İyi Parti Merkez Disiplin Kurulu Üyesi ve aynı zamanda İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Avukatı olan Muhammet Furkan Kamalak, Facebook ve Youtube hesaplarımızdan yaptığımız canlı yayının özel konuğu oldu. Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Mahmut Beyaz’ın sorularını yanıtlayan Kamalak, gündeme dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İlk olarak partisine olan teveccühün neyden kaynaklandığını anlatan Kamalak, İyi Partinin alışılagelmiş siyasetin haricinde bir siyaset politikası olduğunu söyledi. Bu anlamda ‘seçmen velinimetimizdir’ bakış açısıyla hareket ettiklerini vurgulayan Kamalak, “Bizler her şeyden önce insanız. İnsanın acısını derdini kalbimizde hissetmiyorsak en iyi siyasetçi olmuşuz en iyi siyaseti yapmışız bunların hiçbir hükmü yok” ifadelerini kullandı.

İşte Kamalak’ın konuşmasında önce çıkan başlıklar şu şekilde: 

İYİ PARTİYE KARŞI BİR TEVECCÜH OLUŞTU BUNU NEYE BAĞLIYORSUNUZ?

Kamalak: “Genel başkanımızın bu kadar teveccüh görmesinin, esnaf ziyaretinin mitinge dönüşmesinin ana nedeni genel başkanımızın her şeyden önce anne ve insani yapısı siyasi yapısının önünde. Bize de konuşurken talimat verirken her zaman bunu söyler. İnsanların alışılagelmiş siyasetin haricinde bir siyaset politikamız var bizim. Bunda da Genel Başkanımızın öncülüğünde içten gelerek, ‘seçmen velinimetimizdir’ bakış açısıyla bir yol yürüyoruz. Burada malumunuz Genel Başkanımız, 81 ilde durmaksızın geziyor, insanların dertlerini dinlemeye çalışıyor, dertlerini dile getirmeye ve ülke gündemine getirmeye çalışıyor. Bu gezileri sırasında parti propagandası yapmıyor, diğer partileri eleştirip onları kötülemiyor, sadece vatandaşın derdini dinliyor. Biz siyasetçiler olarak konuşmaya alışığız ama dinlemeye alışık olduğumuz söylenemez. Milletimizin şu anda ne yazık ki birden fazla derdi var. Bu Kahramanmaraş halkı içinde böyledir, tüm Türkiye Cumhuriyeti halkı için de geçerlidir. Bundan dolayı insanlarla konuşmak istiyor, insanlarda dertlerine derman bulmak, çözüm önerileri duymak istiyor. Bizim de parti politikamız insanları dinlemeye yönelik bir politikadır. Bizim konuşmamızdan, bizim onlara bir şeyler anlatmamızdan ziyade, biz insanları dinleme yolunu seçiyoruz. Dinledikten sonra da, sorunu anlayıp çözüm önerileri sunmaya çalışıyoruz. Buna bağlı olarak da Genel Başkanımızın şöyle bir şeyi vardır; liyakat sistemi her kurumun liyakatli bir şekilde yönetilmesini istiyoruz. Örnek veriyorum: Ekonomi ile ilgili olan durumlarda bu konunun uzmanı olan kişilerle, hukuki sorunlarda hukukçu kişilerle çalışmayı hedefliyor. Buna bağlı olarak da vatandaşımız samimiyeti görüyor, bir rol yapmak ya da vatandaşı etkilemeye yönelik çalışmalardan ziyade vatandaşlara karşı samimiyiz insanlara değer veriyoruz. Artık bizim milletimiz bir şeyleri ‘mış’ gibi ‘muş’ gibi gösterilmesinden bıktı, vatandaşlarımızda bizlerde bunları gördü ve bize karşı bir teveccüh oluştu.”

GENEL OLARAK YÜKSEK ZAMLAR GELİYOR BUNLARLA İLGİLİ NASIL BİR POLİTİKA YÜRÜTECEKSİNİZ?

Kamalak: “Son dönemde yaşadığımız şeyleri şu şekilde tanımlıyayım, anormal gidişin normal sonucu. Bizler maalesef ki samanı dahi ithal eden bir ülke olduk. Türk kültüründe yüzyıllardan beri maya vardır, ekmeğimizde kullandığımız mayanın ham maddesini Fransa’dan ithal ediyoruz. Türkiye Tarım ve Hayvancılık ülkesiydi, ancak bakıyoruz geçmişte bir dönem ithal hayvan getirdik dikiş tutmadı. Tarım ülkesiydik, şuan tarımsal ürünlerin yüzde 80’ini ithal ediyoruz. Rusya ile Ukrayna savaşıyor, Türk Lirası değer kaybediyor döviz yükseliyor. Baktığınız zaman bu olayın bir mantığı yok ama dışa bağımlı bir ülke olursanız talimatta alırsınız, onların yaşadığı sıkıntı sizi bulur. Biz parti olarak, yerli üretim istiyoruz bizim elimizde kaynaklar var, çok verimli tarım arazilerimiz var, hayvancılığı yapabileceğimiz güzel alanlarımız var. Şuan ki durum başkaları üretsin biz alalım mantığıdır, büyüklerimizin bir lafı vardır ‘hazıra dağa dayanmaz’ dayanmadı maalesef. Fabrikalarımız vardı satıldı gitti, üretim tesislerimiz vardı ya satıldı ya da kapatıldı ne yazık ki. Öncesinde sattıkları şeker fabrikasını sattıkları paradan fazlasına şuanda şeker ithal ediyoruz.”

KADINLARIN İYİ PARTİ’DE AKTİF OLARAK ROL ALMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Kamalak: “Evin reisi erkektir diye bir sözümüz vardır ama ben bu söze çok katılmıyorum. Hatta bunun şakası da yapılır. Evde son sözü erkek söyler ama biz tamam deriz. Evin patronu tabii ki hanımlardır. Hanımların şöyle bir artısı var: Her kapıya girip çıkabiliyorlar. Örnek verilim; Eve eşinizin istemediği bir misafir kolay kolay gelemiz ama hanımlarda şöyle bir şey vardır: Hanımlar hanımlarla irtibatta olduğu için bir hanım kardeşimiz istediği gibi istediği yere girip çıkabilmekte. Kahramanmaraş’ta özellikle son dönemde bunu çok net hissediyoruz ki; kadınlar noktasında da büyük bir dönüşüm var. Bu da inşallah çok daha ileri boyutlara geçecektir.”

PARTİNİN ÜYE KONUSUNDAKİ ARTIŞI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? 

Kamalak: “Partiye olan teveccühü çok net bir şekilde görüyoruz. Vatandaşımız geliyor, ‘Biz sizin sonuna kadar yanınızdayız ama üye olamam’ diyor. ‘Neden’ diyoruz? ‘Oğlum şurada çalışıyor, oğlumu işten atarlar’ diyor. Korku kısmen de olsa hala var. Şöyle bir şey var: Adil olmak zorundayız. İnşallah iktidara geldiğimizde bu söylemimizi gerçekleştireceğiz, bizden olsun ya da olması işini düzgün yapan, çalışan kim varsa adil olmak zorundayız. ‘Bu bize destek olmuştu, bu bize destek olmamıştı’ o bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren tek nokta olur, işini düzgün yapıyor mu, hakkıyla yerine getiriyor mu? Benim ofisim Ankara’da, kalabalık bir ofisiz. Sayısı değişiyor ama 40-50 arasında personelimiz oluyor. Açık konuşayım ben bu personelin birçoğunun siyasi görüşünü dahi bilmem. Ben Genel Başkanımızın Avukatıyım, birçok İyi Partili Başkanımızın Avukatıyım, partide görevim belli ama ben ne mülakat yaparken ne ofisimde çalıştırırken hangi siyasi partidensin, iyi partili misin şu partili misin? Bu beni ilgilendirmez. Çünkü ben orada işverenim, beni ilgilendiren nokta işini düzgün yapıyor mu, iş yeri kurallarıma düzgün uyuyor mu? Benim için önemli olan kıstas budur. Ofise, bize zarar verecek noktada düşünce yapısına sahip olmadıktan sonra isteyen istediğini düşünsün.”

SEÇİM TARİHİ İLE İLGİLİ NE DERSİNİZ?

Kamalak: “Ben şunu gözlemliyorum açıkçası: Temmuz ayında asgari ücrete zam konuşuluyor. Belli noktada iyileştirmelerden bahsediliyor. Bizim mesela millet kürsüsünde dile getirdiğimiz noktalardan bir tanesi EYT’liler. Normal şartlarda emekliliğe hak kazanmış ama geriye yönelik yürütülen kanunlarla bu hakları elinden alınmış birçok vatandaşımız var, birçok mağduriyet var. Görünen o ki; seçim öncesinde benim şahsi tahminim EYT’liler ile ilgili de düzenleme çıkacaktır. Şu anda malum havalar sıcak, vatandaşımızın doğal gaz gideri ya yok ya çok kısıtlı. Elektrik gideri kış dönemine göre kısıtlı ama kışın faturalar el yakıyor, dolayısıyla burada normal şartlarda gelecek yıl, yaz döneminde gözüküyor seçimler. Ama ben vatandaşın bu kadar buhranda olmasından dolayı, bu kadar sıkıntıda olmasından dolayı şahsi görüşüm kış sonrasına bırakılmayacağı noktasında.”

KAHRAMANMARAŞ’TAN MİLLETVEKİLLİĞİ ADAYLIĞINIZ SÖZ KONUSU OLUR MU?

Kamalak: “Genel Merkezimiz takdir buyurursa bizim niyetimiz var ama biz bu yola çıkarken baştan beri bir şeyler olmak için değil, bir şeyler yapmak için çıktık. Burada bize düşen görev, sonuna kadar çalışmak. Milletvekilliği adaylı veya başka bir şey olmasa bile biz çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü başka seçeneğimiz yok. Siyasetçi bir babanın oğlu olarak her zaman ‘siyaset benden uzak’ diyordum. Gündelik hayatta da öyle çok hırsları olan bir yapıda insan da değilim. Her zaman kafamdaki şuydu: Yetecek kadar yemeğim olsun, çocuğuma bakacak kadar rızkım olsun ötesinde de gözüm yok işime gücüme bakayım noktasındaydım ama şimdi şöyle bir şey var: bir şarampole doğru gidiyoruz. Benim babam hala Saadet Partisi’nde Yüksek İstişare Kurulu üyesi. Tabii eski Genel Başkanın oğlu olarak bu kadar radikal bir karar vermekte kolay değil. Çünkü milli görüş çizgisindesiniz, baba Saadet Partisi’nde genel başkanlık gibi bir sıfatı var ama şöyle bir şey var: şarampole doğru gidiyorsunuz o anda ya firene basılmasına yardımcı olacaksınız ya da hep birlikte uçacaksınız zaten. Benim siyasete girme düşüncem de şurada oluştu.

BU DÜZENE BU ÇARPIKLIKLARA, YANLIŞLARA ‘DUR’ DEMEK MÜKELLEFİYETİNDEYİZ

Çok şükür Türkiye şartlarına göre iyi kazanan bir avukatım. Ama şöyle bir şey bir şey var: bir kızım var 3,5 yaşında geleceğini düşündüğümüz zaman benim kızıma güzel şartlar sağlayabilirim ama kızımın parkta oyun arkadaşı, elindeki simidi görüp de ya da yediği her ne varsa alamayacak konumda olursa o noktada dediğim gibi bunun sıkıntı bizi bulur. Ben milli görüş geleneğinden gelen biriyim. Annem de başörtülü ablam da başörtülü biz yıllarca başörtüsünü savunduk. Ama bizim savunduğumuz başörtüsü ablamız bacımız, başını örtsün gitsin hakkı olmayan parayı alsın değildi. O yüzden bu düzene bu çarpıklıklara, yanlışlara ‘dur’ demek mükellefiyetindeyiz.”

Haber: Abdulsamet İspir

Editör: Mahmut Beyaz