Savunma sanayinde yerlileşme hamlesini başlatan Türkiye, başta PKK olmak üzere bir çok örgütün korkulu rüyası oldu. Eskiden yurt dışından alınan silahlar hem askerler hem de PKK’lılara iletilmesinden dolayı çıkan sorunların hepsi milli projeler ile yok oldu. Kahramanmaraşlı silah üreticileri ve satıcıları da bu millileşmeyi sonuna kadar destekliyor. Silaha insanlık tarihi kadar önem veren Türkiye, yerlileşme hamlesini başlattı. 2002 öncesi kapanmaya yüz tutan savunma sanayi bugün 47 Milyar TL’lik bütçesi ile dünyada silah üreten 10 ülkeden biri haline geldi. Milli tank, milli tüfek, milli tabanca, milli gemi ve bir çok alanda üretin yapan Türk savunma sanayi, terör örgütlerinin de korkulu rüyası haline geldi.

SAVUNMA SANAYİ ÜRETİMİ

Teknik tekstil alanında üretin yapan Kahramanmaraş’ta, çelik yeleklerin yerini alacak kurşun geçirmez kumaş üretimi yapılıyor. Bu üretim sayesinde asker ve polislerimiz artık daha hafif yelekleri ile operasyon sırasında yorulmayacak.

KAHRAMANMARAŞ YERLİ SİLAH DİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli silah alınması gerek demesinin ardından milli silahlara yöneliş başlamıştı. Özellikle Canik, Zigana, Sarsılmaz, Huglu, Üzümlü ve diğer silah sanayi üreticileri hemen harekete geçmiş, Özel Hareket ve diğer polislerin isteğine göre silah üretimi başlamıştı. Kahramanmaraş’ta silah satışı yapan ve Türkiye av tüfekleri distribütörü Yunus Kaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli silah açıklamasını desteklediklerini söylemiş ve yerli silah satışlarını başlatmıştı.

KARAR YERİNDE MİLLİ DURUŞ GEREK

Kaya şöyle konuştu: “Yerinde buluyorum ben bunu ama yine de geç kalınmış bir hamleydi. Hükümetimiz Savunma Sanayi’ne ve Silah Sanayi’ne gerekli destekleri veriyor ama dahası da olmasını talep ediyoruz. Eskiden biz dışa bağımlıydık ama şuan da kendi silahımız üretiyoruz. Gerek özel sektör, gerek Makine-Kimya’nın daha da iyiye yere gelebileceğine ben inanıyorum. Bizim öyle firmalarımız var ki, ben de bunun Türkiye Distribütör’ü olmaktan gurur duyuyorum. Türkiye’de ürettiğimiz birçok silah yine Avrupa ve Amerika’ya da satılıyor. Bu silahlarımızı Asker ve Polisimiz de alıp tercih ediyorlar ve dünyaya ihracatını yapıyoruz. Dolayısıyla artık silah konusunda dışarıya çok bir bağımlılığımız yok. Hükümetimiz tarafından üreticilerimize destekler verirlerse, ülke ve ekonomi adına iyi şeyler olacağı kanaatindeyim”

BU KALİTE KİMSEDE YOK

Siyonik Silah Kurucularından Süleyman Celep ise şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı’mızın Sig Sauer çıkışını ben çok doğru buluyorum ama yine de isim kullanması biraz enteresan oldu, yani çok şık olmadı. İmaj ve mesaj açısından da yine çok önemli buluyorum. Bizim sektörümüzün şuan bu kalite de belki de onlardan daha iyi silah üretecek konumuna geldiğine inanıyorum. Geç kalınmış bir proje aslında çok daha önce başlamalıydı. Tabi bizde bu sektörden olduğumuz için buna heyecanla onay veriyoruz ve bekliyoruz. Bu Teknolojiye büyük bir kısımda ulaştığımıza inanıyorum. Tabi ağır silahlar da bunun biraz daha iyi incelenmesi gerekebilir ama Türkiye’de ki büyük firmaların Aselsan ya da Roketsan gibi büyük firmaların birçok konuda başarılarını görüyoruz. Piyade Tüfeklerinde zannediyorum artık Almanların ve İtalyanların yaptığı silahlar kadar, kaliteli ve üst düzey silahlar yapmaya muktediriz. Özellikle büyük kuruluşlar var bunların arasında. Bu firmalar bu konuda oldukça başarılılar ve daha da iyi olacaklarına inanıyorum. Yeter ki hızlı bir şekilde Ankara’dan bu işlerin önünün açılması daha iyi olacaktır.

YETİŞMİŞ ELAMANIZ ÇOK

Siyonik Silah üreticileri ortaklarından Aydın Küçükavcı’da şunları kaydetti: “Bizim zaten Türkiye’de onlardan daha üstün olabilecek bir kadromuz var. Bunun dışında Sig Sauer’ın da Türkiye’de bağlantılı olduğu firmalar var. Biz onlardan daha iyi olabilecek bir kadroya sahibiz. Bunun için teşviklerin ve silah üretim izinlerinin kolaylaştırılması gerekiyor. Buralar da çok fazla zorlamalar ve zahmetler çekiyoruz, eğer böyle kolaylaştırmalar gelirse, en başta Sanayi Bakanlığı’ndan, Savunma Bakanlığı’ndan alınacak olan izinlerin kolaylaştırılmasıyla ilgili, çünkü üretim yapmak için çırpınan genç ve dolu bir kadromuz var Türkiye’de. Bu kadronun hayata geçirilmesi gerekiyor”

Derleyen: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz