KSÜ bünyesinde 2013 yılında kurulan ve kurulduğu günden bugüne önemli işlere imza atarak, yaşama şansı çok az olan bebekleri yeniden hayata bağlayan Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi, yine başarılı bir çalışmayla umutları yeşertti. Bu çerçevede kliniğe 495 gram ile 24 haftalık prematüre bir bebek olarak gelen ve 120 gün boyunca son teknoloji donanımlarla tedavi edilen Derendereli bebek, Yeni Doğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sadık Yurttutan ve ekibinin özverili çalışmaları neticesinde kliniğin en küçük bebeği unvanıyla tam 2300 kilogram olarak annesiyle birlikte taburcu edildi.

YURTTUTAN: BİZİM İÇİN EN BÜYÜK MUTLULUK BEBEĞİ ANNESİNİN KUCAĞINDA GÖRMEK
Kliniğin genel durumu, kapasitesi ve çalışma prensipleriyle ilgili bilgi veren KSÜ Yeni Doğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sadık Yurttutan, konuşmasında şunları söyledi: “Ülkemiz standartlarında 500 gram doğan bebeklerin yaşama şansı yüzde 10 civarlarında. Ancak bize gelen Bebek Darendereli’nin hayata tutunmasına vesile olduk. Bu bizi çok mutlu etti. Bir bebeği annesinin kucağında görmek ve o ailelerin bebeklerini alarak evlerine gittiğini izlemek bizim motivasyonumuzu artırıyor. Kimsenin prematüre doğmasını istemeyiz ama bu tarz çocukları hayata tutundurmanın bizlerde oluşturduğu mutluluk çok güzel. Bebek Darendereli’de 495 gramı gördük. Çünkü bu bebekler ilk günlerde kilo kaybederler. Ancak şu anda 2300 kilogram civarında. Çünkü biz 2 kilogram altını taburcu etmiyoruz. Şu anda kliniğin en küçük bebeği olan bebek Darendereli’yi taburcu ettik. Bizim tabirimize göre de mezun ettik.

PREMATÜRE NEDİR?
37’nci haftasını doldurmadan doğan bebeklere biz prematüre bebek diyoruz. Prematüre bir perspektif. Biz bunu ağır, orta ve hafif prematüre diye sınıflandırıyoruz. 34-37 hafta arası hafif prematüre, 28-34 hafta arasına orta prematüre, 28 hafta altında doğan bebekleri ise ağır prematüredir. Az önce bahsettiğimiz Derendereli bebek 24 hafta doğan ve aslında çok daha ağır bir prematüre bebekti. Prematüre ne kadar küçük doğarsa sorunsuz hayatta kalma şansı da azalıyor. Bu tüm dünyada bu şekilde. Dolayısıyla bu bebeklerin bakım sürecini gerek hayatta tutma gerekse de kaliteli hayatta tutma olgusu bizim ana hedefimiz. Bunun için burada ekip halinde emek veriyoruz. Bu emeği vermek ciddi bir donanım gerektiriyor. Ciddi bir ekip çalışması gerektiriyor. Ayrıca diğer bölümlerinde desteği gerekiyor. Prematüre bebeklerin izlenimlerinde en sorun yaşadığımız unsurlardan biri göz damarlarının gelişimi. Bunun yakın takibi ve gerekirse tedavisi gerekiyor. Bunun içinde göz bölümünden destek alıyoruz.

“YILLIK YAKLAŞIK 600 BEBEK BU KLİNİKTE TEDAVİ GÖRÜYOR”
Kliniğimiz donanım açısından 2013’ten sonra önemli yetkinlikler kazandı. Yatak sayısı 40 adete yükseltildi. Donanımın ekiplerce iyi yürütülmesi gerekiyor. Biz 5 asistan, 1 öğretim üyesi, 3 sorumlu hemşire ve 35 hemşire ile dev bir ekibiz. Yıllık yaklaşık 600 bebek bu klinikte tedavi görüyor. Bu da aylık 50 yatış-çıkışa tekâmül ediyor. Kahramanmaraş’ta yılda ortalama 20 ila 23 bin bebek doğuyor. Bunların yüzde 5-10 oranında yattığını düşünürseniz Kahramanmaraş’ın önemli bir ihtiyacını karşılıyoruz. Buda ekibe önemli bir sorumluluk getiriyor.

“YALNIZCA KAHRAMANMARAŞ’A DEĞİL, BÖLGE HALKINA DA HİZMET VERİYORUZ”
Üniversite uhdesinde olan bir kliniğiz. Dolayısıyla üniversitemizin imkânları kliniğimizin hizmetinde. Özellikle kliniğimize destek olan göz bölümü başta olmak üzere çocuk cerrahisi, gerektiği durumlarda beyin cerrahisi ve anestezi gibi kliniklerinde bu sürece destekleri yadsınamaz. Donanım unsurlarımız gerçekten üst kalitede. Kahramanmaraş’ta diğer yeni doğan kliniklerinde olmayan bir takım tedavi süreçlerini burada yürütüyoruz. Örneği rop eğer komplike olmuşsa ve bebekte bir problem gelişmişse lazer tedavisini bu şehirde yapan tek merkeziz. Bunun yanında nitrik oksit dediğimiz özellikle akciğer tansiyonu olan bebeklerde çok özel bir tedavi. Bunu sağlayan şehirdeki tek kliniğiniz. Biz bölge halkına da hizmet ediyoruz.

“YENİ DOĞAN HEMŞİRELİĞİ SERTİFİKASYON VERME YETKİSİ ALDIK”
Ayrıca kliniğimiz akademik çalışmalarda da çok etkin. Son 2 yıl içerisinde uluslararası alanda ciddi bilimsel yayınlara imza attık. Bunun yanında yeni doğan yoğun bakımının olmazsa olmazı hemşirelik hizmetleri. Bebeklerin tedavi sürecini yürüten hemşirelerimiz bizler için çok önemli. Onların da eğitim sürecine katkı sağlayabilmek adına biz bakanlıktaki uzun bir süreci aşarak yeni doğan hemşireliği sertifikasyon verme yetkisi bakanlık tarafından bize verildi.

ÇÖMEZ: ZAMANINDA VE ERKEN TANIYLA KÖRLÜĞÜ ÖNLEYEBİLİYORUZ
Prematüre bebeklerin göz sorunlarıyla ilgili bilgi veren KSÜ Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Çömez, şunları kaydetti: “Prematüre retinopatisi özellikle erken doğan bebeklerde gözün retina tabakasını etkileyen yani retina tabakasının damarlarının anormal gelişimine bağlı oluşan ve körlük riski çok yüksek olan bir hastalık. Eğer bebek ne kadar erken doğarsa o bebekte Prematüre retinopatisi hastalığın gelişimi o derece yüksek. Bu nedenle biz bu bebekleri doğumdan itibaren 4’üncü haftada ilk göz muayenesini yapıyoruz ve daha sonra hastalığın ciddiyetine göre daha sık kontroller yapıyoruz ve zamanında takip ve tedavi ile bu çocukların kör olmasını engellemeye çalışıyoruz. Ülkemizde 32 hafta ve bin 500 gramın altında doğan tüm bebekler hukuken zaten taranmak zorunda. Ama onun haricinde erken doğan hafif, orta ve ağır prematüreler mevcut. Erken doğum öyküsü olup ve özellikle yoğun bakımda kalma hikâyesi olan ve takip eden yeni doğan uzmanı hekim arkadaşlarımızın rop muayenesi tavsiye ettiği tüm bebeklere rop muayenesi yapıyoruz. Çünkü körlük riski çok yüksek. Zamanında ve erken tanıyla körlüğü önleyebiliyoruz. En önemli hususlardan birisi de ailelerin, zamanında tanı ve tedavi için Rop muayene kontrollerini aksatmamaları ve düzenli bir şekilde bu bebekleri takip ettirmeleri gerekmektedir. Rop muayenesinde hem tanı hem de tedavi konusunda yetkin göz hekimleri tarafından tedavi edilmesi gerekiyor.”

GÜLLÜ: YENİ DOĞAN BEBEKLERDE RİTİM PROBLEMLERİ GÖRÜLEBİLİYOR
KSÜ Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Ufuk Utku Güllü ise, “Yeni doğan döneminde bebeklerde Konjenital kalp hastalıkları dediğimiz anne karnında oluşan ve daha sonra çocuğun hayatını da etkileyebilecek kalp hastalıkları görülebiliyor. Bunların sıklığı da yeni doğan yoğun bakım ünitesine yatan çocuklarda daha sık görülüyor. Buna yönelik taramalarımızı da yapıyoruz. Yeni doğan bebeklerde ritim problemleri de görülebiliyor. Buna yönelikte EKG çekimlerimiz ve diğer taramalarımız oluyor. Yeni aldığımız ekokardiyografi cihazıyla daha net ve detaylı görüntü elde etme şansımızda artık var” ifadelerini kullandı.

Editör: Mahmut Beyaz