Birleşmiş Milletler tarafından 26 Haziran günü Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü olarak belirlendi. Daha önce uyuşturucuyla mücadele konusunu TBMM’de birçok kez gündeme getiren MHP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Sefer Aycan,  Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü vesilesiyle de bir basın toplantısı düzenledi. Bir kere bile uyuşturucu kullanıldığında bağımlılık yaratabileceğini ifade eden Aycan, uyuşturucu kullanımının çok yönlü bir sorun olduğunu söyledi. PKK, PYD, FETÖ gibi terör örgütlerinin finans kaynaklarının başında uyuşturucu ticareti olduğuna vurgu yapan Aycan, terörü destekleyenlerin aynı zamanda uyuşturucu ticaretini desteklediğini ifade etti.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİNİ ÇOK ÖNEMSİYOR

Aycan, şu ifadeleri kullandı: “Birleşmiş Milletler, 26 Haziran’ı Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü olarak belirlenmiştir. Biz bu konuyu çok önemsiyoruz. 26 Haziran ülkemizde de kabul ediliyor. Hem uyuşturucu kullanımına dikkat çekme hem de uyuşturucu kullanmayan bir toplum oluşturma amacıyla böyle bir gün belirlenmiştir. Bu günün yaratacağı farkındalığı çok yerinde buluyor ve destekliyoruz. Sağlık bir toplum hedefine hem ülkemizin hem de Dünya’nın kavuşması en büyük arzumuzdur. Birleşmiş Milletler, bu konuda uluslararası iş birliğini çok önemsiyor. Bu anlamda uluslararası işbirliği de çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır.

UYUŞTURUCU MADDELER BİR KERE KULLANILDIĞINDA BİLE BAĞIMLI HALE GETİREBİLİR

Bilindiği gibi uyuşturucu maddeler bir kere bile kullanıldığında bağımlı hale getirebilir. Vücuttaki bütün organları, bütün sistemleri etkileyebiliyor. Buna bağlı olarak kronik sorunlar oluşturuyor. Tüm hayatını etkileyerek iş ve sosyal hayatını da etkileyebiliyor. Bu nedenle uyuşturucu kullanımı sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir sosyal sorun, aynı zamanda hukuki bir sorun, ekonomik sorun ve güvenlik olarak da ele almamız gerekiyor. Çok yönlü bir sorunla karşı karşıyayız. Tüm Dünya bu sorunla karşı karşıya.

2017-2019 YILLARI ARASINDA UYUŞTURUCU KULLANIMI YÜZDE 30 ARTTI

2019 yılında yayınlanan Dünya uyuşturucu raporuna göre, uyuşturucu kullanımı tüm Dünya’da artmaktadır. 2017-2019 yılları arasında uyuşturucu kullanımı yüzde 30 artmış olarak belirtiliyor. Ülkemizde de artıyor. Tabi özellikle Avrupa’da uyuşturucu kullanımı çok yaygın. Tüm Dünya’da 15-65 yaş grubu uyuşturucu kullanımına baktığımız zaman, tüm Dünya’da yüzde 5,5 olarak gözüküyor. En az bir kez kullanımda Avrupa’da yüzde 29, ülkemizde ise yüzde 1,1 olarak gözüküyor. Bir kez bile uyuşturucu kullanmışsa bunu uyuşturucu kullanmış olarak tanımlıyoruz.

UYUŞTURUCU ÇOK YÖNLÜ BİR SORUN

Uyuşturucu kullanımı çok yönlü bir sorun. Bu sadece sağlık olarak değil, sosyal yaşantıyı da etkiliyor. Bu sosyal yaşantının etkilenmesiyle birlikte özellikle uyuşturucu kullananların şiddet eğilimi de artıyor ve sadece kullanan kişiyi değil, tüm Dünya’yı etkileyen bir sorun haline geliyor.

BİR TARAFTAN TERÖRLE  BİR TARAFTAN UYUŞTURUCU TİCARETİ İLE MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİYOR

Ülkemizin uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir diğer sorunu da ülkemizin uyuşturucu ticaretinde kavşak ülke durumunda olmasıdır. Maalesef ülkemiz uyuşturucu güzergahı üzerindedir. Uyuşturucu ticareti yapan baronlar ülkemiz üzerinden milyarlarca dolar para kazanıyorlar. Bu durum ülkemiz açısından dezavantajdır. Bu duruma da üzülüyoruz. Ancak daha büyük sorunumuz uyuşturucu ticaretini terör örgütlerinin bir finansman kaynağı olarak kullanmasıdır. Bütün terör örgütleri özellikle PKK, PYD, FETÖ bu tür uyuşturucu kullanımını   yayarak buradan finansman sağlıyor. Bir taraftan terörle mücadele ederken, bir taraftan da uyuşturucu ticareti ile mücadele etmemiz gerekiyor. Terör örgütlerinin önemli bir finans kaynağı bu uyuşturucu ticareti olduğu için bu kaynağı kesmemiz gerekiyor.

ABD, İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA PKK-PYD UYARISI

Buradan terör örgütlerini, terör kuruluşlarını destekleyenlere seslenmek istiyorum. Terör örgütlerini destekleyenler sadece terörü desteklemekle kalmıyor, uyuşturucu ticaretini de desteklemiş oluyorlar.  Ülkemizde ve tüm Dünya’da uyuşturucu kullanımınının artmasına da sebep oluyorlar. Bu bir ölçüde uyuştucu kullanımını da desteklemek oluyor. Bu nedenle özellikle PYD’ye desteğinden dolayı Amerika Birleşik Devletleri’ni uyarıyorum. NATO’ya girmek girmek isteyen İsveç ve Finlandiya’nın özellikle de İsveç’in terörün yanında buralardaki uyuşturucu kullanımını da desteklemektedir. İsveç bir yandan NATO’ya başvuruyor,  terörü desteklemiyorum demeye çalışıyor ama başvurduğu gün Türkiye’ye heyet geldiği gün, PKK, İsveç sokaklarında eylem yapıyor.

EN BÜYÜK RİSK ARKADAŞ GRUPLARI VE TOPLU EĞLENCE ORTAMLARI

Uyuşturucu ile mücadele kısmına daha çok değinmek istiyorum. Aslında, tüm paydaşların iş birliği yapması gerekiyor. Herkesin kendine düşen görevi yapması gerekiyor. Tek başına bir kurumun yapabileceği bir mücadele değil. Her kurumun mücadele etmesi gerekiyor. Özellikle ailelerin de bu konuda çok bilinçli olması gerekiyor. Uyuşturucuya başlamayı önlememiz gerekiyor. Uyuşturucuya başlamayı önlemezsek, bu sorun daha da artarak devam edecek. En büyük risk arkadaş grupları veya arkadaş toplantılarıdır. İlk başlamalar burada oluyor. Ailenin bunun bilincinde olması gerekiyor. Çocuklarının kiminle arkadaşlık yaptığını, nereye gittiğini bilmesi gerekiyor. Gençlere, uyuşturucunun zararlarını ve toplu eğlence ortamlarındaki riskler hakkında bilinçlendirme yapmamız gerekiyor. ‘Bir kez kullanmayla bir şey olmaz’ dememek lazım. Bir kez kullanıldığında dahi bunun bağımlı yapacağını bilmek gerekiyor.

ÜZERİNDE UYUŞTURUCU BULUNAN HER KİŞİ SATICI OLARAK YARGILANMALIDIR

Uyuşturucuya ulaşımı engellememiz gerekiyor. Üzerinde uyuşturucu yakalanan bir kişi ben içiciyim diyor ve serbest bırakılıyor. Bu konuda mutlaka değişiklik yapılması gerekiyor. Bana göre, sokakta üzerinde uyuşturucu bulunan herkes satıcı olarak kabul edilmeli ve satıcı muamelesi görmelidir. Bu kişileri serbest bırakmak, satışını da yaygınlaştırmaktadır. Bir kişinin üzerinde uyuşturucu bulunursa bu satma niyetiyle sokağa çıkmıştır. Ne olursa olsun, üzerindeki miktara bakılmadan bir gramsa bir gramda dahi satıcı olarak değerlendirilmelidir. Çok ciddi bir şekilde sokakta uyuşturucu kullananlar ve satanlar bulunmaktadır. Bunlara yönelik sert önlemler almamız gerekiyor. Bunun dışında ailelerin bilinçlendirilmesi de kullanmayı önlemek açısından önemli çabalar olarak değerlendiriyorum.

SINIR KAPILARINDAKİ DENETİMLER ARTIRILMALI

Bu konu kolluk kuvvetlerimizin, güvenlik güçlerimizin önemli bir mücadele alanıdır. Uyuşturucu ticaretini her türlü engellemek, ülkemizin geçiş güzergahında olduğunu göz önünde bulundurarak, sınırlarımızdan girişte çok dikkatli olmalıyız, denetimleri artırmalıyız. Ancak, bu şekilde ülkemize uyuşturucu girişini önleyebiliriz.

TEDAVİ SONRASI MUTLAKA REHABİLİTE ETMEK GEREKİYOR

Uyuşturucu ile mücadelede tedavi ve rehabilitasyon kısmı üzerine konuşmak istiyorum. Mutlaka kendi rızasıyla sağlık kuruluşuna gelerek ben artık tedavi olmak istiyorum demesi gerekiyor. Bazı aileler bundan şikayet ediyor, kendisi kabul etmediği için alıp götüremiyorlar. Bu da tabi ki aileye de çok ciddi bir şekilde zarar veriyor. Bu çocuklarımızı ikna etmek zorundayız. Kullananlar zararını görüp, “ben tedavi olmak istiyorum” demediği müddetçe sağlık kuruluşlarına kabul edilmiyor. Zorla yatırmanın da bir anlamı yok. Tedaviye alınan kişilerin yüzde 60’ı tekrar başlayabiliyor. Hastaneye kapatıp, sadece ilaç vermek tedavi etmek değildir. Mutlaka rehabilite etmek, bunun dışında, tedavi olup hastaneden çıktığında da sosyal rehabilitasyonunu sürdürmek gerekiyor. Ülkemizde daha çok yoksul kesimde uyuşturucu kullanımı var. Bu nedenle risk grubu olan kişilere göre programlar yürütmek gerekiyor. Eğitimi düşük, yoksul kesimlerde daha çok kullanılıyor ve satıcılığı daha fazla oluyor. Bu bağlantıları kesmek açısından mutlaka bu kişileri meslek sahibi edindirmek ve sosyal çevrelerini değiştirmek önemli olacaktır diye düşünüyorum.”

Editör: Mahmut Beyaz