Kahramanmaraş’ta bir araya gelen 5 sulama birliği başkanı, 172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu ile 6200 sayılı DSİ Kanunun değiştirilmesine yönelik basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Kartalkaya Sol Sahil Sulama Birliği Başkanı Mehmet Ergücen, Kartalkaya Sağ Sahil Sulama Birliği başkanı İsmail Kaynar, Göksun Sulama Birliği Başkanı Ramazan Kılınç, Gaziantep Hancağız Sulama Birliği Başkanı Mehmet Bozkurt, ve Kayacık Sulama Birliği Başkanı Fikret Kurt katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Kartalkaya Sol Sahil Sulama Birliği Başkanı Mehmet Ergücen, sulama birliklerinin siyasi kimliği olan belediyelere devrinin ülke tarımına fayda getirmeyeceğini belirterek, başarılı birliklerin göreve devam etmesinin gerektiğini söyledi. Coğrafi yakınlık göz önüne alınarak birleştirilen sulama birliklerinden gerekenlere kayyum atanarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini belirten Ergücen, sulama birliklerinin katılımcı sulama yönetimine uygun olarak ülke tarımına hizmetinin devamının sağlanmasının gerektiğinin altını çizdi.

SULAMA BİRLİKLERİ DSİ’YE DÖNÜŞTÜRÜLMEYE ÇALIŞIYOR”

Sulama Birlikleri’nin Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğü haline dönüştürülmeye çalışıldığını diye getiren Ergücen, “Biz burada bundan sonra olacak şeyleri gündeme getirip sizleri bilgilendirmek amacıyla bir toplantı düzenledik. 2014 yılından bugüne kadar özelleştirme, özelleştirme adı altında devam etti. Fakat önümüzdeki hafta kanun çıkacak ve bu kanunla ilgili de çok önemli eleştiriler var. Sulama Birlikleri’nin şuanda bir Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğü haline dönüştürülme gayreti var. 6200 sayılı kanuna da bir madde konulmuş. Bir yıl içinde işletme çalışmadığı taktirde özelleştirme, şirketlere devretme yetkisi vermiş ve ücret tarifesini de yalnızca şirketler belirliyor, kimsenin müdahale hakkı yok. Bakanlığın bile müdahale hakkı yok. Şu anda mecliste çalışmalar devam ediyor ve bu maddenin, bu özelleştirmenin çıkarılması için milletvekilleriyle de görüşüldü. İnşallah özelleştirme kapsamından çıkar diye düşünüyorum. Katılımcı Sulama Yönetimi esasına dayalı olarak kurulan sulama birlikleri, Fransa’da 1865 yılında kurulmuş ve sulama birlikleri yasası çıkarılmış, Amerika’da 1902 yılında kurulmuş, Türkiye’de ise 1942 yılında Korkuteli Sulama Birliği kurulmuştur. Sulama birlikleri sulama sahasında arazisi bulunan ve sulama faaliyetlerinden faydalanan çiftçilerin bir araya gelerek oluşturdukları kurumlardır. Yüksek seçim kurulu tarafından bölgelerinde seçimi yapılan, 14 487 meclis üyesi bulunan, 378 adet sulama birliğinden oluşmaktadır. 1 milyon 450 bin adet çiftçiye ve kırsalda her hanede 5 kişi bulunduğu hesaplandığında 7 milyon 250 bin kişinin rızkına hizmet eden kuruluşlardır” dedi.

BU YÖNETİCİLER AYNI ZAMANDA ÇİFTÇİ”

Sulama birlikleri yöneticilerinin aynı zamanda çiftçi olduğuna da dikkat çeken Ergücen, “Sulama birliklerinde yönetici olanlar aynı zamanda çiftçilerdir, yani elleri direk olarak taşın altındadır. Hadisenin gerçek sahiplerinin kendileri olması bilinciyle, problemlere çözüm üretip kaliteli hizmet sunuyorlar. İşletme ve bakım giderlerini minimum seviyede tutarak, birlik bütçelerinden fazla para harcanmasını istemezler. Yerinden yönetim ile acil kararlar hızlıca alınmakta ve sorunlar büyümeden ivedilikle çözüme kavuşturulmaktadır. Sulama birliklerinde tahsil edilen paraların tamamı mahalline (aynı bölgede) hizmet ve yatırım olarak geri döndüğünden, su kullanıcıları ödemelere daha ılımlı bakmakta ve ödeme oranları gittikçe yükselmektedir. Katılımcı yönetim duygusuyla hareket eden su kullanıcı örgütlerinde politik müdahaleler olmadığı için rantabl olmayan hizmet ve yatırımlar yapılmamakta, popülist yaklaşımlardan uzak kalınarak, kaynak israf edilmemektedir. İyi hizmet veren sulama birlikleri, denk bütçe esasına göre işletme, bakım, onarım hizmetlerini vermekte olup, düzenli sulama borçlarını ödeyen çiftçilerin büyük çoğunluğu sulama birliklerinin hizmetlerinden memnuniyetini ifade etmektedirler. 6172 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra; borcunu zamanında ödemeyen çiftçilerin şikayetinin çok büyük bölümü icra takibinden gelmektedir. Oysa devlet işletmeciliğinde; borç bir defaya mahsus %10 gecikme faizi uygulaması ile duruyor, çiftçi icraya verilmiyor ve 5-6 hatta 10 yıl sonra gelip sabitlenmiş borcunu ödüyor ve borçtan kurtuluyordu. Borcunu zamanında ödemeyen bu çiftçi kesimi, halen devlet işletmeciliğinin özlemini çekmektedir” ifadelerini kullandı.

SULAMA BİRLİKLERİNİN TECRÜBELERİ...”

Ergücen konuşmasını şu şekilde sonlandırdı, “Sulama Birlikleri’nin, kurulduklarından bugüne kadar olan süreçte; edindikleri tecrübe, iş gücü ve pratik çözümleri ile saha da tek kurum olarak kendini gösterdiği ve bina, araç, gereç ve çeşitli iş makinaları donanımı ile işletme ve bakım onarımında iyi neticeler aldığı belirtildi. Tarım sektöründe üretimin arttırılmasında en önemli girdinin su olduğu, Sulama projeleri tarımsal üretimin yanında istihdam yaratma, kırsal bölgelerden kentlere göçü önleme ve milli gelirin artmasının yanı sıra, milli gelirin uygun bir biçimde dağılımının (geniş kırsal alanlarla) sağlanması gibi çok olumlu sosyo-ekonomik faydalar sağladığı anlatıldı. Günümüzde ve gelecekte güvenilir ve yeterli gıdayı temin etmenin birinci yolu, sürdürülebilir tarım yapılabilmesi ile mümkün olduğu, Bütün dünya tarımın, geleceğin sektörü olduğunu kabul etmiş olup bilim adamları gelecekte suyun petrolden daha önemli olacağını söylendi. 2016 yılı Sulama Birlikleri idari ve Teknik Denetim Analiz ve Sonuçları ile ilgili, DSİ’nin hazırlamış olduğu raporda, özelikle 6172 sayılı kanundan sonra, birliklerde kurumsallaşma ve düzelmelerin olduğu, tahsilatlarda artış olduğu, bakım onarım harcamalarının arttığı ve sürdürülebilir sulama yönetimi için gayret sarf edildiği tespit edilmiş olup, bu rapora göre Türkiye’deki birliklerin % 74’ü başarılı, % 22’si orta durumda, %4’ü sıkıntılı olduğu belirtildi.”

MHP’NİN ÜZERİNDE ÇOK FAZLA DURUYORUZ”

Kartalkaya Sağ Sahil Sulama Birliği başkanı İsmail Kaynar ise Türkiye'de 378 sulama birliği bulunduğunu ve bunların 8'inin fesih aşamasında, 17'sinin de kötü durumda olduğunu söyledi. Kanun tasarısının engellenmesi için çiftçilerden başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partililerle görüşmelerini isteyen İsmail Kaynar, “HDP'yi dinelemezler, CHP'yi de dinelemezler. Ama en etkili olabilecek parti bugün için MHP. Tabi her siyasi görüşten başkanlarımız var, lobilerimiz var, ama MHP'nin üzerinde çok ciddi duruyoruz. Biz de Maraş olarak milletvekillerimizle, AKP kanadıyla istişare halindeyiz. Yapabiliyorsanız özellikle MHP'li ve AKP'li arkadaşlarımız kimlere nasıl ulaşabiliyorsanız sulama birliklerine sahip çıkmak istiyorsanız, onlara ulaşmaya çalışın” dedi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz