Bugün sabah saatlerinde Habertürk TV canlı yayınına konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal gündem hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kendisine yöneltilen birçok soruya içtenlikle cevap veren Ünal, şu açıklamalarda bulundu.

TERÖRLE MÜCADELE DEMOKRASİYİ KORUMAK İÇİN YAPILIR”

Bizim AB ile ilgili herhangi bir şekilde geri adımımızın olmadığını defalarca ifade ettik. Gümrük Birliği’nden terörle mücadeleye, mülteci konusundan Türkiye’ye verilen sözlere kadar birçok konu gündeme gelecek ve değerlendirilecek. Türkiye bölgede 4 terör örgütü ile mücadele ediyor, aynı zamanda NATO’nun güney sınırlarını koruyor, geri kabul anlaşmasına sonuna kadar riayet ediyor. Türkiye verdiği sözleri yerine getiriyor. 72 maddelik talep listesini o dönem yerine getirdik. Sanki o 3 milyar Euro Türkiye’ye veriliyormuş gibi bir hava oluşturuluyor sürekli. Oysa Türkiye o parayı mültecilere dönük harcamalarda kullanılıyor. Terörle mücadele eden bir ülkenin terörle mücadelesine dönük sürekli yaptırımlardan bahsediyorsunuz. Şunu unutmamak gerekiyor. Terörle mücadele demokrasiyi korumak için yapılır. Aslında bir özgürlük mücadelesidir bir taraftan terörle mücadele. İnsanların rahatça günlük yaşantılarını sürdürebilmeleri vs. Bölgede yaşayan insanlar şimdi günlük hayatını, ticaretinin rahatlıkla yapıyor. Geçenlerde bölgedeydim. Suriye’de şu anda Tel Rıfat’ta 2 gün önce gösteri yapıldı Türkiye’nin oraya müdahalesi için. Neden? Çünkü biz oraya gittiğimizde insanları özgürleştiriyoruz. İnsanların günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri için güvenlik sağlıyoruz. Yerel yönetimlerine karışmıyoruz. Terör örgütü gittiği her yerde tek tipçi, kendisi gibi düşünmeyeni infaz eden bir yapı. Biz sivil duyarlılıkta en hassas ülkeyiz. Bugün Afrin’in haline bir bakın bir de DEAŞ’tan temizlediklerini iddia ettikleri Rakka’ya bakın. Türkiye’nin terörle mücadelesindeki haklılığını ortaya koyacak argümanlarla gidiyor Türkiye Varna’ya. Türkiye’nin bir işgalci olmadığını, Türkiye’ye tehdit oluşturan terör kaynaklarına müdahale etmek için uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandığını vurguladık, vurgulamaya devam edeceğiz. Türkiye kapıda bekletilecek bir ülke değil. Türkiye 80 milyon nüfusuyla, satın alma paritesi 25 bin Dolar’a gelmiş, bölgenin mihenk taşı bir ülkedir. Türkiye bölgede hem sorun çözücü önemli bir aktör hem de demokratik bir ülke olarak çok önemli bir rol yerine getiriyor.

SENİN TÖRERİSTİN BENİM TERÖRİSTİM OLMAZ”

Tüm dünyaya şunu anlatmaya çalışıyoruz: Senin teröristin benim teröristim olmaz. Doğrudan insan hakları ihlali yapan ve bu defalarca belgelenmiş terör örgütleri dünyanın her yerinde terördür. Etnik ve dini inancı olmaz terörün. PKK’nın finans kaynaklarından gösterilerine birçok Avrupa ülkesinde bırakın ülkeleri Avrupa Parlamentosu’nda faaliyetler yapılıyor. Terör ister Kamışlı’da ister Hakurk’ta ister Sincar’da olsun kaynağında kurutulmalıdır. Eğer biz buralara müdahil olmasaydık ateşi, terörü, şiddeti Türkiye’ye taşıyacaklardı. Türkiye bunu kaynağında kurutmak varken neden topraklarında beklesin. Dün Cumhurbaşkanımız net bir cümle kullandı: ‘‘Biz müttefiklerimizle tabi ki karşı karşıya gelmeyiz ama terörü ve teröristi nerde görürsek imha ederiz.’’

SAYISAL OLANLA DEĞİL SİYASAL OLANLA İLGİLENDİK”

Biz AK Parti olarak 16 yıldan beri her zaman sayısal olanla değil siyasal olanla ilgilendik. Sayısal olan siyasetinizin bir sonucudur. 15 Temmuz’dan sonra biz bu ülkenin bulunduğu coğrafyada bilirliğinin beraberliğinin korunması huzurun ve barışın devamı için bir birlik ve beraberlik bunun yanında da yerlilik ve millilik vurgusunu sıkça yapıyoruz. Biz herkesi kucaklıyoruz. Ne diyoruz? Millet, bayrak, vatan ve millet konularında çabası olan herkesle siyasi düşüncesi ne olursa olsun kardeşiz. Afrin’de terörle mücadele ederken Türkiye’yi işgalci olmakla suçlayan bir dille nasıl bir ve beraber olacağım. FETÖ’ye övgüleri dizen, onun argümanını siyasete taşıyan bir kişiyle grupla nasıl bir ve beraber olacağım?

4 BİR TARAFTAN SALDIRIYA UĞRAYAN TOPLUMUN...”

Kişiler üzerinden gitmeyelim. Bu ilkeler etrafında biz herkese kapımızın açık olduğunu söylüyoruz. Birileri millilik işi biraz daraltmıyor mu diyor. Toplumların güvenliği söz konusu olduğunda hele hele 15 Temmuz gibi bir kırılma ve işgal girişimi yaşamış, 4 terör örgütünün saldırısına uğrayan bir toplumun kenetlenmesinden daha doğal ne olabilir? Biz bu birliği ve beraberliği büyüteceğiz, bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız diyoruz.

YEREL DİNAMİKLER SON DERECE FARKLIDIR”

Ortak hassasiyetleri olan siyasi partiler geçmişte hep böyle birliktelikler oluşturdular. Yerel dinamikler son derece farklıdır. Bu yerel dinamikler karşılıklı hassasiyetler etrafında bir gönül ittifakına dönüşür. Bunu merkezden belirlemenin bir anlamı yok. Muhtemelen aynı hassasiyetlerde olanlar yerel dinamikler etrafında oturacaklardır, konuşacaklardır, bir görüş birliğine varacaklardır.

YÜZDE 60’IN ÜZERİNDE OY ORANINA ULAŞACAĞIZ”

Şu ana kadar büyük oranda kongrelerimizi tamamladık. 972 ilçenin yaklaşık 900’ünü gerçekleştirdik. Kongreler siyasi partilerin değişim ve yenilenme süreçleridir. Bu anlamda Cumhurbaşkanımızın genel başkan olduğunda ifade ettiği metal yorgunluğu da hem bu değişim ve dönüşümle hem de özellikle Afrin’de Türkiye’nin ortaya koyduğu büyük başarının getirdiği bir diriliş heyecanı ve geçtiğimiz günlerde Samsun’da Cumhurbaşkanımız’da artık metal yorgunluğu kalmadı artık bir diriliş heyecanı görüyorum dedi. Diyarbakır’da 80 bin kişi vardı kongre salonu dışında. Muhteşem bir heyecan var. Sloganlar yorgunluk yok diriliş var sloganları. Türkiye 2019’a kendinden emin adımlarla gidiyor. Toplumların tarihlerinde çok önemli günler vardır. 1919’dan 2019’a yüz yıl. 2019 Türkiye’nin 2023, 2053 hedefleri için çok önemli bir yıl. Diğer taraftan da maalesef muhalefet diyemiyorum çünkü muhalefet yapamıyorlar. Ana muhalefetin değişimi okuyamamasını, eski kısır ezberleriyle konuşuyor olmasını gördüğünüz zaman şunu söylüyorsunuz: Biz 2019’ta yüzde 60’ın üzerinde bir oy oranına ulaşacağız.

CHP’de yüzde 60 oy alacaklarına dair gelen açıklamalara ilişkin:

Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş. Ana muhalefet partisi şu anda ciddi anlamada kan kaybediyor. Bunun yanı sıra söylemsizliği ve siyasetsizliği de böyle bir şeyin gerçekleşmesini hayalden ibaret bırakıyor. Ben yüzde 60’ı bir hayal olarak söylemiyorum. Biz kendimize, ülkemize güveniyoruz. Geleceğe dair hedefleri olan ve bu hedefleri gerçekleştirmek için büyük bir motivasyonu olan büyük bir kitle var. MHP’de son derece yüksek bir motivasyonla hareket ediyor. Aynı şekilde BBP’de bu konuda çok ciddi bir heyecan görüyoruz. Tarih boyunca her zaman yüksek hedeflere dair büyük inancı olanlar kazanmıştır. Kimler bu hedefleri gerçekleştireceğine dair bir inanç taşıyor, kimler taşımıyor? CHP’nin bırakın inancı hedefi yok. Harekete geçecek enerjisi yok. Siyaseti yok. Rutin iftiraları var. Devletin kurumlarına iftiraları var. Devletin binlerce yıl içinde oturmuş kurumlarının itibarını yerle bir etmek için söyledikleri yalanları var. Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı onlarda bir Türkiye düşmanlığına dönüşmüş farkında değiller.

KENDİLERİNE GÖRE KARAR OLURSA HAKİMLER VİCDANLI, DEĞİLSE SARAYIN HAKİMİ”

CHP’yi artık eleştirmekte istemiyorum. Ama bir siyasetçi olarak tespitlerimi söylüyorum. 15 Temmuz’dan sonra Türkiye FETÖ ile hesaplaşıyor, yaralarını sarıyor, haklılığını dünyaya anlatmaya çalışıyor. CHP 15 Temmuz’a kontrollü darbe, tiyatro dedi. Aynı CHP anayasanın amir hükmü gereği alınmış OHAL kararını sivil darbe olarak nitelendirdi mi? Böyle bir akıl düşünün. Hemen arkasından Türkiye’de adalet yok, hakimler ve savcılar iktidardan talimat alıyor dedi mi? CHP bunu sadece yargıyla ilgili olarak yapmıyor bu ayrımcılığı. Kendi işlerine gelen karar verildiğinde hakimler vicdanlı değilse sarayın hakimi. Artık şehitleri de ayrıştırmaya başladılar. Buraya kadar getirdiler. Bu bir dil artık. Halkın seçtiği cumhurbaşkanının yanına halkın bürokratının gitmesinden daha doğal ne olabilir. CHP, devlet-millet ayrıdır diyor. Devleti elitler yönetir diyor. Bizde diyoruz ki devleti milletin seçtiği temsilciler ve onarlın iradeleri yönetir. Recep Tayyip Erdoğan kim? Recep Tayyip Erdoğan’ı kıymetli yapan ne? Milletin kendisini seçmiş olması.

İNTERNET ÜZERİNDE RTÜK DENETİMİ?

Sansür ve denetim ayrı şeyler. İnternet üzerinden de yayın yapan radyo ve TV’lerinde aynı şekilde lisansa sahip olması ve RTÜK tarafından denetlenmesi tamamen denetime dönüktür. Gerekli yasal düzenleme yapıldı.

BÜYÜK KONGRE ERKENE ÇEKİLEBİLİR”

Kongreleri beklediğimiz tarihten erken tamamlarsak Büyük Kongre’nin erkene çekilmesi olabilir.

YEREL YÖNETİM ADAY ÇALIŞMASI YAPILMADI”

Büyükşehir Belediye adayları belirlendi mi? Soruna ilişkin:

Yerel yönetimlerle ilgili aday çalışması henüz yapmış değiliz.

(Haber Merkezi)

Editör: Mahmut Beyaz