Hakkari’de tarihler 11 Eylül 1994 tarihinde gösterdiğinde bölücü terör örgütü PKK ile mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda vatanı, bayrağı, namusu ve şerefi için eli kanlı teröristlerce göğüs göğüse çarpışan ancak Çukurca İlçesi’nin Uzundere mevki yakınlarında hainlerin kurduğu pusu da araçla seyir halindeyken patlayan mayın sonucunda 2 ayağı birden paramparça olan 48 yaşındaki Resul Üzüm aradan geçen 26 yılın ardından 19 Eylül Gaziler Günü’nde duygularını Manşet Gazetesi’ne anlattı. Gerçekleştirdiğimiz özel röportajda Gazi olduğu olayın bilinen ve bilinmeyenlerini paylaşan Üzüm, anlattıklarıyla duygulandırdı.

İşte Gazi Resul Üzüm ile 19 Eylül Gaziler Günü’ne özel yaptığımız özel röportajın detayları…

“KARAKOLUMUZ ZAP KAMPININ HEMEN KARŞISINDAYDI”

Kaç yılında nerede gazi oldunuz? Gazi olduğunuz olayı anlatır mısınız? Olay nasıl gerçekleşti?
1994 yılında Hatay Serinyol’a Jandarma Er acemi asker olarak gittim. Oradaki komutanlarımız bize, “Muhtemelen Doğu’ya gideceksiniz. Eğitiminizi aksatmayın” dediler. Tabii bizde elimizden geldiği kadar en güzel şekilde eğitimimizi almaya çalıştık. Acemiliğimin bitmesinin ardından usta birliğim Hakkari’nin Çukurca İlçesi’nin Pirinçeken Karakolu’na çıktı. Oraya gitmek için herhangi bir araç yolu yok. Biz taburda helikopter bekliyoruz. Bizim olduğumuz yer Zap Kampının hemen karşısındaydı. Çok baskın yiyen bir karakol. Ben aileme Hakkari’ye gideceğimi söylemedim. Karakola varır varmaz bir taciz ateşi oldu. Bunun üzerine eğitim almadan direk bize silahımızı verdiler. Tabi biz olup bitenleri üst devrelerimizden dinliyoruz. Hatta orada 2 arkadaşımız vardı ve çatışmalardan dolayı akli dengesini neredeyse yitirmişti. Biz karakoldayken birkaç kere baskın oldu ve birkaç arkadaşımız şehit oldu. Gerçekten çok acı verici bir durum. Yani bir saat önce sohbet ettiğin arkadaşın şehit oluyor. Orada zamanın nasıl geçtiğini bilmiyoruz. Her günümüz macera doluydu. Bir gün baskın olacağına dair haberler geliyordu, bir gün biz operasyona çıkıyorduk derken zaman çok hızlı bir şekilde akıp gidiyordu.

“MAYIN KAMYONUMUZUN GEÇİŞİ SIRASINDA PATLADI”
Olay anında neler yaşadınız, neler hissettiniz?
Bir gün akşam saat 22:00’da PKK’lılar bize bağlı olan bir köye baskın düzenliyorlar. Bizde o gün nöbetçi tim olduğumuzdan dolayı takviye olarak köye bizi yönlendirdiler. Aslında gece vakti bize intikal yasaktı. Ama biz yine de yola çıktık. Akşam saat 22:30 sularında yola çıktık köye sabah ancak 8’de varabildik. Köy bize çok uzaktı. Köye vardığımızda yalnızca bir korucu yaralanmıştı zaten onu da helikopter alıp hastaneye götürmüştü. Başka bir şey yoktu. Bu arada biz biraz dinlenip tekrar karakola geleceğiz. Biz dinlendiğimiz sırada köye yardım için 3 tane kamyon geldi. Kamyonlar gelince bizde sevindik ve tekrar karakola yürümek yerine kamyonlar eşliğinde gideriz diye düşündük. Bu durumu komutanımıza söyledik ve gerekli izinleri aldıktan sonra kamyona bindik. Diğer 2 kamyon önden gidiyor, bizim bindiğimiz kamyon arkadan gidiyor. Uzundere köyüne gelmemize 500 metre kala bizim kamyonun geçtiği sırada mayın patladı.

“BOTLARIM PARÇALANMIŞ VE KAN AKIYOR…”
Hastanede kaldığınız dönemde neler yaşadınız? Yaralanmanızın ardından ailenizle ilk olarak ne zaman görüştünüz ve nasıl karşıladılar?

Aracın içerisinde bir tim otuyor diğer timde gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı ayakta bekliyordu. Bende o sırada ayakta bekliyordum. Tabii o anda mayın patlamış. Patlamış diyorum çünkü ben hiçbir şekilde hatırlamıyorum. Hiçbir şey hissetmedim ve duymadım. Tabii aradan biraz süre geçtikten sonra ayıldım. Ayıldıktan sonra etrafıma bir baktım herkes bağırıyor. Bu sırada ben ayaklarıma baktım. Botlarım parçalanmış ve kan akıyor. Bunu görünce ben tekrar bayıldım. Sonra gözümü açtığımda Diyarbakır Askeri Hastanesindeydim. Bu sırada benim ayaklarım düz ve sarılı duruyor. Sonra yanıma doktor geldi ve bana, “Seni Türkiye’nin bir numaralı dünyanın 2 numaralı hastanesi olan GATA’ya göndereceğim ve tedavinin ardından tekrar gelip askerliğini yapacaksın” dedi. Tabii doktor bana öyle söyleyince sevindim.

“BACAĞIMA KEMİK VE DERİ İLAVE ETTİLER”
Bizi kargo uçaklarıyla GATA’ya getirdiler. Bir gün sonra komutanlarımız GATA’ya geldiler. Bana Kahramanmaraş’tan bir refakatçi çağırmamı söylediler. Ama benim hiçbir numara aklıma gelmedi. Bir şekilde hemşeri buldum ve onun sayesinde aileme ulaştım. Bu sayede ailem yanıma geldi. Daha sonra pansuman için doktorlar yanıma geldi ve sargı bezini açtılar. O anda ben ayaklarımın parçalandığını gördüm ve sinir krizi geçirdim. Bana seni ameliyat yapacağız daha iyi olacağız diyorlar ama benim moralim çok bozuk. Tabii bunun akabinde 11 kez ameliyat oldum. Kemik ilave ettiler, deri ilave ettiler. Tedavim 2,5 yıl sürdü. Tedavimin tamamlanmasının ardından 2 yıl değnekle yürüdüm. Ama sonra fizik tedavi ve kendi çabalarımla yürümeye başladım.

“KİMSE TÜRKİYE’Yİ ‘BÖLERİM’ DİYE BİR HAYALE KAPILMASIN”
Terör örgütlerine göndereceğiniz bir mesaj var mı?
Türk milleti hep var olacaktır. Kimse Türkiye’yi bölerim diye bir hayale kapılmasın. 15 Temmuz’da hepimiz tüm Türkiye olarak hainlere karşı durmuşsak, bundan sonra çıkabilecek herhangi bir savaşta yine onların karşısına dururuz. Biz şu an gaziler olarak nöbeti diğer asker arkadaşlarımıza devretmiş insanlarız. Devletimizin bize tekrar ihtiyacı olması halinde biz yine askerliğimize geri döneriz.

“TÜM GAZİLERİN GAZİLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM”
Bugün Gaziler Günü neler söylemek istersiniz?
Ben bu münasebetle tüm gazilerin gaziler gününü kutluyorum. Hayatlarını kaybetmiş gazilerimize ve şehitlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz