Sonbahar; sarının, kızılın, kahverenginin mevsimi...

İlkbahar, yaz derken sonbaharla buluştuk. Sonbahar denince akla hüznün ve ayrılığın mevsimi gelir.

Güzel bir söz vardır...’Mevsimler de aynen insanlar gibidir; ilkbahar mevsimi insanın doğması gibidir, yaz mevsimi büyüyüp olgunlaşması gibidir, sonbahar mevsimi ise ikinci baharı yaşamak gibidir ve hazin son ise kış mevsimi gibi soğuktur.

Ekim ayının sıcağı sarartır yaprakları... Sonbahar rüzgârının yerlerde sürüklediği dalından kopmuş sararan bir yaprak gördüğümüzde de içimizi bir hüzün kaplar...

İnsan o anda varoluşunun ve yok oluşunun hikayesini hatırlar. Mevsimlerin dönüşümü, sonbaharın yaprak dökümü insanı derin hayallere sürükler.

Eylül’ün sonu ve Ekim ayının başı itibariyle havalar soğumaya başladı... Bunaltıcı sıcaklar geride kaldı... Serin havaları özlemişiz...

Sonbaharın diğer bir adı da okul günleri... Çocuklar için tatlı bir telaşın başlangıcı...

Uzun süren korona tatillerinin ardından tekrar okul hayatına adapte olmak küçük yürekler için oldukça zor oluyor...

Ayrıca normal tatiller bakımından Avrupa’nın en uzun yaz tatili yapan ülkesiyiz. Okullarımızda yaz rehaveti ise halen devam ediyor...

Bugünler öğrenciler, veliler ve öğretmenler için uyum günleri... Sıkı bir eğitim için biraz daha zamana ihtiyaç var.

Sonbahar... Bir tarafta doğa kabuğuna çekiliyor... Diğer tarafta eğitim yuvaları hayat buluyor... İŞTE ÖYLE BİR MEVSİM; SONBAHAR...