Uzun yıllardır dondurma sektöründe başarıyla hedeflerine adım adım ilerleyen MADO’nun üretim potansiyeli ve ürün çeşitliliği her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu artışa paralel olarak ülkemizdeki keçi yetiştiriciliği ve keçi sütü üretimi her geçen gün azalırken, elde edilen ürünler ise hastalıktan ari olmaktan uzak, koku, tat ve üretimden kaynaklanan bozulmalarla üreticileri zor duruma düşürüyor. Dondurma üretimine uygun keçi sütü temininin zorlaşmasıyla birlikte harekete geçen MADO, Kahramanmaraş’ın en önemli markalarından biri olan dondurmayı, yöreden yerele, yerelden bölgeye, bölgeden ulusala ve ulusaldan evrensele taşıma hedefiyle kurduğu “MADO Beyazı Keçi Üretim ve Adaptasyon Çiftliği” ile herkese örnek oluyor. Hastalıktan ari keçi sütünün yanı sıra Maraş-MADO dövme dondurması dünyada ki şöhretini doğal salep orkidesine borçludur. Özellikle soğuk kış günlerini ısıtan, kısık sesleri açan ve hoş tadıyla dondurmaya tat, sertlik ve geç erime özelliği veren salep, uzman doktorlar tarafından da felç giderici olarak tavsiye ediliyor. Keçi sütü ve salep üretiminin azalması sebebiyle MADO, oluşturduğu çiftlikte Türkiye’de ilk hastalıktan arizi sertifikasıyla MADO Beyazı keçi ırkını geliştirilirken, dondurmanın hammaddesi olan keçi sütü ve salep bitkisi (orkide) de yerinde yetiştiriyor. Kahramanmaraş’ın en büyük markası olan dondurmaya hayat veren keçi sütü ve salep’in artırılması amacıyla kurulan çiftliğin kapılarını gazetemize açan MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmen Sait Kanbur ve MADO Satış Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kanbur çalışmalarını ve hedeflerini anlattı.

KEÇİ SÜTÜNE İHTİYAÇ VAR”

MADO Beyazı Keçi Üretim ve Adaptasyon Çiftliği’nde gazetemize açıklamalarda bulunan MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmen Sait Kanbur çiftliği model amaçlı yaptıklarını ve Kahramanmaraşlıların kendilerini örnek almasını gerektiğini söyledi. Dondurmanın hammaddesi olan keçi sütüne ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Kanbur, “Çiftliği yaparken model olsun amaçlı yaptık ve Kahramanmaraşlıların bizi örnek almasının amaçladık. Keçi sütünün çoğalması için bu çalışmaya imza attık. Keçi sütü çok önemli bir besin kaynağıdır. Biz bunu yaparken her zaman insanlara bizim alım gücümüzün yüksek olduğunu anlatmaya çalıştık. Dünyanın her köşesine artık MADO dondurma satmaya başladı. O nedenle dondurmanın hammaddesi olan keçi sütüne ihtiyaç var. Kahramanmaraş’ı ziyarete gelen önce bir keçi sütünü, yoğurdunu, peynirini, etini, keçi etinden yapılan malzemeleri alsın. Keçi eti kolestrolü en düşük etlerden bir tanesidir. Bugün bütün bilim adamlarının açıklamaları ve bilimsel kaynaklara bakıldığı zaman keçi sütünün diğer sütlerden besleyici özelliğini tespit ediyor. O yüzden de biz keçi çiftliğini hazır hale getirdik” dedi.

10 YIL ALIM GARANTİSİ VERİYORUM”

Kahramanmaraş’ın keçi sütünün yanı sıra dondurmanın diğer bir hammaddesi olan salep üretiminde de öncülük yapması gerektiğini savunan Kanbur, salep üreten çiftçilere 10 yıl alım garantisi verdiğini söyledi. Salep’in dondurmanın yanında Osmanlı yadigarı bir içecek olduğuna da dikkat çeken Kanbur, “Tüm bunların yanı sıra da saleple uğraşıyoruz. Yine salepte dondurmanın hammaddesi olarak olmazsa olmazlarıdır. Günlerce devlet bir taraftan, insanlar bir taraftan endemik bitkilerin yok olduğunu söylüyor. Bunlar tartışılır çünkü yok olsaydı bunların hiçbiri kalmazdı. Biz bunları satın alırken, köylülere soruyoruz bunlar nasıl yetiştirilir nasıl muhafaza edilir diye. Bizim bu sıkıntıları aşabilmemiz için kendi ihtiyacımız olan salebimizi kendimiz yetiştirmeye başladık. Doğaya olan saygımızı, topluma olan saygımızı burada ifade etmeye çalıştık. Biz burada da yine örnek olmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki; “Siz salep bitkisini üretin alıcı benim” diyoruz ve 10 yıl alım garantisi veriyoruz. İnsanlarımız bu salepleri ürettiği zaman bende bunu dünyaya satmaya çalışayım. Bugün literatürlere bakarsak, Osmanlı Sarayları’nda yıllarca salep içilmiştir. Dolayısıyla da Kahramanmaraş’ın burada öncülük yapması gerekir” ifadelerini kullandı.

AMACIMIZ KAHRAMANMARAŞ’I MARKA YAPMAK”

Amaçlarının sadece dondurmayı değil, Kahramanmaraş’ı marka yapmak olduğunun altını çizen Mehmet Kanbur, MADO’nun hiçbir zaman kendini marka yapmadığını ifade etti. Keçi sütünün Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile birlikte bilimsel yönleriyle marka haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kanbur, “Benim amacım sadece dondurmayı marka yapmak değil, Kahramanmaraş’ı marka yapmaktır. MADO zaten sadece kendini marka yapmadı. Dondurması, halkı, kültürü ile birlikte kentimizi de marka yapmaya gayret gösterdi. Kahramanmaraş’ta bugün her yerde keçi sütü olması gerekir ki biz bunu yurtdışına da satalım. O yüzden kentimizde hem hayvancılığın okulu, hem saleple alakalı üniversite desteği hem de marka geliştirmenin bilimsel yönlerinin anlatılması gerekir. Mutlakta dondurma akademisinin yapılması gerekir ve en kısa zamanda da bu çalışmayı hayata geçirmeyi planlıyorum. MADO Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin yanı sıra artık 26-27 ülkede mevcut. Artık Pazar oluştu. Burada yetiştirdiğimiz insanlar 2-3 dil öğrenip öğrendiği dil ile birlikte dışarıda ürün satması gerekir. İnsanları yetiştiriyoruz ama bu insanlar sadece dondurma satabiliyor oysa ki o insanda dil olsa daha profesyonel çalışabilecek insanlar olur. O nedenle akademiye ihtiyacımız var. Biz burada bize düşen sosyal sorumluluk projesini Kahramanmaraş için Türkiye için yapılması gereken tüm mücadeleyi veriyorum ama bizimde bunu bir kaldırma gücümüz var. Bu mesele artık memleketimizin meselesidir. Memleketimizi hep birlikte ayağa kaldırmamız gerekir. Hepimiz Maraşlıyız, hepimiz dondurmacıyız. Onun için biz bugün varız yarın yokuz. Tüm bunlar bu markaya bu ülkeye sahip çıkmanın yollarıdır. Ben sadece temel atıyorum bundan sonra bu taşları bu kalelere koyarak kaleyi yüceltecek. Ben gücüm yettiği kadar taş koymaya devam edeceğim” şeklinde konuştu.

BİZİM SÜTÜMÜZ ‘ALTIN SÜT'

Kendi geliştirdikleri MADO Beyazı keçi ırkı hakkında bilgilerde veren Mehmen Sait Kanbur, MADO Beyazı Keçi Üretim ve Adaptasyon Çiftliği’nde üretilen sütlerin kaynatılmadan içilebileceğini söyledi. Ürettikleri keçi sütünü “Altın Süt” olarak niteleyen Kanbur, “Burada 3-4 bin hayvanı ben kestim nesillerini ve kanlarını temizledim. Benim sütün hastalıktan ari belgemi de Avrupa’dan aldım. Benim sütün kaynatmadan içilebilir ve o yüzden bizim dondurmamamız diğer dondurmalardan farklıdır ve birazda pahalı oluşunun sebebi budur. Tabi insanlar beslenmeyi yeni yeni öğreniyor. Bizim insanlarımız besin üzerinde ki bilgilendirmeleri okumazdı besini fiyatı ile değerlendirirdi. Hatta Anadolu’da bir adet vardır; Gözü görmeyene sorulurdu ‘Oğlum malın iyisini nasıl anlarsın diye oda fiyatından anlarım’ demiş. Demek ki kaliteli ürün pahalı olur. Kahramanmaraş’ta binlerce hastalıktan ari olsun ki Türkiye’ye ve dünyaya biz satalım. Bugün Japonya’da keçi sütünü ‘Altın Süt’ diye satıyoruz. O zaman biz altın sütünün fiyatını hep birlikte bilmeliyiz” açıklamalarında bulundu.

SALEP DEVLET VE ŞEHİR POLİTİKASI OLSUN”

Salep orkidesi projesinin 20 yıllık hayali olduğunu da dile getiren Kanbur, “Endemik bitkileri korumak ve salebi tarla ortamında üreterek dünyaya ihraç etmeliyiz” dedi. Salep üretiminin devlet ve şehir politikası olması gerektiğine de dikkat çeken Mehmet Kanbur, “Bu proje benim 20 yıllık bir projemdi. 20 yıldan bu yana dağlardan indim çalışmalar ve çalıştaylar yaptım. 100 bin TL’ye kadar para harcadım. Bilim adamlarını yan yana getirdim kendi bilgilerimi aktarmaya çalıştım. Burada ki gayem ise endemik bitkileri korumak ve salep’i tarla ortamında üreterek dünyaya ihraç etme şansımız artar diye düşündüm. Tüm dünya bu bitkiyi biliyor ancak pahalı olduğu için üretemiyor. Biz bunu sera ve tarla ortamında yaparsak ben inanıyorum ki önümüz her zaman açıktır. Buradan tüm Kahramanmaraşlılara sesleniyorum sizler ürünü üretirseniz ben size alım garantisini veriyorum. Yapan değil satan ustadır. Kahve dünyanın her yerine satılıyorsa, salep neden satılmasın. Salep’in adı şifalı içecektir. Keyif başka şifa başkadır. Şimdi bunu başardık ve 30 dönüme yakın yerimiz var. Ben istiyorum ki bu bir devlet ve şehir politikası olsun. Herkesin bir kaldırma gücü vardır ve benim gücümde buraya kadar. Örnek alınsın taklit yapılmasın” şeklinde konuştu.
 

GÖRÜNÜŞTE ÇOK GÜÇLÜYÜZ AMA ARKAMIZDA KİMSE YOK!”
Keçide Kahramanmaraş’ı marka yapmaları gerektiğini de sözlerine ekleyen Kanbur, “Görünüşte çok güçlüyüz ama arkamızda kimsemiz yok. O yüzden bizim birbirimizle sinerji ve takım ruhu oluşturmamız lazım” dedi. Kanbur sözlerini şu şekilde tamamladı, “Ben kendimi çok başarılı sayılmam. Köylere damızlık verdik ama geri alamadık. Bunun bir devlet politikası olması gerekir. Yanımızda birilerinin olması lazım biz bunu tek başımıza yapamıyoruz bunu başarabilmemiz için takım ruhumuzun olması gerekir. Memlekette kimler var denildiğinde herkes sahip çıkıyor ama bir olay var denildiği zaman herkes evinde oturuyor. Herkes bir sorumluluk almalıdır. Herkes kendine düşeni yapsa bu memleket uçar. Görünüşte çok güçlüyüz ama arkamızda kimsemiz yok. O yüzden bizim birbirimizle sinerji ve takım ruhu oluşturmamız lazım.

Haber: Ahmet GÜNEÇIKAN

Editör: Mahmut Beyaz