Kahramanmaraş Madde Bağımlılığı Mücadele Derneği (KAMED) Mehmet Hacıbebekoğlu, son zamanlarda sigara ve tütün başta olmak üzere yeni nesil tütün ürünü olarak adlandırılan e-sigara bağımlılığının korkutucu derecede artmasını gazetemize değerlendirdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSO) verilerine göre sigaranın günümüzde her yıl yedi milyondan fazla kişinin ölümüne neden olduğuna vurgu yapan Hacıbebekoğlu, tütün kullanmaya başlamayı engelleme amacıyla, tütün zararlarıyla ilgili farkındalığın oluşturulması ve tütüne ulaşılabilirliğin güçleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Küresel Yetişkin Tütün Araştırması 2012 verilerine göre Türkiye’de tütün kullanımına başlama yaşının ortalama 17,1 olduğunu ve bu yaş oranının son derece korkutucu noktalara geldiğini söyleyen Hacıbebekoğlu, yeni nesil tütün ürünü olarak adlandırılan e-sigaranın da sanıldığı kadar masum olmadığına değindi.

“KESİNLİKLE GÜVENLİ BİR DOZU YOKTUR”

Sigaranın bağımlılık yapıcı ve öldürücü bir madde olduğunu, kesinlikle güvenli bir dozunun olmadığını dile getiren Mehmet Hacıbebekoğlu, “Tütün kullanmaya başlamayı engelleme amacıyla, tütün zararlarıyla ilgili farkındalığın oluşturulması ve tütüne ulaşılabilirliğin güçleştirilmesi lazım. Tütün tüketimi, fiziksel, sosyal ve psikolojik zararlarının yanı sıra ekonomik olarak da bireylere verdiği zarar ile yaşam kalitesini bozan bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Tütün ürünlerinin kullanımı sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunları ve ölümler dünya genelinde önlenebilir olması açısından ayrı bir önem arz etmektedir. Sigara içen bireyin kendi sağlığının zarara uğramasının yanı sıra pasif içicilik veya ikinci el içicilik sonucunda sigara içmeyen bireylerin de zarar görmesi söz konusudur” dedi.

“TÜTÜN KULLANIMINA BAŞLAMA YAŞI KORKUTUCU DERECEDE”

Dünya Sağlık Örgütü (DSO) verilerine göre sigara sebebiyle günümüzde her yıl yedi milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiğini anlatan Hacıbebekoğlu, “Gelişmiş ülkelerde tütünle mücadele aktif olarak yürütülmesine rağmen dünya genelinde tütün kullanımının neden olduğu ölümlerin halen çok ciddi bir problem olduğu görülmektedir. Tütün kullanımı sonucunda meydana gelen ölümlere ek olarak ortaya çıkan ciddi sağlık sorunları nedeniyle toplumlar üretkenlik çağındaki orta yaş gruplarında kayıplar yaşanmaktadır. Bu durum ek olarak ekonomik ve sosyal bir yük oluşturmaktadır. Sigara dumanı içerisinde 4 binden fazla kimyasal madde olup, bu maddelerden yaklaşık olarak 50 tanesinin kanser oluşumuna neden olabildiği ortaya konulmuştur. Tütün kullanmaya başlamayı engelleme amacıyla, tütün zararlarıyla ilgili farkındalığın oluşturulması ve tütüne ulaşılabilirliğin güçleştirilmesi lazım. Küresel Yetişkin Tütün Araştırması 2012 verilerine göre ülkemizde tütün kullanımına başlama yaşı ortalama 17,1'dir. Bu çok vahim ve korkutucu bir orandır. Tütün kullanımına başlama yaşı dikkate alındığında gençleri korumak amacıyla yaş gruplarına uygun eğitim programlarının uygulanmasının önemi ortaya çıkmaktadır. 18 yaş altındaki bireylere tütün ürünlerinin satışının yasaklanması ulaşılabilirliğin güçlendirilmesi açısından önemli bir tedbir oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.

“YENİ NESİL TÜTÜN ENDÜSTRİSİNİN HEDEFİ KADIN, ÇOCUK VE GENÇLER”

Yeni nesil tütün ürünleriyle piyasada yer almayı hedefleyen tütün endüstrisinin kadın, çocuk ve gençleri hedeflediğini söyleyen Hacıbebekoğlu, “Ülkemizde tütün kullanan bireylerin, kullanımı bırakması konusunda yürütülecek faaliyetler sağlık personeli tarafından yürütülmektedir. ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattının 2010 yılında kurulmasını takiben ülkemizde Sigara Bırakma Poliklinikleri tarafından yürütülen sigara bırakma tedavi hizmeti bu faaliyetlerin başarılı bir örneğidir. Ülkemizde elektronik sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımına ilişkin yasal düzenlemeler sigaradan farklı değildir. Nargile kullanımı özellikle genç popülasyon açısından büyük risk taşımaktadır. Nargile kullanımımın sigaraya kıyasla daha az zararlı olduğu ve bağımlılık yapmadığı yönündeki hatalı inanış, gençlerin tütün ile ilk teması yaşaması açısından tehlikeli bir ortam oluşturmaktadır. Nargile satışı yapan işletmelerle ilgili yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır” şeklinde konuştu.

“TÜTÜN KARŞITI ÇALIŞMALARIN KESİNTİSİZ BİÇİMDE İLERLEMELİ”

Tütün kullanımı sonucunda oluşan bağımlılığın halk arasında bir bağımlılık olmaktan ziyade bir irade sorunu ve zararlı bir alışkanlık olarak algılanmasının sıklıkla yapılan hatalı bir değerlendirme olduğuna dikkat çeken Hacıbebekoğlu “Sigara bırakma sürecinde tedavi desteği alınması başarı oranını arttırmaktadır. Önleme çalışmaları tedavi hizmetleri ve yasal düzenlemeler dikkate alındığında çok disiplinli bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu kaçınılmazdır. Ülkemizde tütün kullanımını önlemeye yönelik yürütülen faaliyetler dünya genelinde uygulanmakta olan çalışmalarla uyum içerisinde ilerlemektedir. Tütün endüstrisinin sürekli değişen dinamik yapısını dikkate alarak tütün karşıtı çalışmaların kesintisiz biçimde ilerlemesini desteklemek hem politik nem de toplumsal anlamda bir hedef olmalıdır” dedi.

“YENİ NESİL TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN TOPLUMSAL ÖLÇEKTE TÜKETİMİ ARTTIRICI ETKİLERİ VAR”

son 10 yıldır dünya sigara piyasasının yılda yüzde 2-3 oranında kan kaybettiğine, küresel tütün kullanım sıklığının 2000 yılında yüzde 33 iken, 2015’te yüzde 25’e düştüğüne ve 2025’te ise, yüzde 21’e gerileyeceğinin tahmin edildiğine dikkati çekerek, tütün endüstrisinin bu düşüş ve gerilemeler nedeniyle yeni nesil tütün ve nikotin ürünlerini piyasaya sürdüğünü belirten Hacıbebekoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı, “Günümüzde yeni nesil ürünlerin nasıl düzenleneceği konusunda kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. Mücadelenin bir tarafında, ticari çıkarlarının peşinde tütün endüstrisi, diğer tarafında halk sağlığını savunan tütün kontrolü savunucuları var. Son yıllarda, çeşitli yeni ürünler dünya piyasasında boy gösteriyor. Türkiye’de de var bunlar. Tamamı yasa dışı, kaçak. Arkasında kim var diye bakınca tütün endüstrisi çıkıyor. Daha birkaç yıl önce, küresel piyasada ağırlıklı olarak orta ölçekli işletmeler vardı. Ama artık satın almalar ve ürün geliştirme çalışmalarıyla, ulus ötesi şirketler piyasaya hakim hale geldi. Günümüzde en fazla ticarileştirilen kategoriler; e-sigara, ısıtılan tütün ürünü ve bunların hibrit türevleri. Bu üçü ve geleneksel sigara arasında, içeriği, kullanımı, bağımlılık yapıcılığı, birey ve toplum sağlığı üzerindeki etkileri bakımından aslında önemli bir fark yok. Bilimsel çalışmalar, bu ürünlerin olumsuz sağlık etkilerinin yanı sıra, toplumsal ölçekte tüketimi arttırıcı etkileri olduğunu gösteriyor. Endüstri ise, ısıtılarak tüketmeyi ön plana çıkartarak, bunları ‘zarar azaltım ürünü’ veya ‘potansiyel zarar azaltım ürünü’, hatta ‘bırakmaya yardımcı ürün’ diye pazarlıyor. Tamamı bilimsel dayanaktan yoksun iddialar.”

(Haber: Emre Akkış)

Editör: Mahmut Beyaz