Durumlarının çok iyi olmasına rağmen bir anda hayatın acımasızlığıyla karşılaşan Şule Küçük hayatın zorluğu karşısında pes etmeyip daha da güçlü olmak için hayat mücadelesine devam ediyor. Sabahın erken saatlerinde dükkâna gelerek işlerinin başına koyulan Küçük, hem ailesine destek oluyor hem de kendi birikimini sağlıyor. Çalışmak bana çok şey kazandırdı diyen Küçük, “ İnsan çalışarak toplumda bir yerinin olduğunu bilmesi mutluluk verici bir şey” dedi.

EKMEK PARASI İÇİN HER ŞEYİ GÖZE ALDIM”

Ekmek parası kazanmanın hiç kolay olmadığını ifade eden Küçük, “İlk çalışma hayatıma temizlik ve çay servisi yaparak başladım. İlk çalışma hayatım ve o işleri yapmaktan çok utanıyordum. Sanki oradaki bütün kalabalık bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Çok rahat geçen çocukluğumun ardından bu işleri yaptığım için çok utanıyordum. Orada yerleri silmek, çöpleri toplamak, toplum içerinde çay dağıtmak, kahve yapmak gibi işler bana çok ağır geliyordu. Güzel şartlarda büyüdüm ve bunları yapmak insanı çok üzüyordu. Lavaboları girip kaç defa ağladığımı bilirim. Patronumum beni misafirlerinin yanında azarlaması çok ağırıma gidiyordu. Âmâ hayat öyle bir şey ki neler yapmak zorunda kalıyorsun. Kimisi keyif olarak yapıyor kimisi mecbur olduğu için yapıyor ve Hayat adaletli değildi bizler için. Hayat hiç kolay değil ve ben bu hayatta ekmeğim için camda sildim, tuvalette temizledim, yerde sildim, çöpte döktüm. Bu konuda çok deneyimler kazandım” ifadesini kullandı.

HAYAT BİZLERE GERÇEK HAYATI ÖĞRETİYORDU”

Küçük, “Bildiğim ne varsa elimden geldiğince insanlara yardımcı olmaya çalıştım. Hayatı acısıyla yaşayan insanlarla iç içe de olunca onların yüzlerindeki her çizginin bir anlam ifade ettiğini görüyorsunuz. Her şeyi iyi görmek lazım.42 yaşındayım ve 21 yıldır çalışıyorum. Bir insan kendisi için bir şeyler yapmalı. İse yaradığını, bir şeyler üretebildiğini, bir şeylerin farkında olduğunu, kendinin varlığını ispat edecek kendini gösterebilecek bir aynasının olması gerekiyor. Çalışmadığım dönemlerde dahi boş durmayıp silahlı özel güvenlik sertifikası aldım, Ahşap boyama kursuna gittim, bilgisayar kursuna, resim kursuna giderek zamanlarımı boş geçirmeyip sertifikalarımı aldım. Ben Ahşap boyamadan para kazandım ve o işin ekmeğini yedim. Hayatım hep mücadele içinde geçti. Eşimle birlikte tiyatro yaptım. Geri geldi market çalıştırdım. Şimdilerde ise kuru pasta, yaş pasta, simit, poğaça gibi bunla üzerinde çalışıyorum ve bu işi yapmaktan çok da memnunum. Evde oturup da bu böyle olmuş, şu kişi bunu demiş demektense zaten öyle şeyler bana çok uzak şeyler olduğu için sadece işimi yapmaya odaklanıyorum” dedi.

ÇOCUKSU ŞEYLERDEN KAÇINMALI”

İnsanların birbirlerine karşı saygı duymak zorunda olduğunu söyleyen Küçük, “Artık menfaatler insanlar üzerinde ön plana çıktı ama yine de kişi nasılsa kendi gibileri buluyor. Kaç yaşında olursa olsun hiç kimse her şeyi bilemez. Kişi kendini bilecek ona göre artısını, eksisini bilerek ona göre kendine bir hedef belirleyip yürüyecek. Ben mesela boş kaldığım zamanlarda çok iyi yerlere gelmiş insanların hayat hikâyelerini araştırıyorum, kitap okuyorum. Herkes oyuncu olmak istiyor fakat oyunculuk basit bir kavram değil. Çalışan bayanlar yaptıkları işin hakkını versinler. Eğer çalıştıkları yerleri temsil ediyorlar ve eğer çalıştıkları yeri temiz tutmazlarsa, gelen müşteriyi güzel karşılamazlarsa, saygılı davranmazlarsa mutlaka bir yerde patlak verir. Ne iş yaparsa yapılsın önce saygı duyulsun. Hakkıyla yapılmalı ve dürüstçe yapılmalı. Çocuksu şeylerden kaçınmalı” şeklinde konuştu.

KENDİ İŞ YERİNİZ OLSUN”

Küçük, “İnsan ne olursa olsun ortak olarak iş yeri açmasın. Tek başına iş yerini açsın isterse simit satsın. Eşimle birlikte 3 defa iş deneyimi yaşadık ve mağdur olan taraf hep biz olduk. Bunun sebebi hep ortak iş yaptığımız için. Emek çok farklı ve onun tadını hiçbir şey vermez. Çalışmak bana çok şey kazandırdı. Hem para kazandırdı hem kendime güvenim geldi hem hayatta daha aktif olmamı sağladı. İnsan çalışarak toplumda bir yerinin olduğunu bilmesi beni mutlu etti onu re etti. Bir şeylerle uğraşmak, üretmek güzel bir duygu. Ev hanımları genelde benim okuma yazmam yok, beni işe almazlar gibi düşünceleri var ve çok yanlış düşüncelerdeler. Çünkü yeter ki istesinler isterlerse okuyabilirler, dışardan okuyup üniversite bitirebilirler. Örnek başarılı çok bayanlar var aslında. Belli bir yaşa gelmiş ve çocuklarıyla üniversite okuyan arkadaşlarım var. İkinci üniversitesi okuyan çok fazla bayanlar var insan yeter ki istesin üstesinden gelemeyeceği şey yok” ifadesini kullandı.

BİR ŞEYLERİ KABULLENİP YAŞARSAN HAYAT İNSANA O KADAR AĞIR GELMİYOR”

İnsanlar birbirlerini köreltmemeli birbirlerini motive vermeli diyen Küçük, “İnsanlar her şeye küçümseme ile bakıyor. Başardığını gördüklerinde ise kıskançlık yapıp önüne engeller koymaya çalışıyor. İstediğim şeyler için emek verdiğim için gerçekten bir şeyleri başarmak için mücadele verdiğimi görmelerini istiyorum.5 yıldızlı otelde tatilimi yaptım, tatil yaptığım yerde işçi olarak çalıştım. Gereği neyse onu yaşadım. İnsan isyan etmeyecek, uğraşacak, çalışacak, yapacak. Bir şeyleri kabullenip yaşarsan hayatta insana o kadar ağır gelmiyor. Çalışsınlar evlerinde oturmasınlar. Boş durmasınlar kurslara gitsinler, kuaförlüktü, ahşaptı, boyamaydı, resimdi kendilerini mutlu edecek bir şeyler mutlaka bulabilirler. Evde oturmaktan, televizyona bağlı olmak ve saçma sapan programlar insanları bir yerlere getirmez. Aksine geriye götürür” dedi.

Haber: Fazilet Çomruk


 


 


 


 


 


 

Editör: Mahmut Beyaz