Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, AB'den mültecilere 677 milyon Euro yardım geldiğini açıkladı. Veysi Kaynak bedelli askerlik ile ilgili soruya da "Benim oğlum ve damadım da aynı soruyu soruyor. Türkiye içeride ve dışarıda çok önemli bir mücadele veriyor. Bedelli askerlik şu an gündemde değil" diyerek cevap verdi. 

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak,  bir televizyon programında gündeme ilişkin  soruları yanıtladı.  Ekonomi alanında Türkiye'yi neler beklediği, dövizdeki yükseliş ve  buna karşı alınması gereken tedbirlere ilişkin soru üzerine Kaynak, ekonomideki  sert dalgalanmanın ABD'deki başkanlık seçimlerinin sürpriz bir netice vermesiyle  başladığını, Donald Trump'ın hem seçim kampanyası boyunca hem de seçimden sonra  güçlü Amerikan ekonomisi, dışarıdaki yatırımları içeri çağırma politikasının  doları bütün ülkelerin parası karşısında çok güçlendirdiğini belirtti.  Türkiye'nin bu durumdan bir miktar daha fazla etkilendiğini ifade eden  Kaynak, şöyle konuştu:   "Bunun birinci sebebi, bizim aslında 15 Temmuz'dan sonra Bakanlar  Kurulunda değerlendirdiğimiz bir hadiseydi. Bu FETÖ, darbe girişimini  milletimizin kararlılığıyla ve cesaretiyle başaramadı. Bunun bitmeyeceğini biz  öngörüyorduk. Çeşitli yeni varyasyonlarla ülkemize zarar vermeye devam edecekti.  İkincisi, Avrupa Birliği'nin maalesef uzun yıllardan beri takip ettiği  politikadan vazgeçip daha ırkçı daha radikal bir yöne doğru kayması. Üçüncüsü  geçen sene 24 Kasım'da Rusya ile yaşadığımız uçak krizinden sonra turizmde  meydana gelen gerilemeler. Buna şunu da ilave etmemiz lazım, gerek DHKP/C'nin,  gerek PKK'nın gerekse DEAŞ'ın şehirlerde masum insanlara ve turizme yönelik  sabotajlarının da önemli bir miktar payı var." Kaynak, benzer bir sürecin 2008-2009 dünya global finansal krizinde de  yaşandığını hatırlatarak, o dönemde çok önemli, günlük hayata dokunan önlemlerin  alındığını ve Türkiye'nin süreci dünyada en iyi atlatan ülke olduğunu vurguladı.

 KARARLARI BAŞBAKAN AÇIKLAYACAK 

 Kaynak, Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısına da değinerek,  "Ekonomi Koordinasyon Kurulunun neticelerini perşembe günü Sayın Başbakanımız  Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklayacak. Kararlar alındı ama bu kararlar hemen  açıklanmadı. Neden?  Mali ve Hazine bürokrasisinin teknik düzenlemeler  gerektiren, sermaye piyasalarının, BDDK'nın bir kısım konuları var. Onlar dün ve  bugün çalışıldı." dedi.  Şirketlerin, yüksek faizli borçlanmasının önüne geçecek kararların  açıklamada görüleceğini aktaran Kaynak, "Bu önemli. Dolardaki yükseliş elbetteki  önemlidir ama faizdeki yükseliş şirketlerimizi çok çabuk etkiliyor. Bu kurulun  temel niyeti şuydu; 2000 yılındaki gibi, onun sonu 2001 krizine gitmişti,  şirketlerin etkilenmesi, bu etkinin bankacılık sistemini etkilemesi ve  Türkiye'nin maalesef bir finansal kaosa gitmesi. Hep beraber göreceğiz  insanımızın günlük hayatına dokunan, şirketlerimizi finansal anlamda ve  bankalarımızı rahatlatacak bir tedbirler paketini Başbakanımız açıklayacak."  değerlendirmesinde bulundu. Bu kararların kısa vadede uygulanacağını vurgulayan Kaynak, sözlerini  şöyle sürdürdü:  "Bir kısmı cuma günü, bir kısmı 1 Ocak'tan itibaren uygulanacak. İş  gücü piyasalarında da istihdamı arttıracak çalışmalar var. Herkesin merak ettiği  bir husus daha var; Avrupa'da 'Türkiye ile müzakereleri donduralım' tavsiye  kararından sonra bizim için iki önemli hadise var. Bir tanesi Gümrük Birliği ne  olacak? Biri de Türkiye'de 3 milyon mülteci var. Bunlarla ilgili geri kabul  birebir anlaşması ve mali yardım paketi var. Bunlar ne olacak? Gümrük Birliği ile ilgili Ekonomi Bakanımız, Gümrük ve Ticaret  Bakanımız, Avrupa Birliği Bakanımız, bilgiler verdiler bu kurulda. Zannediyorum  dün Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi İsviçre'de Gümrük Birliği ile ilgili gerek  Avrupa tarafındaki gerekse Türkiye tarafındaki bakış, bunun her iki tarafın da  yararında olduğu, devam etmesi gerektiği ancak revize edilecek alanların tespit  edilerek revize edilmesi gerektiğini belirtti. Yani ne Gümrük Birliği'nden  çıkmayı konuştuk o gün biz, ne de Avrupa bunu konuşuyor. Bunun revize edilecek  alanları var."

İNSANİ NOKTADAN BAKIYORUZ

 Kaynak, Avrupa ve Türkiye arasındaki anlaşmazlık kötü bir yere  giderse, kapıları açmak gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağına ilişkin  soruya, şu yanıtı verdi: "3 milyon insan, ama bu insan mülteci. Türkiye bu olaya ilk başta 2011  yılında Esad'ın halkının üzerine bomba yağdırmaya başlamasından sonra insani dram  olarak baktı ve kapıları açtı. Kimsenin ırkına, cinsine, dinine bakmadan kapıları  açtı. Türkiye buna insanlık dramı olarak baktı. Avrupa Birliği ile varılan  mutabakatı düşünürseniz, Sayın Başbakanımız Davutoğlu'nun 18 Mart'ta imzaladığı  bir mutabakat metniydi, o tarihte her gün Ege'de 2 bine yakın izinsiz göç  hadisesi yaşanıyordu. Bunların bir çoğu maalesef Ege'nin soğuk sularında can  veriyorlardı. Bu insanlar Avrupa'ya düzensiz göç etmesinler, bir mutabakata  varalım, biz kendi sınırlarımızda, Sahil Güvenliğimizle başka tedbirlerle bunları  kontrol altına alalım. Bilsinler ki insanlar izinsiz gittiklerinde zaten iade  edilecekler Türkiye'ye. e izinli göçmen gönderelim. Mutabakatın temeli buna  dayanıyordu ki insanlar Ege sularında can vermesinler. Olaya insani noktadan  bakmaya devam edeceğiz."  İnsanın, pazarlık unsuru olamayacağını ifade eden Kaynak, 3 milyon  mültecinin 900 bininin okuma çağındaki çocuklar, 1 milyon 200 bininin eşini,  babasını kaybeden kadınlar olduğunu söyledi.  En çok korunmaya muhtaç olan bu insan gruplarının pazarlık unsuru  olarak görülemeyeceğini belirten Kaynak, Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler  Mülteciler Yüksek Komiserliğinin ölçülebilir değerleriyle bu meseleye 12,5 milyar  dolar harcama yaptığını anlattı.  Ölçülebilir hizmetlere bakıldığında, bütçelendirilmeyen 12,5 milyar  dolarda, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın yardımlarının  olduğunu aktaran Kaynak, "Türkiye'nin iddiası şu; bu insanlar Ege'nin, Akdeniz'in  sularında boğulmasınlar, Avrupa'da jiletli tel örgülerle karşılaşmasınlar ama bu  yükü de insanlığın paylaşması lazım." ifadelerini kullandı.

  TÜRKİYE ÇADIR DEVLETİ DEĞİL

 Veysi Kaynak, Avrupa'dan ve Birleşmiş Milletler'den mülteciler için  Türkiye'ye yapılan yardım tutarına ilişkin, şu bilgileri verdi: "7 Kasım'da bakanlığıma bağlı kuruluşların bütçelerini sunduğumda  verdiğim rakam bütün dünyadan 512 milyon dolardı. Ama bugün bu rakamın sadece  Avrupa Birliği bakımından 600 milyon avro ilave edildiğini göreceğiz. Sebebi şu;  Birebir anlaşması karşılığında Avrupa Birliği 2015-2016 yılları için mültecilere  3 milyar avro mali yardımda bulunacaktı. Ucu açıktı, bir o kadar da daha sonra  ilave edilebilecekti. Bunun müzakere süreci çok uzun sürüyor. Şimdi teknik bir  ayrıntı ama Avrupa Birliği 1 milyar 200 milyon avrodan fazla parayı, hesabından  çıkardı. Önce sektörler belirlendi. Eğitim, sağlık, belediyelerin altyapısı, Göç  İdaresi, Sahil Güvenlik gibi bir kısım kuruluşların güçlendirilmesi...Bu  sektörler belirlendikten sonra Avrupa Birliği ile bir sözleşme altına alınıyor.   Geldiğimiz nokta itibarıyla 1 milyar 200 milyon avronun nasıl  harcanacağının müzakeresi başlıyor. Avrupa Birliği istiyor ki bunu, kendi  STK'ları eliyle yapsın. Biz de istiyoruz ki biz bu işte deneyimli bir devletiz.  Diyelim ki eğitim sektöründe bizim okul ihtiyacımız var, biz okul yaptıralım. Biz  20 milyon poliklinik muayene, 800 binden fazla cerrahi müdahale yapmışız,  Türkiye'de 177 bin çocuk doğmuş. Bunlar hastanelerimizi kullanmışlar,  doktorlarımız hizmet etmişler. Biz hastane yapalım istiyoruz. Avrupa Birliği ile  sürecin tıkandığı noktalardan biri bu. Biz karşı çıkıyoruz. Biz diyoruz ki;  Türkiye çadır devleti değil. Türkiye bu işleri çok başarılı yapan, dünyanın en  iyi sağlık sistemini kuran, en iyi hastanelerini, okullarını yapan bir ülke."

677 BİN EURO YAKRDIM ELDİ 

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, AB'den mültecilere 677 milyon Euro yardım geldiğini açıkladı.

BEDELLİ GÜNDEMDE YOK 

Veysi Kaynak bedelli askerlik ile ilgili soruya da "Benim oğlum ve damadım da aynı soruyu soruyor. Türkiye içeride ve dışarıda çok önemli bir mücadele veriyor. Bedelli askerlik şu an gündemde değil" diyerek cevap verdi.

 

Haber Merkezi

Editör: Mahmut Beyaz