KAHRAMANMARAŞ AHİLİK HAREKETİ HAFTALIK KÜLTÜR-SANAT  EKİDİR

-AHİce-

Sayı 7

E posta: [email protected]

AHİLİK MESLEK AHLAKINI GÜNCEL MESLEK AHLAKI ETRAFINDA

YENİDEN DEĞERLENDİRMEK

Günümüz meslek ahlakı tartışmalarından Ahilik teşkilatının ortaya koyduğu meslek ahlakı ilkeleri birçok açıdan birbirlerine benziyor gözükseler de aralarında elbette farklılıklar söz konusudur. Her şeyden önce Ahilik teşkilatının egemen olduğu dönemin koşulları ile günümüz koşulları arasındaki farklılıklar ortaya günümüz meslek ahlakı anlayışı ve uygulamaları ile Ahiliğin meslek ahlakı anlayışı ve uygulamaları arasındaki farklılıkların temelini oluşturmaktadır. Ahiliğin etkin olduğu dönemlerde egemen olan dünya görüşü, sosyo-ekonomik sistem, yüz yüze ilişkilerin yoğunluğu vb. nedenlerle konulan meslek ahlakı ilkelerinin benimsetilmesi, uygulanması, denetlenmesi, kurallara uymayanların cezalandırılması çok daha etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmekteydi. Dönemin koşulları gereği meslek ahlakı ilkelerinin dini argümanlarla beslenmesi özellikle meslek ahlakı ilkelerinin daha kolayca içselleştirilmesinde son derece etkili olmuştur. Günümüz koşullarında ise laik dünya görüşünün hakim olması, ahlak ilkelerinin belirlenmesinde dinin referans olmaktan çıkması, nüfusun aşırı derecede büyümesi ve üretici ile tüketicinin yüz yüze gelmesinin neredeyse imkansız olması gibi nedenlerle meslek ahlakı konusunda geçmişe göre farklılıklar söz konusudur. Küreselleşme sonucu dünyanın bir ucunda üretilen bir ürünün başka ülkelere satılması ve bu süreçte araya bir sürü aracının girmesi Ahilik teşkilatının yaşadığı dönemlerdeki yüz yüze ilişkilerin ortadan kalkmasına neden olmuş, web üzerinden pazarlama gibi teknolojilerin gelişmesi de yine bırakın üreticiyi satıcı ile bile yüz yüze gelme ihtimalini ortadan kaldırmış meslek ahlakı ile ilgili çeşitli ihlallerin ortaya yaşanmasına neden olmuştur.

Ahiliğin etkin olduğu dönemde egemen olan dünya görüşü, manevi dinamikler aşırı zenginleşmeyi, çok para kazanmayı, çok mal satmayı vs. pek tavsiye etmeyen bir anlayışa sahiplerken; günümüz de egemen olan materyalist anlayışla hep daha fazla kazanma, hep daha çok satma gibi unsurlar ilk öncelik haline gelmiş olması da önemli farklardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahilik teşkilatının kurduğu sistemde ihtiyaç kadar üretim anlayışı ile üretim yapılarak fazla üretim yapılmasına izin vermeyen bir yapı kurularak hem kaynakların israf edilmesi önlenmiş oluyor hem de çalışanların emeklerinin karşılığın almaları sağlanıyordu. Günümüz kapitalist üretim anlayışında ise tüketimi artırmaya yönelik daha fazla üretim amacıyla seri üretim şeklinde ihtiyaçtan çok fazla üretimin olması hem kaynakların boşa harcanmasına, çevrenin kirlenmesine hem de çalışanların emeklerinin gerçek karşılığını almalarına engel olmaktadır. Ahilik teşkilatının kurduğu sistemde bu sisteme üye olabilmek için en alt basamaktan daha çıraklık aşamasından başlayarak çok ciddi elemelerden geçilerek girilebilir ve yükselme de belli kriterlere ve ciddi sınavlara göre yapılırdı. Günümüzde ise herhangi bir mesleğe başvuruda böyle bir eleme olmadığı gibi yükselmede de formaliteler dışında ciddi uygulamaların olmadığını görmekteyiz. Bu da günümüz de yaşadığımız meslek ahlakı ihlallerinin en önemli sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahiliğin meslek ahlakı ilkeleri ile günümüzün meslek ahlakı ilke ve uygulamalarının benzer özelliklerine baktığımızda ise her ikisinde de kaliteli mal üretmek, müşteriyi aldatmamak, yanıltıcı reklam yapmamak, hak ettiğinden fazla, fahiş fiyat talep etmemek, topluma, doğaya karşı sorumlulukları olduğunun bilincinde olmak, meslek ahlakı ilkelerini ihlal edenlerin cezalandırılması için bir organizasyonun kurulması vb. özellik sayılabilir. Günümüz toplumlarında Ahiliğin kurduğu meslek ahlakı standartlarına ulaşmak için hem meslekler kendi mesleki örgütleri aracılığıyla (tabipler odası, barolar vb.) hem de yasal düzenlemelerle hükümetlerce çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak yapılan bu çalışmaların Ahiliğin kurduğu denetim ve yaptırım sisteminin çok uzağında olduğu medyaya, adli mercilere vs. yansıyan meslek ahlakı ihlalleri ile ilgili sorunlar nedeniyle rahatlıkla söylenebilir.

Sonuç ve Değerlendirme

İş ahlakı tartışmalarının sürekli gündemde kalmasında küreselleşme ile birlikte özellikle artan iletişim teknolojilerinin çok büyük etkisi olduğu söylenebilir. Dünyanın öbür ucunda herhangi bir firmanın iş ahlakına aykırı bir davranışı, çevreye verdiği bir zarar iletişim teknolojileri aracılığıyla anında tüm dünya kamuoyuna mal olabilmektedir. Bu nedenle son yıllarda iş ahlakı kurallarının yazılı hale getirilmesine yönelik çalışmalar hem uluslararası kurumlar hem de ulusal ölçekte bu konuda çalışan birçok resmi kurumun, sivil toplum kuruluşlarının ciddi katkılarıyla iş ahlakı ve sosyal sorumluluk konularının çok farklı boyutlarıyla ele alındığı görülmektedir.

Günümüz toplumlarında artan rekabet, bilgi teknolojisindeki hızlı gelişmeler, giderek karmaşık hale gelmesi, küresel marka yaratmada olumlu imajın önemli bir unsur bir hale gelmesi, çevre konusundaki hassasiyetlerin artması, sosyal sorumluluk konusunda kamuoyu baskısının artması gibi nedenler iş ahlakına duyulan ilginin artmasına neden olmuştur. Ülkemiz için iş ahlakı konusunda baktığımızda ise maalesef profesyonel yönetim anlayışının yaygınlaşamaması/yaygınlaşmaması, kısa zamanda köşe dönme arzusu, toplumsal ve hukuksal cezalandırmanın yetersizliği, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar, gelir dağılımındaki adaletsizlik, politik yozlaşma, terör, rüşvetin yaygınlaşması, torpil, kötü organizasyon, fırsatçılık, aşırı hırs, hükümetlerin ve toplumun bu konulara ilgisizliği gibi bir çok faktör çıkarcı ahlak anlayışının egemen olmasına neden olarak adeta ahlaka aykırı davranışlara meşruiyet kazandırmaktadır. İş ahlakı konusunda olumlu tutumların gelişmesi için öncelikle bu konuda farkındalık oluşturma eğitimleri ile bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık verilmelidir. İnsanların iş ahlakı konusunda bilgi sahibi olabilmeleri için en alt eğitim kurumlarından başlayarak mutlaka eğitim müfredatlarına bu konunun her eğitim seviyesine göre düzenlenmesi son derece önemlidir. Bu müfredat hazırlanırken toplumumuzun gelenekleri, görenekleri, dini inançları da işin içine katılarak iş ahlakı konusunun içselleştirilmesi sağlanabilir. Yapılan yasal düzenlemelerin toplumun inanç ve değerleriyle uyumlu olmadığında işe yaramadığı ve yaramayacağı günümüzde yaşadığımız sıkıntılardan rahatlıkla anlaşılabilir. İş ahlakının kurumsallaşmasında hem kamunun hem özel sektörün alması gereken çeşitli önlemler vardır.

İşletmelerin kendileri için etik değerler oluştururken dikkat etmesi gereken ilkeleri şöyle sıralayabiliriz;

-Oluşturulmaya çalışılan etik değerler öğrenilebilir, uygulanabilir olmalıdır.

-Etik değerler işletme içindeki herkesle paylaşılmalı ve herkesi kapsayıcı olmalıdır.

-Etik değerler işletme paydaşlarınca içselleştirilebilir olmalıdır.

-İşletme içinde etik bir kültür oluşturulmalıdır.

-İşletme içinde farkındalık için eğitim programları düzenlenmelidir.

-İşletme içinde adalet, karşılıklı saygı, sorumlu yönetim ve dürüstlük gibi temel değerleri esas alan, tüm yönetim ve personelce desteklenen bir ahlak kodu geliştirilmelidir.

-Ahlaki düşüncenin bütün kademelerde yaygınlaştırılması için gerektiğinde bir ahlak komitesi kurulmalıdır.

-Ahlaki duyarlılığı yükseltmek için ahlaki denetim mekanizmaları kurulmalıdır.

Çalışanların işletme içindeki ihlalleri hem resmi hem sivil otoritelere şikayet edebilecekleri bir mekanizmaya sahip olmaları sağlanmalıdır.

-İşletme içinde açık, şeffaf bir bilgi akışı sağlanmalıdır. İş ahlakı konusunda özel sektör işletmelerinin bunların yanı sıra özellikle sosyal sorumluluk alanında toplumun ihtiyaçları doğrultusunda eğitim, sağlık, spor, çevrenin korunması vb. alanlarda gücünün yettiği ölçüde katkı sunması, dezavantajlı gruplar için hiçbir çıkar beklemeksizin, reklam yapma kaygısı gütmeksizin projelere imza atmaları topluma karşı sorumlulukları olarak kendilerinden beklenmektedir. Kamu kurumlarının iş ahlakı konunda ahlaki bir iklim yaratabilmeleri için ise;

-Acilen bir ahlak yasası çıkarılmalıdır.

-Nitelikli personel için liyakat esasına önem verilmelidir.

-Tüm personel ahlaki konularda bilgilendirilmeli, yasalar, kurallar hiçbir muğlaklığa mahal vermeyecek şekilde net bir şekilde ilgili personele, vatandaşa aktarılmalıdır.

-Kamu personelinin mal varlığı sürekli takip altında olmalı ve denetlenmelidir.

-Kamu kurumlarında, eğitim kurumlarında iş ahlakı konusunda bilincin artırılması için sürekli hizmet içi eğitim faaliyetleri düzenlenmelidir.

-Kamu da yapılan tüm iş ve işlemler açık, şeffaf, hesap verilebilir bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

-İş ahlakı alanında yaşanan ve yaşanacak ihlaller karşısında yasal düzenlemelerle mutlaka ağır yaptırımlar getirilmeli ve bu konuda diğer insanlara örnek olacak şekilde cezalandırma yoluna gidilmelidir.

-Kamuoyunun iş ahlakı konusunda hassasiyetlerinin artırılması için Kamu Spotları, afişler, broşürler vs. hazırlanarak vatandaşlara ulaştırılmalıdır.

-İş ahlakı konusunda hem kamu için hem özel sektör için kuşatıcı olan bağımsız bir üst kurul kurularak bu konuda en etkili ve yetkili kurum olarak yetkilendirilerek hiçbir şekilde siyasi, ekonomik, sosyal vb. baskı altında kalmaksızın kararlar alabilmesi sağlanmalıdır. Kurul üyelerinin bir kısım iş çevrelerinden, bir kısmı çalışanlardan bir kısmı kamudan belirlenerek dengeli bir yapının ortaya çıkması sağlanmalıdır.

-Film, dizi vb. görsel medyada iş ahlakı konusunda özellikle RTÜK etkin bir denetim yaparak olumsuzlukların önüne geçilmesinde, olumlu davranışların ön plana çıkarılması gibi süreçlerde rol oynaması sağlanmalıdır.

Editör: Mahmut Beyaz