ciddi bakmıyor olabilir. Bu işe bilimsel olarak bakmıyor olabilir. Biz, “tedbirini al, takdirini Allah’a bırak” diyoruz. Bilimsel bir çalışma olduğu için buna inanmama şansınız olmaz. Konuştuğumuz zaman insanları telaşlandırmakla itham ediliyoruz. İnsanları telaşlandırmayalım ama deprem konusu ciddi bir konu. Hiç yaşamasa bile bunu travmatik olarak atlatamayan insanlar olabiliyor.

SİYASİLER BU ŞEHİRDE İLK OLARAK DEPREM KONUSUNU ELE ALMALI

Ortaya konmuş bir bilimsel açıklama var. Kahramanmaraş’ta Doğu Anadolu Fay Hattı var ve bu fay hattında geçmişte yaşanan deprem büyüklüklerine göre riskler var. Bu risklere tedbir almak zorundayız. 5 büyüklüğünde de olsa insan ölür, 7 büyüklüğünde de olsa insan ölür mantığıyla bakamazsınız. Devlet insanını yaşatmak zorundadır. Bir kişinin canını kurtarmak, devleti yüzlerce kat yüceltir. Taş üstüne taş konuluyorsa herkesin emeğine sağlık ama Kahramanmaraş’ın önceliği güvenliktir. 400 yılda bir deprem üretmiş fay hattı, bugün 510’uncu yılına girdi. 110 yıl gecikti. 110 yıl daha da olmayabilir. Bin yıl daha da olmayabilir ama 10 saniye sonrasında olmayacağının garantisini kimse veremez. Olduğu zaman canımız yanmasın istiyorsak, daha az yansın istiyorsak, tedbir almak zorundayız. Tedbir nasıl alınır? Valimiz, belediye başkanlarımız, siyasilerimiz bir araya gelip, gerekirse talepte bulunacaklar. Millet bahçesi gibi yatırımlar iyi yatırım olabilir. Getirisi olabilir. Öncelik sırasına koyduğunuz zaman, bugün Kahramanmaraş’a yapılması gereken en önemli şey insanların güvenli alanlara taşınmasıdır. Tekke’deki insan, 10 saniye sonra ne olacağını bilmiyor. Yeni yapılmış 2 yıllık binaların; KSÜ’nün, Onikişubat Belediyesi’yle yapmış olduğu araştırma sonucu tespit ettiği fay hattında yeni binaların olduğunu görüyoruz. Siyasiler, bu şehirde ilk olarak deprem konusunu göz önüne almalıdır. Bazı önlemlerin alınması için Kahramanmaraş’ta deprem mi olsun? Deprem yokmuş gibi yaşanamaz. Bunları söylediğimizde bizim bunlardan keyif aldığımızı düşünüyorlar. Bunları konuşurken ilk önce eşim, çocuğum, anne ve babam aklıma geliyor. İlk önce onların zarar göreceği aklıma geliyor. Bırakın deprem öncesi tedbirleri, deprem sonrası bile ne yapacağımızı bilmiyoruz. Fay ve depremle ilgili konuşmak zorundayız.

AĞCALI MAHALLESİ’NDE HEYELAN RİSKİ VAR

Kahramanmaraş deprem bölgesinin dışında bir afet bölgesi. Bugün deprem olmadan Ağcalı Mahallesi komple kayıyor. Oradaki bir metre kayma oluşmuş. Evler birbirine yaslanmış neredeyse. Yol çatlamış. Ertesi gün asfaltı kaplayarak bunu çözemezsiniz. Oradaki yaşayan insanların sosyal statüsü, işi, konumu önemsizdir. O insanların canı her şeyden önemlidir. Bir gece uyarken o insanlar heyelan sonucu hayatlarını kaybetse ya da o mahalleden sadece bir kişi hayatını kaybetse suçlu biziz. Denetim yapan yapı denetim firmalarının teknik konularda çok bilinçli olması gerekir. Proje onaylarında, istinat duvarlarında, kazılarda, temel kazılarında her konuda çok bilinçli ve dikkatli olması gerekiyor.”

Haber: Burak Alkaya

Editör: Mahmut Beyaz