KAHRAMANMARAŞ AHİLİK HAREKETİ HAFTALIK KÜLTÜR-SANAT  EKİDİR

-AHİce-

Sayı 9

E posta: [email protected]

AHİLİK VE SOSYAL SERMAYE İLİŞKİSİ

 Ahilik sisteminin sahip olduğu, ahlaki yapı ve geliştirdiği kişilerarası ilişki düzeyi, ilgili toplumda oluşturduğu kişi ve kurumlar arası ilişkinin niceliği ve niteliği, hiç kuşkusuz yoğun bir sosyal sermaye birikiminden başka bir şey değildir. Ahilik teşkilatı, üyelerinden hep doğruluk, cömertlik, misafirperverlik, hoşgörü, fedakârlık, insana saygı, yardımlaşma, hak, adalet, vicdan hürriyeti, eşitlik, alçak gönüllülük, millet için yaşama, dindar olma, utanma duygusuna sahip olma, yalan söylememe, içki içmeme zina yapmama gibi toplumsal barışı tesis edici ve güven düzeyini arttırıcı ahlaki değerlere sahip olmalarını istemektedir. Bu tür ahlaki değerlere sahip bir toplumda kişilerin hayata bakışı bireyci olmaktan çok toplumcu bir çizgide olacaktır. Bunun anlamı kişilerin davranışlarında bireysel çıkarlarından ziyade toplumdaki kişilerin çıkarlarını ve menfaatlerini dikkate almasıdır. Bu durum o toplumda sosyal sorumluluğun geliştiğinin ve sosyal sermaye birikiminin belli bir düzeye ulaştığının önemli bir göstergesidir.

Batıda ekonomik literatürde son yıllarda yapılan akademik çalışmalarda yer alan sosyal sermaye kavramının, aslında yüz yıllar önce Ahi Teşkilatlanması ile Selçuklu ve Osmanlı Türk toplumlarında yer aldığını açıkça görmek mümkündür. Ahilik sisteminin uygulandığı Osmanlı Türk toplumunun ulaşmış olduğu, iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri gelişme düzeyi, hem kendi döneminde hem de daha sonraki dönemlerde birçok kesim tarafından takdirle karşılanacak bir noktadaydı.

Ahilik ve Sosyal Sermaye Bağlamında Sosyal Barışın Tesisi

Hiç kuşkusuz barışın ve dolayısıyla güvenliğin tesisi; barışı ve güvenliği dilemek ve bunlar için dua etmekten çok daha zahmetli bir iştir. Hatta iyi niyetli olmak başkalarının canına ve malına kastetmemek dahi barışın tesisi için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü barışı sağlayacak ve güvenli bir ortamı tesis edecek olan tek faktör, yukarıda zikredilen iyi niyet ve temennileri koruyacak olan “güç”tür. Dolayısıyla yeryüzü gerçeğinde haklı olmak ve iyi niyetli olmak, hakkını ve iyi niyetini koruyacak bir güce sahip olmadığı müddetçe hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu nedenle gerek ülke içinde gerekse ülkeler arasında bölgesel hatta küresel ölçekte barışın ve güvenliğin tesisi mutlak surette güçlü olmakla mümkündür.

Güçlü olabilmek için ise öncelikle ülke içinde sosyal barışın sağlanması zorunludur. Bunun için ise Ahiliğin öngördüğü ideal insanı ve toplum düzenini kurarak, ülkede sosyal sermaye birikimini sağlamak temel şarttır. İdeal insanın ve toplum düzeninin sağlanmasının hedefi ise Osmanlı Devleti örneğinde olduğu gibi, sağlanan toplumsal dinamizmle ülkeyi iktisadi ve askeri yönden güçlü kılmaktır. Böylelikle sağlanan iç barış, aynı zamanda dış barışın da teminatı olmuş olacaktır. Geçmişte ve bugün ekonomik, siyasal ve askeri alanda belirli bir güce ulaşmış bütün toplumların ülke içinde birlik ve beraberliği sağlayabilmiş, dolayısıyla önemli bir sosyal sermaye birikimine sahip olduklarını söylemek mümkündür.

Ekonomik kalkınmada gerekli olan sosyal sermaye harici diğer sermaye türlerini ve iktisadi üretim faktörlerini belli bir maliyet ödeyerek de olsa başka ülkelerden sağlayabilir. Bu durumda başka ülkelerden temin edilemeyen tek üretim faktörü sosyal sermaye olmaktadır. Sosyal sermaye ve onun alt yapısını sağlayan Ahilik sistemi, topluma ait ahlaki değerlerle yoğrulmuş kültürel ve siyasi yapı içinde verilen eğitime göre şekillenmektedir. Ahilik sisteminin ülkeye sağladığı diğerkâmlık, sosyal sorumluluk, toplumsal hoşgörü, karşılıklı fedakârlık, sosyal adalet gibi özellikler ile karşılıklı ve geleceğe duyulan ortak güven olgusu sosyal sermayenin en önemli unsurları arasında yer alıp toplumsal barışın tesisinde ve refahın artırılmasında olumlu katkılar sağlayan değerlerdir.

SON SÖZ

 Milletlerin, maddi ve manevi değerleri ve kimlikleri ile varlıklarını devam ettirebilmeleri, öncelikle güvenliğin sağlanması ve beraberinde refahın teminine bağlıdır. Ancak bu konularda başarıyı elde edebilmek ise birçok toplum için bir hayli zor hatta mevcut şartların devamı halinde ise imkânsızdır. Bugün azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin barış ve refahı sağlamaları, mevcut insani kalitenin ve sosyal ilişkilerin iyileşmesine bağlıdır. Bu çerçevede Ahilik sistemin öngördüğü insan modeli ile sosyal sermayenin dayandığı güvene dayalı ilişkilerin rolünü görmezlikten gelmek mümkün değildir. Bilinmelidir ki insanoğlunun en önemli ihtiyacı olan güvenliğin sağlanması, caydırıcı bir ekonomik ve askeri güce sahip olmakla mümkün iken, böyle bir güce ulaşmanın temel koşulu ise nitelik ve nicelik olarak güçlü bir üretim yapısına sahip olmaktır. Böylesi bir ekonomik altyapının kurulması da mutlak surette Ahilik sisteminin öngördüğü kaliteli ve sosyal sorumluluk bilinci olan bireylerin oluşturduğu bir sosyal düzene ihtiyaç vardır.

Sonuç itibariyle, Ahilik sisteminin ürettiği birey ve toplum, aynı zamanda sosyal sermaye olarak değerlendirilen, toplumun iktisadi ve sosyal alandaki başarılarının teminatı olan, güvene dayalı ilişkilerinde temelini teşkil etmektedir. Sözün özü; barışın, güvenliğin ve refahın temeli caydırıcı güce sahip olmaya, caydırıcı güç ise güçlü bir ekonomik yapıya o da kaliteli bireylerin oluşturduğu, güvene dayalı işliklerin bulunduğu bir toplum düzenine bağlıdır. Bunun tarihimizdeki başarıyla uygulanmış şekli Ahilik iken bugünkü literatürdeki benzer kavram ise sosyal sermayedir.

KAYNAKÇA

EKİNCİ, Yusuf. (1989) “Ahîlik ve Meslek Eğitimi”, MEB Yayınları No: 62, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi No.132.

EKİNCİ, Yusuf. (1990) “Ahilik ve Meslek Eğitimi”, MEB yayınları No. 862, İstanbul. EKİNCİ, Yusuf. (1991) “Ahîlik ve Esnaf Ahlakı”, Standart Dergisi, Sayı: 350.

ERDEM, Ekrem (2008), Ahilik: Ahlakla Kalitenin Buluştuğu Bir Esnaf Teşkilatlanma Modeli, Detay Yay., Ankara.

FUKUYAMA, F. 2000. Güven, Sosyal Erdemler ve Refahın Yaratılması, Çev.: Ahmet Buğdaycı. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, No: 370, İstanbul, ss. 57- 86,15.

GÜNDÜZ, Ali Yılmaz, M. KAYA ve C. AYDEMİR., (2012), “Ahilik Teşkilatında ve Günümüzde Tüketicilerin Korunmasına Yönelik Çalışmalar Üzerine Bir Değerlendirme”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, C.XIV, S II, 2012.

 HAMİTOĞULLARI, Beşir., (1986), “Ahîliğin Çağdaş Türkiye Bakımından Önemi ve Değerlendirilmesi”, Türk Kültürü ve Ahîlik, (XXI. Ahîlik Bayramı Sempozyumu Tebliğleri), Ahîlik Araştırma ve Kültür Vakfı Yayınları No.1, İstanbul.

Editör: Mahmut Beyaz