Son yıllarda tarihi hikayeler anlatan dizilerin artmasıyla özellikle binicilik sporu halk arasında yaygınlaştı. Buna bağlı olarak son yıllarda tükenme noktasına gelen saraçlık mesleği Kahramanmaraş’ın tarihi çarşılarında yaşatılmaya devam ediyor. Saraçlık mesleğinin Kahramanmaraş’taki son temsilcilerinden olan Zafer Güzlek, Tarihi Kapalıçarşı’nın içerisinde bulunan Saraçhane Çarşısı’nda dedesinden ve babasından kalan mirası sürdürüyor. Gazetemize mesleğini ve anılarını anlatan Zafer Güzlek, son yıllarda Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Diriliş Selçuklu gibi diziler sayesinde binicilik kültürünün arttığını ve insanların el işlemesi eyerlere ilgi duyduğunu söyledi. Türkiye’nin her yerine eyer sattıklarını belirten Güzlek, babasının bazı Yeşilçam filmlerine eyer gönderdiğini ifade etti.

SARAÇLIĞIN 5 BİN YILLIK GEÇMİŞİ VAR

Güzlek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Saraçlık aslında hayvan kuşatma takımı yapılan mesleğe denir. Hayvanlarla ilgili nal ile semer hariç her şeyi saraç yapar. Eyeri de, kuşam takımını da saraç yapar. İnsanlarla ilgili tarafında da bıçak ve silah kılıflarını saraç yapar. Deriyle yapılan her işi saraç yapar. Saraçlık atın ehlileştirilmesiyle başlamış bir meslektir. En az 3-5 bin senelik geçmişi olan bir meslektir. Saraçlar azaldı mı, çok azaldı. Bu çarşıya ilk geldiğimde sene 1966 idi. O zamanlar 20’nin üzerinde saraç vardı şimdi 2 tane saraç var. Dedem, babam ve oğlumda bu mesleği yapıyor. Bu meslek biter mi? Bitmez ama azalır. Teknolojiye yenilir mi diye soruyorlar. Bence yenilmez.

İŞİMİ SEVEREK YAPIYORUM

1999 yılında 4 tane Osmanlı Eyeri yaptık. Bir tanesini sattık. 3 tanesi burada dura dura eskidi. Son dönemlerde tarihi dizilerde çok fazla at var. Bu diziler vatandaşlarda atlara karşı ilgi oluşturdu. 2000’lerde 4 tane satamadığımız üründen şu anda 40 tane satıyoruz. O günlerde at sayısı daha fazlaydı ama eyer alan yoktu. Önceden semer alırlardı. Şu anda eyere yöneldiler. O dönemde eyeri pahalı buluyorlardı. Bir işin severek yapılanı kıymetlidir. Ben de bu işi severek yapıyorum.

ÇIRAK YETİŞMİYOR

Bu meslekte çırak yetişmiyor. Bu meslek bir şekilde babadan oğula kalır. Bu işi öğrenmeyi kimse istemez. Benim oğlum olmasaydı, oğlumda yapmazdı. İnsan bildiği işi yaparsa sırtı yere gelmez. Önceden Kapalıçarşı’ya gelen turistlerin ilgisini çekiyorduk. Şu anda o kadar ilgi yok. Eskiden internet bu kadar yaygın değildi. Örneğin şu anda sosyal medya hesaplarımız var. Burada yaptığımız ürünleri Dünya’nın en ücra yerindeki adam görüyor. Eskiden en yakın köyden bile ayda bir buraya gelmek zor olurdu. Şimdi ulaşım kolaylaştı, ilgi azaldı.

50’DEN FAZLA ŞEHRE EYER SATTIK

Yaptığımız eyerleri genelde internet üzerinden satıyoruz. Yurt dışına gönderecek kadar çapımız yok. Bizim dış ticaret belgelerimiz yok. Ancak bizden alıp başka ülkeler satanları görüyoruz, duyuyoruz. Türkiye’nin her bölgesine internet üzerinden satıyoruz. Trakya’ya, Ege’ye, Akdeniz’e, Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu her bölgeye satıyoruz. Türkiye’den 50’den fazla şehre eyer satmışızdır. Son dönemlerde yayınlanan Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman gibi dizilerin bunda etkisi oldu. Bu diziler insanların at biniciliğine ilgi duymasını sağladı. Binicilik ve at bakıcılığı bir hobi işidir. Bir ata senede 2 ton arpa yedireceksin. Parası olan bu işi yapar. Eskisi kadar köylerde at bakıcılığı kalmadı. Önceden at ile iş yapılırdı. Artık keyif yapılıyor. Lüks arabası, lüks motoru olan kişi at da alıyor ve bu at için en iyi aksesuarları almak istiyor.

YARIŞ ATLARINA EYER OLMAZ

Bizim yaptığımız eyerler yarış atları için olmaz. Orada farklı malzemeler kullanılıyor. Eyer binmek için değildir. Eyer üzengiye basmak içindir. Orada farklı aksesuarlar kullanılıyor. Biz onları yapmıyoruz.

DİZİLER KENDİ ATÖLYESİNİ KURUYOR

Bütün sektörlerde sinekten yağ çıkarmaya uğraşılıyor. Dizilerde fazla malzeme gerekince bu tarz aksesuarları üretmek için atölye kuruyorlar. Bizim müşterilerimiz genelde şahıslar oluyor. Arada sırada at çiftliklerine veriyoruz. Zaman zaman dizilerden istiyorlar ama öyle fazla istendiği olmadı.

DEDEM 1890 YILINDA BU İŞE BAŞLADI

Biz ailecek bu işi yapıyoruz. Dedem 1890 yılında bu işe başladı. Benim oğlumla beraber 4 kuşak oluyoruz. 130 yıldır bu işle uğraşıyoruz. Zamanında Hakan Balamir’in oynadığı Ağrı Dağı Efsanesi filmine babam buradan eyer göndermişti. Başka filmlerde oldu mu bilmiyorum. O eyeri de nakışlı olduğundan biliyorum. Özgün bir eserdi. Babamın gençliğinde bir eyer 25 altınmış. Şimdi 750 TL’ye satıyoruz.”

Haber: Burak Alkaya

Editör: Mahmut Beyaz