Saraçhane, Bakırcılar, Semerciler, Mazmanlar, Kazzazlar ve Demirciler Çarşısı’nın etrafında toplanmış geleneksel el sanatları alanında hizmet veren çok sayıda atölye ve dükkânla Türkiye’de geleneksel el sanatlarının en yoğun şekilde icra edildiği merkezlerden biri olan Kahramanmaraş’ın Tarihi Kapalı Çarşısı, birçok sektörün adeta beşik noktası olma konumunu koruyor. Sim sırma işlemeciliği, bakırcılık, köşkerlik, keçecilik, külekçilik, ahşap oymacılığı, saraçlık, semercilik, bıçakçılık, kuyumculuk, demircilik, gibi geleneksel el sanatlarının birçok çeşidinin doğal ortamında sergilendiği, temelleri Dulkadiroğulları dönemine dayanan tarihî çarşı, hâlâ ayakta olmakla birlikte ekonomik açıdan canlı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Fakat tarihi çarşıdaki ekonomik canlılık, dünyayı kasıp kavuran yeni tip koronavirüs sebebiyle tarihinin en zayıf günlerini yaşıyor. Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala deyim yerindeyse iğne atılsa yere düşmeyen çarşıda esnaf yokları oynuyor. Birçok esnaf günü siftahsız kapattığını, işlerin durgun olması sebebiyle zor günler geçirdiğini söyledi. Esnafların tek temennisi ise virüs salgınının bir an önce bitmesi ve insanların dışarı çıkmasıyla işlerin açılması. Manşet Gazetesi olarak Ramazan Bayramı hazırıklarını esnaflardan sizler için derledik.

“YARININ NE GETİRECEĞİNİ BİLMİYORUZ”

Saraçhane Çarşısı’ndan esnaf Necmi Üçgün ise virüsün tüm dünyada insanlığı olumsuz etkilediğini söyledi. Eskiden olduğu gibi insanların virüs sebebiyle Ramazan ayına hazırlık yapmadığını belirten Üçgün, “Vallahi bu virüs tüm dünyayı, tüm esnafları, tüm işleri mahvetti. Bir şekilde bütün insanlığı olumsuz etkiledi ama bugünümüze şükürler olsun. Allah beterinden saklasın, daha kötü olabilirdi. Artık geçmişe değil de geleceğe bakmamız lazım. Yarın ne olacak, ne yapacağız. Geçmiş yıllarda tabi ki çok güzeldi. Herkes tereyağını alıyordu, balını alıyordu, şekerini, çöreğini alıyordu Ramazan Bayramı’na hazırlık yapıyordu. Bizim güzel peynirlerimiz çıkıyordu Helete ve Çağlayancerit taraflarından. Herkes bunları alıyordu ve hazırlık yapıyordu. Ama şimdi ne köylümüz ne biz ne de alıcılar artık yarın ne olacak, ne getirecek bilemiyoruz. Bizim bir şekilde geçmişe değil de geleceğe bakmamız lazım. Yarın ne yapacağız, bir ay sonra nasıl olacak. İnşallah bir an önce atlatırız, eski günlerimize değil daha güzel günlere kavuşuruz tüm dünya olarak, İslam alemi olarak” dedi.

“KORONAVİRÜS SEBEBİYLE HEYECAN KALMADI”

Tatsam Çörek’ten Yılmaz Akçöp’den, geçmişte Ramazan Bayramı’nın Kahramanmaraş’ta çörek bayramı olarak bilindiğini fakat virüs sebebiyle eski yoğunluğun olmadığını söyledi. Koronavirüs sebebiye insanların heyecanının bittiğini anlatan Akçöp, “1982 yılından bu yana Kahramanmaraş’ımızın Tarihi Kapalı Çarşısı’nda bulunan Tatsam Çörek ile halkımızın çörek ve benzeri ihtiyaçlarını çocuklarımla birlikte karşılıyoruz. Günlük olarak çörekler yapıyoruz. Bilindiği üzere önümüzdeki Ramazan Bayramı bizim Kahramanmaraş’ta çörek bayramı olarak bilinirdi ya da şeker bayramı. Bu nedenle de Ramazan ayında çok fazla çörek tüketilirdi. İftardan sonra vatandaşlarımız çayla ve tarhanayla birlikte çörek tüketirdi. Geçmişte bugünlerde insanlarda biraz daha heyecan olurdu. Ramazan Bayramı’na hazırlanırdı insanlarımız ama artık o heyecan yok. Bu yıl da koronavirüs sebebiyle hiç heyecan yok. Geçen yılı örnek vererek konuşalım, biz kafamızı kaldıramazdık, siparişler alırdık, insanlar burada sıraya girerdi. Ama virüs sebebiyle 2-3 tane iş yeri anca açık, gelen yok giden yok. Vatandaşlar hep evlerinde. Zaten bayram günlerinde sokağa çıkma yasağı olduğu için doğal olarak bayramlaşma gibi ziyaretler de olmayacak. Aslında sağlığımız açısından önemli. Bu süreçte Allah herkese yardım etsin, kolay bir şey değil. Önceden insanlara yetiştirelim diye sabahlardık ama şimdi çörek bittikçe yapıyoruz. Stok yapma, doldurma gibi bir olay yok. Eskiden bir ay önceden başlardı hazırlıklar, herkes örneğin evde hamurunu yapar bize getirirdi. Şimdi ise günlük olarak üretiyoruz, herkes durumuna göre 2-3 kilogram taze taze günlük olarak alıyor. Dışarıda akrabası olanlar onlara göndermek için alıyor” dedi.

“RAMAZAN BAYRAMINA GÜNLER KALDI AMA HAZIRLIK YAPMADIK”

Ramazan Bayramı’na sayılı günler kalsa da geçmiş yıllarda olduğu gibi hazırlık yapmadıklarının altını çizen Akçöp, “Şuan için Ramazan Bayramı’na sayılı günler kaldı ama hiçbir hazırlık yapmadık çünkü geleceği bilmiyoruz. Yapmak önemli değil biz her zaman yaparız ama satmak önemli. Günlük olarak müşterilerim ben onlara nasıl bayat çörek vereyim. Bütün bunlar iş kaybı olur. Cebimi düşünecek olsam ne olursa olsun yapayım stokta dursun derim. Günlük olarak artık üretim yapıyoruz. Mesela bayatlamayan, bekleme süresi fazla olan çöreklerimiz var, onları yapıyoruz. Koronavirüs bütün dünyayı olduğu gibi esnafları da vurdu. Bu salgınla insanların sistemleri bozuldu. Aslına bakarsanız dünyanın sistemi bozuldu. Çarşının durumu aynı, küçük esnaf aynı. Herkes zor durumda, esnaf iki gün geliyor, üç gün gelmiyor. Durumları iyi olsa hiç önemli değil, bir ay evde dursam ne olur derdi ama öyle değil herkesin ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

“ORUÇ TUTANLAR FERAHLAMAK İÇİN KOLONYA KULLANIRDI”

Ramazan ayında oruç tutan insanların ferahlamak için bol bol kolonya kullandığını fakat bu seneki artışların virüs sebebiyle katlandığını belirten Kolonyacı Yunus Gözler ise, “Baba mesleğimiz olarak sürdürdüğümüz kolonyacılık bu sene virüs sebebiyle trend oldu. Artık insanlar virüsleri dezenfekte etmek adına mutlaka evinde kolonya bulunduruyor. Dolayısıyla eskiden örneğin misafirliğe gittiğinde kapıyı çalıp içeri girdiğinde kolonya dökülür, akide şeker verilirdi. Artık virüs sebebiyle eskiye dönüş oldu. Kolonya bir evin olmazsa olmazı oldu. Çünkü başka türlü bu virüslerden kurtulamayız. Ramazan Bayramı’na da çok az bir süre kaldı. Oruç tutunca insanlarda bir uyuşukluk oluyor ama insanlar kolonyayla bu uyuşukluğu alıyor ve ferahlatıyor. Kolonya insanın genzini açar, gözlerini açar ve dinç tutar. Temizlik açısından da çok çok kaliteli bir üründür. İçerisinde alkol vardır. Çok fazla kolonya satıyoruz, herkesin bol bol kolonya kullanmasını tavsiye ediyorum. Kolonya evlerimizin olmazsa olmazı artık. İnsanlar parfümden kolonyaya doğru dönüş yapıyor” şeklinde konuştu.

“45 YILDIR BÖYLE BİR OLAY GÖRMEDİM”

Kapalı Çarşı’da 45 yıldır baharatçılık yaptığını belirten Abdurrahman Aydoğar da, 45 yıllık hayatında ilk kez böyle günleri gördüğünü anlatarak, “45 yıldır Tarihi Kapalı Çarşı’da esnaflık yapıyorum ama ben böyle günleri hayatımda ilk kez görüyorum. 45 yıldır böyle durgunluğu görmedim bunu da bana koronavirüs gösterdi. Ramazan Bayramı’na dediğiniz gibi az bir süre kaldı. Geçmiş yıllarda bu günlerde çarşıda iğne atsanız yere değmezdi ama şartlar değişti. Ekonomik ve sosyal şartlar değişti, üstüne bir de koronavirüs çıktı. Geçen seneye göre çok büyük düşüş vardı. Özellikle de koronavirüsün ekonomiye ve alışverişe büyük zararı oldu. Çarşıdaki iş yerlerinin yarısından fazlası kapalı. İnsanlarımızın şuan da kahveye talebi çok fazla. Birkaç günden beri hoşaflık ürünlere talep fazla. Zencefil ve keçiboynuzu gibi bağışıklık sistemini güçlendiren ürünlere talep şuan için yoğun” dedi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz