Türkav Kahramanmaraş Şubesi’nde gerçekleştirilen konferansa, Türkav üyeleri yoğun ilgi gösterdi. Konferansta Prof. Dr. Nuri Kahveci, FETÖ benzeri yapılanmaların İslam tarihinde benzerlerini ele alırken, FETÖ benzeri yapılanmaların tarihi süreçte ve günümüzde İslam’ı saptırarak kendi kurdukları sömürü düzeninin bir parçası haline getirmeye çalıştıklarını kaydetti. Bu tarz yapıların emperyalizme hizmet ettiğini aktaran Kahveci, din üzerinden sömürülmemek için doğrunun en iyi şekilde öğrenilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

DİN İNSAN HAYATINI DİZAYN ETMEDE ÖNEMLİ YERE SAHİPTİR

Kahveci, verdiği konferansta şu ifadelere yer verdi: “Alanın uzmanı bilim insanları insanın dini duygulardan soyutlanmasının mümkün olmadığını ifade ederler. Buna göre her insan için mutlaka bir dine mensup olma gibi temel ihtiyaç söz konusudur. İnsanın vazgeçilmez ihtiyaçları arasında kabul edilen din olgusu onun hayatını dizayn etmede de önemli bir yere sahiptir. O halde bireyi ve bireylerin birlikteliği olan toplumu dini duygu ve düşünceden arınmış bir şekilde tahayyül etmek imkansızdır. Diğer temel ihtiyaçları gibi insan için karşılanması zorunlu olan dini duygu, inanış ve ibadet ihtiyacı onun aynı zamanda zayıf noktasını da oluşturur.

BAZI OLUŞUMLAR İSLAM’IN ÖĞRETİLERİNİ KENDİ ARZULARINA GÖRE DEĞİŞTİRMİŞİTR

Tarihi süreçte ve günümüzde de bazı oluşumlar İslam’ın öğretilerini kendi arzularına göre değiştirerek insanları İslam’dan saptırarak kendi kurdukları sömürü düzeninin parçası haline getirmeye çalıştıkları bilinmektedir. Özellikle bazı akımların Kur’an okumaya gerek yok bizim üstadımızın eseri zaten onu anlatıyor şeklindeki söylemlerin İslam’ın ilk dönemlerinde ortaya çıkan Esved el-Ansî ve Müseyleme’nin söylemlerinden farklı olmadığını göstermektedir.

Sonraki dönemlerde ortaya çıkan ve günümüzde de varlıklarını devam ettiren bazı İslam’a aykırı akımlardaki sapmalara örnek olarak, “sen şeyhe, üstada uy gerisine karışma”, “üstadımız, şeyhimiz seni öteki alemde kurtarır” gibi söylemler gösterilebilir. Bu söylemlerin İslam’a aykırı olduğunu anlamak için Hz. Peygamber’in kızına, “Ey Resulullah’ın kızı Fatıma! Sen de Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getir; zira senin için ben de bir şey yapamam.” (Buharî, Vesâyâ 11; Tefsir 2; Müslim, İman 348) anlamındaki hadisi yeterli kriterdir.

FETÖ’NÜN ÖNCÜSÜ KADIYANİLİK

FETÖ yapılanmasının yıkıcı ve bölücü bir örgüt olduğunun açıkça ortaya çıkmasından sonra bazı araştırmacılar bu yapıyı daha çok Haşhaşilerin örgüt yapısıyla ilişkilendirerek anlatmaya gittiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği bu olgu şüphesiz doğrudur. Ancak zamanımıza daha yakın İslam’a aykırı oluşum olan Kadıyanilik hareketiyle ilişkilendirilmesinin FETÖ ve benzeri oluşumların amaçlarını tespit açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü FETÖ emperyalist dönemde ortaya çıkan ve sömürgeci saiklerle hareket eden bir örgüttür. Bu sebeple FETÖ olgusunun öncü hareketi olarak Kadıyanîliği görmek daha isabetli olacaktır. Zira batı emperyalizminin önemli temsilcileri olan İngilizlerin övgüsüne mazhar olup, kendisini İngiliz Hükümeti’nin elleriyle diktiği fidan olarak tanımlayan kişi, Kadıyânîlik hareketinin kurucusu Mirza Gulâm Ahmed Kadiyânî’dir. Aynen Gulam Ahmed gibi Gülen’in de emperyalistlerce en çok takdir edilen düşüncelerinden biri, İslam’ın cihat anlayışını sadece nefisle mücadeleye indirgeyerek dinini özgürce yaşayabiliyorsan emperyalist düşünceyle mücadele etmenin bir gereği kalmadığı anlayışıdır. Hatta Gülen bir adım daha ileri giderek, tarihimizdeki acı izleri hala tazeliğini koruyan Haçlıların saldırılarını bile şöyle övmüştü: “Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizin ve onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler, ilişmemiş Haçlılar!”

TÜRK MİLLETİ OLARAK DİNİMİZİ DOĞRU ÖĞRENMEYE MECBURUZ

Özetle İslam tarihinde pek çok İslam’a aykırı akım ortaya çıkmış ve bunların büyük bir kısmı emperyalistlerin emellerine hizmet etmiştir. Bu akımların benzer yönleri oldukça fazladır. Bu örgütlerin hepsi asıl itibariyle Müslüman ülkelerde emperyalizmin önünü açıp, sömürgeciliğe hizmet etmek maksadıyla İslam’ı ve Müslüman toplumları ifsat etmeye dönük olarak ilgili ülkeler tarafından desteklenmektedir. Diğer Müslüman ülkelerden ziyade ülkemizin hedef alınmasında bu asil Türk milletini temel değerlerinden uzaklaştırarak sömürülen bir nesil haline dönüştürme çabasıdır. Din üzerinden sömürülmemek ve sömürge aracı olmamak için bize düşen görev işin hakikatini öğrenmektir. Türk milleti olarak dinimizi doğru öğrenmeye mecburuz. Bunun mazereti de olmaz.”

Haber: Burak Alkaya

Editör: Mahmut Beyaz