Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren Marjinal Psikoloji Danışma Merkezi, Psikolojik Danışmanı Mehmet Ali Genç, YKS’ye girecek öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Bu sınavdaki başarısızlığın telafi edilebileceğini, kaybedilen bazı şeylerin ileride kazanılacak başarıların kapısını açtığını belirten Mehmet Ali Genç, “Biz şunun farkına varmalıyız, biz şuana kadar iyi bir emek verdik, kötü bir emek vermişte olabiliriz. Bu saatten sonra kaybedebileceğimiz ya da kazanacağımız çok şey kalmadı. Biz emeğimizi verdik, yeterli ya da değil, bu saatten sonra bizim olana razı gelmemiz ve durumu tekrar gözden geçirmemiz gerekir. Sınavımız iyi geçtiyse ‘biz emeğimizin karşılığını aldık’ kötü geçtiyse de dünyanın sonu olmadığının farkına varıp, tekrar hazırlanma sürecine girmeliyiz. Hele ki kendisini yetersiz, yeteri kadar çalışmadığını düşünen kişilere ise şu önerebilirim ‘kaybedersem ne olur, sınav çok kötü geçerse ne olur’ sınav kötü geçerse sonrasında ne olur, 3 ay sonrasında ne olur gibi senaryolarını kendi zihinlerinde oluşturmaları onların rahatlamasını sağlayacaktır. Öğrencilere, ‘Bu sınav dünyanın sonu değil, hatalarımızdan ders çıkarmamız gerekiyor, yeniden denemeliyim’ diye düşünmelerini tavsiye ediyorum. Öğrenciler bu dönemde nerede hata yaptığının daha çok farkına varacaktır. Aslında her bir kayıp bizim için bir başarıdır, neyi nasıl yapmayacağınızı ve daha iyi nasıl yapabiliriz onu öğreniyoruz. Öğrencilerdeki baskının ana sebebi, bu sınav dünyanın sonuymuş ve bu sınavdaki hata telafi edilemeyecekmiş gibi görmelerinden kaynaklanıyor. Aslında burada öğrencilerin yapmış olduğu hata, ilerleyen yılların daha verimli olmasını sağlayacak. Evet, başarısızlık bir kayıp gibi görünebilir, sonra ki yıllarda büyük kazançlar sağlayacaktır. Hayatta kaybettiğiniz bazı şeyler ileride kazanacağınız şeylerin kapısını açıyor bizlere, bunun farkında olmalılar öğrenciler’’ şeklinde konuştu.

AİLELER OMUZLARINDAKİ YÜKÜ ÇOCUKLARA YÜKLEMEMELİ

Sınava girecek öğrencilerin ebeveynlerine de tavsiyelerde bulunan Genç, “Aileler şunun farkında olması gerekiyor, o benim çocuğum, onun eğitime ihtiyacı var ve ben bunu karşıladım, ben yapmam gerekeni yaptım, ben onun başarısından sorumlu değilim, onun başarısızlığından da sorumlu değilim. Veliler, çocuklarının başarısızlığında ‘ben sana şu kadar emek verdim’ diyebilme hakları yoktur. Hababam Sınıfı filminde, Mahmut Hoca’nın velilere nasihat verdiği sahnede ‘siz anne-baba olarak çocuklarınıza ne yaptınız’ diyordu. Aslında öğrencilerin başarısızlığı daha çok anne babanın başarısızlığını gösterir. Anne baba, çocuklarına olumlu bir şekilde yaklaştığında, çocuklarını motive edici bir şekilde yaklaştığında ve onları biraz takip ettiğinde, güzel bir dil, güzel bir üslup kullandıklarında çocuklar genel olarak olumlu bir havaya giriyor ve başarılı oluyor. Başarılı olamadığında bir sonraki yıllarda bunun üstesinden gelebileceğini öğrenmiş oluyor. Aileler ‘biz sana şunları yaptık, biz şu koşullar altında çalıştık, biz sabah akşam çalıştık, saçımızı süpere ettik sırf senin kazanman için’ gibi cümleler çocuklarda baskı ve yük oluşturur. Aileler böyle yaparak omuzlarındaki yükü çocuklara yüklemiş oluyor ve çocuklar bu yükün altında ezilir. Bu yüklerden olabildiğince uzak durmalıyız” ifadelerini kullandı.

SINAV GÜNÜ FARKLI BİR GÜN DEĞİL

Sınav günün farklı ve özel bir gün olmadığını, sıradan bir gün gibi yaklaşıldığında heyecanın azaltacağını vurgulayan Psikolojik Danışman Genç, “Sınava çok kısa bir zaman kaldı bu süre zarfında, dersten uzak kalabilirler. Aşırı kaygılılarsa, ‘şu konuya da bakmam gerekiyor’ diyorlarsa bunu yapsınlar ama kalan kısa sürede olabildiğince dersten uzak kalsınlar. Her şeyin ders olmadığını, dersin dışında da bir dünya olduğunu gerektiğinde gezmeye çıkmalarını ve canları ne istiyorsa onu yapmalarını makul ölçüde tavsiye ederim. Sınav günü diğer günlerden farklı bir gün değil, bunun farkında olmalılar. Sınav için şunu yiyin bunu yiyin şunu için gibi yapmasınlar. Her gün bunları yapmıyorlar, her gün yaptıkları gibi yapsınlar her şeyi. Nasıl ki deneme sınavına girmişlerse, bu sınava da o hava da girmelerini öneririm. Sınava bu şekilde yaklaştıklarında, sınav için ayrı bir dünya atfetmedikleri için ekstra bir heyecan ekstra sıkıntıya girmeyeceklerdir ya da bu heyecan daha bir aza indirgemiş olurlar’’ ifadelerine yer verdi.

HER BAŞARISIZLIK BAŞARIYA BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIRIR

Her başarısızlığı başarıya bir adım daha yaklaştırdığını vurgulayan Genç, “Yeni yürümeyi öğrenen bir bebek, yürümeye başladığında ilk başlarda düşer, senteler. Her düşüşte kalkmayı dener ve kalkar, kalkmayı denemediğinde yürüyemez. Sınav sürecinden önce ve sınav sürecinde emek göstermeliyiz. Her bir başarısızlığımız sonrasında pes etmeyip, tekrar bunu deneyimleme fırsatı bulmalıyız. Tekrar deneyimleyerek başarısızlıklarımızda birçok olumsuz senaryoyu görmüş ve bu senaryoları azaltmış oluruz. Yeni olumlu senaryolara ve daha iyiye yaklaşmış oluruz. Bu olumsuzlukları bir fırsat olarak görüp, ondan sonra süreçte sınav iyi de geçse kötü de geçse bunu tekrar değerlendirmelerini isterim. Aslında her başarısız bir eylem, bizleri başarıya bir adım daha yaklaştırıyor.”

AKRABALAR BASKI OLUŞTURABİLİYOR

Akrabaların ve çevredekilerin sınav sürecini merak edip sormalarının doğal olduğunu ancak öğrencilerin düşüncelerinden dolayı farklı düşüncelere yöneldiğini belirten Mehmet Ali Genç, “Öğrenciler, bir nebze de olsa sınav baskısını akrabalardan dolayı yaşıyor. ‘El âlem, akrabalar sınav nasıl geçti diye soracak’ diye baskı yaşıyor. Şöyle düşünmeliyiz, bir arkadaşınız bir elbise aldığında, bir kitap aldığında gelip size sorar. Bu meraktır, bu doğal bir şeydir, insanlar merak edebilirler. Akrabalarınızda bu sebeple soruyor olabilirler, bunu tekrardan gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Amcam, dayım benim sınavımı merak etmiş diye düşündüğümüzde kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz ve baskıyı azaltabilirsiniz” dedi.

Öte yandan Psikolojik Danışman Mehmet Ali Genç, üniversite sınavlarına girecek tüm öğrencilere başarılar diledi. Genç, “Sınava girecek tüm öğrencilere, ne olursa olsun kendilerinin değerli olduğunu fark etmelerini istiyorum ve sınavda başarılar diliyorum.”

Haber: Furkan Karayılan

Editör: Mahmut Beyaz