Merhum Turgut Özal döneminden beri aklım yeter. Çocukluğumda şehrin nüfusu 200 bin civarındaydı. Yeraltı Çarşısının inşasını iyi hatırlarım. Son 30-35 senedir şehir hem çok büyüdü hem de çok gelişti. Bu büyümenin en mühim amili ise şüphesiz şehrin kendi insanının yatırımları oldu. Tekstil fabrikaları ve HES’lerle başlayan gelişim süreci Kahramanmaraş’ı birçok sektörde dünyaya açılmış bir kente dönüştürdü.

                Bugün Kahramanmaraş birçok alanda marka değerine kavuşmuş bir şehir. Ülke genelinde ön sıralarda ve katlanarak büyümeye devam ediyor. Kabuğunu önemli ölçüde kırdı. Üstelik bunu etrafındaki Mersin, Adana, Gaziantep, Kayseri, Malatya gibi sanayi ve sosyo-kültürel alanlarda hatırı sayılır merkezler olmuş şehirlerin arasında kalmış olmasına rağmen başarıyor. Tüm bunlara rağmen şehrin tanıtımında istenilen seviyede olmadığımızı düşünüyorum. Şehir şu ana kadar özellikle iki alanda marka değerini tescil edebilmiş gibi görünüyor. Bunlar üretimde dondurma ve kültürde edebiyat şehri olma özelliği.  

Kahramanmaraş’ın güçlü ve etkili bir edebiyat geleneği var. Cumhuriyet Döneminde kalemi oldukça güçlü edebî şahsiyetler yetişti. Yerel ve millî çapta eserleri ve şiirleriyle şehrin tanıtımında inkâr edilemez bir paya sahipler. Cahit Zarifoğlu’ndan Nuri Pakdil’e, Abdurrahim Karakoç’tan Erdem Bayazıt’a bir çırpıda bir düzine edebiyatçı saymak mümkündür. Necip Fazıl ise Maraş’ta doğup yetişmemesine rağmen aslen Maraşlı olması hasebiyle bu grubun ağabeyleri konumundadır. Vefat edenleri rahmetle, hayatta olanları saygıyla anıyoruz.

                Bu şahsiyetlerin ve eserlerinin güçlü tesiri şehrimizi haklı bir şekilde “Edebiyat Şehri” kimliğiyle muttasıf etmiş bulunuyor. Özel ve tüzel kişilerin çalışmaları şehrin edebiyat kimliğinin ülke genelinde tanınmasını sağladı. “Yedi Güzel Adam” dizisi, “Yedi Güzel Adam Müzesi” ve Maraş-Göksun Yolu tünellerine edebiyatçılarımızın isminin verilmesiyle bu mevzu en güzel bir şekilde taçlandırıldı. Edebiyatçılarımız üzerlerine düşeni yaparak, şehrin tanıtımına büyük katkı sağladılar. Minnettarız.

Dondurma sektöründeki başarı ise ülke genelinde ve yurt dışında “Maraş Dondurması” adını diğer tüm dondurmalardan pozitif yönde ayrıştırmış durumda. “Kanbur” ailesinin girişimciliğiyle başlayan süreç kenti bu konuda dünya lideri yaptı. Dondurma, şehrin dışarıdan büyük ilgi görmesinin başlıca sebeplerinden birisi oldu.

Bunlara ek olarak üretim ve ticaret sektöründeki birçok alan fuarlardan, tanıtım günlerine ve diğer etkinliklere varıncaya kadar bu meselede ciddi ilerlemeler sağladı. Gıda, tekstil, çelik, kuyumculuk bunlardan ilk akla gelenleri.  

Ya diğer alanlar? Koca Kahramanmaraş’ın kimliği bunlardan ibaret değil herhalde. Kahramanmaraş birçok meziyeti nefsinde cem etmiş müstesna ve nev-i şahsına münhasır bir şehir. Güçlü bir şekilde kentin diğer yönlerinin de ulusal ve uluslararası alanda tanıtımına ağırlık vererek marka değerlerini çeşitlendirmeliyiz. İlgili kurum ve kuruluşlarca işbirliği içerisinde oluşturulacak komisyonlar, bu hususta zayıf kalmış tanıtım alanlarını tespit ederek projeler geliştirmelidirler.

                Bu şehir yaklaşık 40 asırlık geçmişiyle bir medeniyetler harmanı. Antik çağlardan İslâm dönemine, Selçuklulardan Dulkadıroğullarına, Osmanlı’dan Cumhuriyete din, kültür, ırk ve dil çeşitliliğinin oluşturduğu çok zengin bir tarih ve kültür coğrafyasının muazzam birikimine sahip.

                Folkloru, gelenek ve görenekleri, el sanatları, tarihi, üretim sektörü, tarım ve doğası velhasıl her yönü şehre zengin bir kimlik çeşitliliği kazandırıyor.

                Her şeyden önce Kahramanmaraş bir zanaat, kültür ve tarım şehridir. Burası 11. Asrın sonlarından itibaren Türkmenlerin yoğun bir şekilde yurt tutmasıyla birlikte hayvancılık endüstrisinin merkezlerinden birisi haline gelir. Çünkü dağlık yapısı, iklim ve suyu hayvancılığa müthiş olanak sağlamaktadır. Bu da deri ve deri işlemeciliğinin yan kollarını çok geliştirmiştir. Modernleşmenin getirdiği değişime rağmen el sanatları bünyesindeki “saraçlığın” yaygın olduğu az sayıdaki illerden birisiyiz. Sinema sektöründeki tarihî filmlerin başta çarık, çizme gibi deri mamullerinin önemli üretim yerlerinden birisi Kahramanmaraş’tır.

                Yine iklim ve toprak çeşitliliği kent çevresinde zengin bir bitki çeşitliliğine de imkân sağlamış durumda. Bu yüzden bu topraklar farklı renklerde zengin bir kök boya endüstrisine imkân sağlamış. Maraş “kök boya” endüstrisinin tarih boyu önemli merkezlerinden birisi. Boyahaneler çeşit çeşit renklerde deri, ip, halı, kilim, ağaç işlemeciliği endüstrisini beslemiş.

                Zeytin, ceviz, üzüm, çeltik gibi endüstriyel bitkiler ve bunlardan mamul ürünler ayrı bir sektör. Cumhuriyete girerken şehir merkezinde iki tane sabunhanenin bulunuyor olması, Maraş ve çevresinde üretilen iyi kalite nal, çivi gibi ürünlerin İran’a kadar pazarlanıyor oluşu, halen bakırcılıkta Türkiye’nin sayılı vilayetlerinden birisi oluşu, kaplıcaları, kendine has mutfağıyla şehrin tarihten günümüze taşıdığı mühim üretim ve kültürel karakterlerinden sadece birkaçıdır.

Başta güreş olmak üzere bireysel sporlardaki başarısı, barajlar üzerinde gelenekselleşen su sporları, kayak tesisi şehrin çeşitli spor alanlarındaki potansiyeline sadece bir kaç örnek.

Hattatlığın piri kabul edilen Şeyh Hamdullah’ın hocası “Hayreddin Merâşî” gibi yetiştirdiği seçkin Türk-İslâm sanatları üstatlarının devamları niteliğinde olan sanatkârımızla Türk-İslâm sanatlarının mühim merkezlerinden birisi olma yolunda hızla ilerleyen bir şehir kimliğine sahibiz. Mesela şehre bir Türk-İslâm Sanatları ve Geleneksel El Sanatları Meslek Lisesi kazandırılsa ne iyi olur.

Maraş başlı başına bir tarih şehridir. Kuzey Irak’tan (Ninova) gelen Asurlu tüccarların Kayseri’ye geçişteki en mühim yol güzergâhıdır. Burası Asurlulardan beri sayısız kültür ve medeniyetin izleriyle doludur, bir Hitit şehir krallığıdır ve Ashab-ı Kehf’in hatıralarını taşır.

Maraş bir İslâm şehridir. 637’de Halid bin Velid’in sahabe ve tabiin ordusuyla fethedildikten sonra Bizans’a karşı asırlar boyu bir gaza ve cihâd merkezi olmuştur. Şehid ve gaziler diyarıdır, Anadolu’nun İslamlaşan ilk birkaç şehrinden birisidir ve İslâm’ın Orta Anadolu’ya giriş kapısıdır.

Maraş bir Türkmen şehridir. Güçlü Dulkadır Beyliği ile 2 asra yakın bölge siyasetinde belirleyici olmuştur. Şehre mührünü vuran Alauddevle Beyi ne kadar tanıyor ve tanıtabiliyoruz? Şehirdeki Alauddevle eserlerini çıkarırsanız Maraş’ın merkezi bomboş bir araziye döner!

Maraş bir İstiklâl şehridir. Nice evlatlarını şehid ve gazi vermiş, yakılıp yıkılsa da şehrini düşmana “gülizar” etmemiş yiğitler diyarıdır Kahramanmaraş. Verilen mücadelenin vehâmetini ve büyüklüğünü yerel ve ulusal çapta acaba ne ölçüde tanıtabiliyoruz?  

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama mevzunun anlaşılması için bu kadar yeterli sanırım. Meramımız kentin kimliğine ait tüm özelliklerin etkili ve profesyonel bir şekilde ve en modern tekniklerle tanıtımının yapılması. Kahramanmaraş bunu fazlasıyla hak ediyor...