Hatasız kul olmaz. Günlük hayatta sıkça duyduğumuz bu sözle anlatılmak istenen nedir? Devamlı hatalar işleyenler için bir sığınak mı yoksa hataları bir daha yapmanın püf noktası mı? Gelin bu konu üzerinde düşünelim. Acaba hataları bilerek mi yapıyoruz? Bilmeden yaptığımız hatalar da oluyor mu?

Davranışlarımız hep kendi arzularımızın bir sonucu gibi gelse bile onların da kendi özel şartları vardır.

Günah ve suç arasındaki farkı izah etmek istiyorum bu gün sadece bazı hataların neden suç neden günah diye isimlendiğinin bilinmesi gerek. Suç ve günahlar hatanın içindedir. Suç kanunların yasak sayıp cezalandırdığı bir takım işlerdir ve cezalandırıcısı devlettir. Günah ise Allah’ın yasak ettikleridir bunlar haram diye bilinir ve cezası da affı da Allah a aittir. Allah’ın cezaları af etmesi bu dünya da mı olacak yoksa ahirette mi bu konu tartışmalı olmakla birlikte cezanın buradan başlayıp ahirette devam ettiği görülmektedir.

Devamlı hata yapanlara ne demeli?

Davranışların sözlerin imaların ne olduğu bir an önce öğrenilmeli ki insan hatalardan uzak olsun. Herkese düşün görev yaşımızla orantılı olarak toplumsal ahlak ve din kuralları ve görgüleri bir an önce öğrenmek, devletimizin suç kabul ettiği davranışlardan uzak durmak olmalı. Delikanlı denir af edilir çocuk denilir af edilir ama ilerleyen yaşlarda bu af işi biter yerine çeşitli cezalandırmalar gelir.

Ümitsiz olmayalım!

Aile içinde kendimize düşen görevleri, sorumlulukları yapar işlerimizi ihmal etmezsek anne babamızın sevgisini kazanır onların gözünde itibar sahibi de oluruz.

Merhameti istismar etmeyelim!

Toplum geneline bakarak hataların çok olması sizi üzmesin. Onlarca uyarıya rağmen insanların hataları iş edinmeleri, günahtan kaçınmamalarını muhakkak düşünmeli bu işleri yapan insanların acaba bu işlerden ne gibi faydalar sağladıklarını öğrenmeliyiz. Günah ve kötülüklerle dadanıp bunlardan kendilerine çevre edinen insanların sayıları her geçen gün artıyor bunlar medya dünyasında özellikle dile getirilip televizyon dizileri ve filimler bu konuları her gün işleyerek bir algı dünyası oluşturuyorlar ki esas sorun işte bu alanda başlıyor. Savaş oyunlarının her gün sıradan iş gibi hayata dâhil edilmesi dahası bu konuda turnuvalar düzenlenmesi kaygı verici.

Anne yufka yüreklidir, babanın sevgisi büyüktür ama kendi hatalarımızın şahsımız da yapacağı tahribat da yıkıcıdır. Bilerek yapılan hataların bedeli ağır olur kardeşlerimizle geçinirken dikkatli olmalı onların da bir hakkı olduğunu unutmamalıyız. Anne baba yıllar içinde evlatlarının hataları için belirli toleranslar geliştirir bu durum her evlada göre de farklı olur bunu bilmeyen çocuklar Senlik, benlik kavgasıyla kendilerinin hem de ailelerinin hayatını karartırlar.

Toplum içinde kendi yerimizi oluşturmak bizim elimizde bu her gün ilmek, ilmek işlenen bir halıya benzer yapılan hatalar ve suçlar hayatımıza kara bir leke olarak girer.

Allah rahman ve rahimdir kullarının günahları için hayat boyu tövbe kapısın açık tutar ama ölüm gelince bu kapı da kapanır. Allah kullarını hemen cezalandırmaz ona bir ömür boyu çeşitli kapılar açıp hatalarından dönme fırsatını sunar, ibadetleri bu işlere vesile eder. Namaz kılmak, abdest almak, oruç tutmak, fakirlere yardımcı olmak, kendi görevlerini zamanın da yapmak, temizlik kurallarına uymak, dersleri ihmal etmemek gibi onlarca görev bizi bekliyor ve bunlarla da imtihan oluyoruz. Kuranı Kerim da şöyle buyrulur “Hep birlikte Allaha tövbe edin ey müminler umulur ki felah bulursunuz”(Nur suresi 31)