Dulkadiroğlu İlçesi Demokrasi Meydanı üzerinde bulunan işyerinde yaptığı saatçilik mesleğine deyim yerindeyse ömrünü veren Güngör Akkeçeci, zanaatını yaşatmak için uğraş veriyor. Pandemi döneminde insanların zaruri ihtiyaçlarına önem verdiği için saatlere gösterilen değerin azaldığını vurgulayan Akkeçeci, “Millet gıda sektörüne yöneldi bizim meslekler tamamen durdu. Devletin özellikle küçük esnafa sahip çıkması lazım” ifadelerini kullandı. Saat ücretlerinin dövizle bağlantılığı olduğunu ve döviz arttıkça saat fiyatlarının de yükseldiğini söyleyen Akkeçeci, Haliyle millet ‘Saat olsa da olur olmasa da olur, önce gıda’ diyor, onun için şu an işlerimizde yüzde 70’in üzerinde durgunluk var. Saat insanların zaruri ihtiyacı olmadığı için pandemi döneminde pek rağbet görülmedi. Vatandaşlar önce zaruri ihtiyacına bakıyor” şeklinde konuştu.

“HER MESLEKTE OLDUĞU GİBİ BU MESLEĞİ DE SEVMENİZ LAZIM”

Yarım asıra yakındır sürdürdü saatçilik mesleği hakkında konuşan Akkeçeci, sağlığı elverdiği sürece mesleğini icra edeceğini belirterek, “A’dan Z’ye her marka ve model saatin onarımını yapıyorum. Bu mesleğin kilit noktası el becerisidir. El becerisi sabırla buluşturabilmek de çok önemli tabii. Zanaatımı yıllardır zevkle icra ediyorum. Bu sayede stresten de arınıyorum. Örneğin eski kurmalı saatler var. Onların tamirini yaptığım zaman karşısına geçer bir bardak çay içerim. Bundan zevk alırım. Her meslekte olduğu gibi bu mesleği de sevmeniz lazım. Sevmezseniz yapamazsınız” dedi.

“KRONOMETRELİ SAATLERİN ÇOK FONKSİYONLU OLANLARI VAR”

Tamir ettiği saat sayısının günden güne farklılık gösterdiğinden bahseden Akkeçeci, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Eline bir iş alırsın 15 dakikada biter. Eline bir iş alırsın 3 saatte bitiremezsiniz. Mesela kronometreli saatlerin çok fonksiyonlu olanları var. Bu saatleri eline aldığın zaman tamamen söküp işlem yaptığında bir hayli zaman alır. Kronometreli saatleri sökmeden ‘tamir ettim’ diyemezsin. Bir işi eline aldığında yüzeysel olarak yapamazsınız. Duvar saati de olsa kol saati de olsa mekanik ya da elektronik de olsa böyledir.” Cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte kol saati kullanımının eskiye oranla azaldığını belirten Akkeçeci, vatandaşları ‘merdiven altı’ diye tabir edilen saatlerden uzak durmaları ve marka saatleri kullanmaları konusunda uyardı.


 

“EL BECERESİNİ KAVRAYABİLMEK KÜÇÜK YAŞLARDA MÜMKÜN”

Akkeçeci, son olarak şunları kaydetti: “Herkes okusun, iyi güzel ama 12 yıl zorunlu eğitim var. 6 yaşındaki çocuk okula başladı, 12 yıl geçtikten sonra yaşı oldu 18. Çıraklık zaten en az 4 – 5 sene. Ben bir şeyler öğreteceğim askerliği çıkacak, askere gidecek. Askerden geldikten sonra tekrar uğraşmam lazım. Şimdiki çocukları görüyorum. Geliyor, ‘biz bu işi yapabilir miyiz?’ diye soruyor. El becerisi varsa yapabileceklerini söylüyorum. Ama saati açınca ‘bu iş yapılmaz’ diyor, dönüp gidiyor. Sabır çok önemli. El beceresini kavrayabilmek küçük yaşlarda mümkün oluyor.” Bundan 40 yıl önce kentte 30 civarında saat tamircisinin bulunduğunu şimdilerdeyse bu sayının bir hayli azaldığını anlatan Akkeçeci, ömrü elverdiğince bu işi yapacağını sözlerine ekledi.

Haber: Abdulsamet İspir

Editör: Mahmut Beyaz