Son günlerde manav ve pazar tezgahlarında sebze ve meyvelerin fiyatlarının ateş pahası olmasının sebepleri oldukça merak konusu olmuştu. Konuyu gazetemize değerlendiren Kahramanmaraş Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya, çiftçilerin ürünleri ucuza üretemediğini ve bundan dolayı marketlerde, manavlarda ve pazarda da bu ürünlerin pahalıya satıldığını belirtti. Vatandaşın ucuza gıda tüketebilmesi için öncelikle üreticiye yapılan desteklerin artması gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, tarladan çıkan fiyatla marketlerde olan fiyat aralığının araştırılması gerektiğini söyledi.
ÇİFTÇİNİN ÜRETİM MALİYETİ YÜKSEK
Çetinkaya sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ülkemizde ve tüm Dünya’da yaşanan pandemi sonrası üretimin, gıdanın ve insanların gıdaya ulaşımının ne kadar önemli olduğunu, son derece stratejik bir işle uğraştığımızı, tarımın olmazsa olmazımız olduğunu bu süreçte görmüş olduk. Ekonomik krizlerin ve birçok ürünün girdi maliyetlerinin, fiyatının yükselmesiyle çiftçimizin de üretmiş olduğu ürünlerin girdi maliyetleri arttı. Bunları belli başlı sıralayacak olursak; gübrenin, ilacın, tohumun, doğalgazın, işçilik giderlerinin, fide gibi birçok ürün ve hizmetin girdi maliyetlerinin yüzde 300 ile yüzde 400 arasında zamlanması ile karşı karşıya kaldık. Çiftçimizin yüksek girdi fiyatlarıyla üretmiş olduğu ürünü şu anda; tezgâhlarda, pazarlarda, manavlarda pahalıya satılmasına neden oluyor. Öncelikle halkımızın ve vatandaşımızın ucuz gıdaya erişebilmesini istiyorsak, ilk önce çiftçimize destek verilip çiftçimizin ucuza üretmesini sağlamamız gerekiyor. Çiftçinin ucuza üretmediği ürünü tüketici asla ucuza alamaz. Ana unsur ve öncelik yeterli desteklerin verilip üreticinin ucuza üretmesini sağlamaktır. Bunların yanında destekler tohum, ilaç, gübre, enerji giderleri ve nakliyesi gibi destekler çiftçimize sübvanse edildiği takdirde çiftçimiz uygun fiyata üretim yapacaktır. Uygun fiyata yapmış olduğu üretimi de marketlerden ve manavlardan tüketici ucuza alacaktır.
ÇİFTÇİ GÜBRE VE MAZOTU İNDİRİMLİ ALMALIDIR
Hal böyle olunca çiftçimiz üretmiş olduğu üründen asla memnun olmuyor. Çünkü yükselen girdi maliyetlerinin sonucu çiftçimiz her geçen gün eziliyor. Gübre atamaz duruma geliyor. Sıkıntılı günler yaşıyor. Çiftçimizin üretime devam edebilmesi için gübreyi ve mazotu indirimli alması gerekiyor. Diğer taraftan tüketici boyutundan baktığımız zaman, tüketici bugün markete veya manava hatta semt pazarlarına gittiği zaman bir marulun 15-20 TL, bir demet maydanozun 5-7 TL arasında, rokanın 5-10 TL arasında, bir kilo domatesin 25-30 TL, salatalığın 25-35 TL civarında olduğunu görüyor. Ne üreten ne de tüketen memnun oluyor. Tüketici ateş pahası olan bu ürünleri mümkün olduğunca minimuma indirip mutfak ihtiyacını kısmaya başladı. Vatandaşlarımızın ucuz gıdaya ulaşabilmesi için ana temeli toprağa yapılacak yatırımdan geliyor. Eli nasırlı çiftçimize destek verildiği takdirde çiftçimiz ürünü ucuza üretecektir ve tüketicimiz ürünü ucuza alacaktır.
HAKSIZ KAZANÇ ELDE EDENLERE ADLİ İŞLEM UYGULANMALI
Tabi birçok kalemde incelediğimizde üreticiyle market arasındaki makas ciddi anlamda fark ediyor. Bunların da ciddi anlamda denetlenmesi, bu kadar fiyat artışının neden olduğu araştırılması gerekiyor. Bizim üreticimizden 3-5 TL’ye çıkan marulun tüketiciye gelene kadar nasıl 15 TL olduğunun araştırılması gerekiyor. Bizim üreticimiz 6 ay emek verip 10 TL’ye sattığı salatalığı neden marketlerde 30-35 TL oluyor. Bir otorite boşluğu ve denetleme mekanizmasında eksiklik var. Haksız kazanç elde edenlere bir an önce gerekli işlem uygulanması gerekiyor. Vatandaşımızın gıdaya ihtiyacı art niyete çevrilmemelidir. Herkesin gıdaya ulaşabilmesini sağlamak zorundayız.
MEECLİSTE GÜNDEME GETİRİLMELİ
Bu konuyla alakalı olarak Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar ile istişarelerde bulunuyoruz. Fiyatların buradaki farkını gösteriyoruz. Sürekli görüş alışverişinde bulunuyoruz. Bu fiyat aralığının buradan daha batıya gittiğimizde büyük illerde domatesin 40-50 TL’yi bulduğu görülüyor. Bunları hem yetkilerle hem bakanlığımızla hem de Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktarla, ayrıca zaman zaman milletvekillerimizle konuyu paylaşıyoruz. Mecliste gündeme getirmeleri konusunda destek istiyoruz.
ÜMİT EDİYORUZ Kİ ÇİFTÇİMİZ HAK ETTİĞİ DEĞERİ GÖRÜR
Biz eli nasırlı çiftçiler, üreticiler tarafı olarak biz bu ülkenin gıda güvencesini sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ümit ediyoruz ki çiftçimiz hak ettiği değeri görür. Hak ettiği fiyattan ürününü satacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz.”
Haber: Burak Alkaya
