Türkiye’nin Mart 2019’da tanıştığı koronavirüsle mücadele tüm hızıyla devam ederken, bu süreçte virüsten korunmak adına kuşkusuz en önemli araç maske oldu. Vatandaşlar tarafından gün içerisinde kullanılan kullan-at maskeleri, bilinçsiz kişilerce kent meydanlarına gelişigüzel atılmasıyla beraber en önemli koruyucu tedbir olma özelliğinden ziyade risk unsuru haline dönüştü. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doğaçev Danışmanlık Sahibi ve Çevre Mühendisi Ömer Çankaya, “Biz bu maskeleri tekrar bertaraf ederken bunların tıbbi atık olduğunu bilmeden sağa sola atarsak bu hastalık bizim peşimizi yine bırakmayacak” diye konuştu. Maske atığıyla ilgili çözüm önerilerini de paylaşan Çankaya, maske atıkları konusunda Kahramanmaraş’ta bir an önce çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

“TIBBİ ATIKLARIN BERTARAF TESİSLERİNE GÖTÜRÜLMESİ LAZIM”
Çankaya, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Maske tıbbi atıktır. Şu an dünya üzerinde bir maske 450 yılda yok oluyor ve 2020 yılında dünya genelinde 53 milyar maske üretilmiş durumda. Biz bu maskeleri tekrar bertaraf ederken bunların tıbbi atık olduğunu bilmeden sağa sola atarsak bu hastalık bizim peşimizi yine bırakmayacak. Çünkü enfekte edilmiş bireylerden de gelebilir. Şu anda kim virüslü kim değil bilmediğimiz için belediyelerin, İl Sağlık Müdürlüğünün, valiliğin tıbbi atıklar için kutular yapması ve bunları belli dönemlerde yok etmesi lazım. Ancak bununla ilgili Kahramanmaraş’ta pek bir çalışma yok. Yarın bir gün bu durum bize çevresel etkilerle tekrar geri dönebilir. Çünkü bunların hepsi tıbbi atık. Tıbbi atıkların bertaraf tesislerine götürülmesi lazım. Maskeler şu anda sokaklarda, caddeler her yere atılıyor. İnsanların konuyla ilgili daha çok titiz davranması gerekiyor. Eğer bunları da yapamıyorsak kullandığımız maskeyi en az 2 poşete sarıp 24 saat bekletip öyle çöpe atalım.

“GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMIŞ OLSA…”
Şu anda Aksu Çayı ve Afşin-Elbistan Termik Santrali ile ilgili sıkıntılar var. Türkiye’nin en kirli havalarından biri olduğumuz aşikâr. Biz üretim yapılmasın demiyoruz fakat önlemler alınsın. Santral için santralin etrafında bulunan yerlerin uzaklaştırılması olabilir. Oradaki hanelerin tamamen uzaklaştırılması lazım. Çünkü termik santral Türkiye için elektrik ve kömür üreten bir santral. Yine Aksu çayı ile ilgili fabrikalardan çıkan atıklar ve kirli sular var. Gerekli önemlerle alınmış olsa bu kadar büyük sıkıntılar yaşayamayacağız.

“BÖYLE GİDERSE İÇECEK SU BULMAKTA ZORLANACAĞIZ”
Biliyorsunuz ki mevsimin kurak geçmesinden ötürü içme sularında sıkıntılar yaşamaya başladık. Eğer böyle devam ederse ileri de insanlar içecek su bulmayacak. İşte biz o zaman suyun değerini anlayacağız.

“TEMİZ BİR ÇEVRE İÇİN YENİLEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI”
Temiz bir çevre için yenilebilir enerji kaynakları gerekiyor. Nedir bunlar? Güneş enerjileri, rüzgâr santralleri. Verimliliğin artması, temiz ortam kaynaklı olarak performansın artması, israfın önüne geçildiğinden maliyetlerin azaltılması, çevresel risklerin azalmasının sağlanması, çevre koruma bilincinin kurum bünyesinde gelişmesine katkı sağlandığından çalışanların “duyarlı tüketici” duygusuna sahip olmasının sağlanması, Ulusal ve uluslararası pazarlarda kurumun “Çevreci” sıfatına sahip olmasının sağlanması, bu sayede saygınlığının arttırılmasıdır

“ORGANİK ATIKLARDAN ELDE EDİLEBİLECEK KOMPOST İLE TOPRAKLARIMIZ DAHA VERİMLİ HALE GELİR”
1 ton atık kâğıdın geri kazanımı ile 17 ağacın kesilmesi önlenir, 12 bin 400 metreküpe kadar sera gazı engellenir, 2,4 metrekare atık depolama alanından tasarruf sağlanır. Yeni üretime kıyasla metal ve plastik geri kazanımı ile yüzde 95 enerji tasarrufu sağlanabilir. Geri dönüştürülen her 1 ton cam için yaklaşık 100 litre petrolden tasarruf edilebilir. Atık camlar tekrar cam ürünlerine; plastikler elyaf ve dolgu malzemesi gibi birçok malzemeye, atık metaller ise tekrar metal ürünlerine dönüşebilir. Organik atıklardan elde edilebilecek kompost ile topraklarımız daha verimli hale gelir.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz