Yayın hayatına başladığı günden bu yana kentin önde gelen isimlerini ağırlayan ve ağırlamaya devam eden Fresh Gündem programında bu hafta Serdar Salma'nın konuğu Sosyal Güvenlik Kurumu Kahramanmaraş İl Müdürü Harun Akbalaban'dı. Sosyal güvenliğe dair birçok konunun konuşulduğu programda Akbalaban işçi ve işverenin sorumluluklarının yanı sıra sıkça duyulan tüm sorulara açıklık getirdi.

"SOSYAL GÜVENLİK KONUSUNDA YETERLİ BİLİNCE SAHİP OLMAMALARI"

Kayıt dışı istihdamın önüne geçmek için yapılan uygulamaları anlatan Akbalaban bu ve diğer konularda şu açıklamarda bulundu; "Öncelikle kayıt dışı istihdama değinmek istiyorum. Tabi kayıt dışı istihdama neden olan birçok etken var. Bu etkenlerin başında da çalışanların ve işverenlerin sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini yeterince bilmemeleri ve sosyal güvenlik konusunda yeterli bilince sahip olmamaları geliyor. Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu olarak rehberlik anlayışını öne çıkartan bir yöntem ile kayıtlı istihdama teşvik etmeye çalışmaktayız. Kurumun denetimi ile temel amacı da işverenlere para cezası uygulayarak gelirlerini arttırmak değildir. Kurum esas olarak işverenleri sosyal güvenlik mevzuatı ile ilgili yükümlülükleri konusunda bilgilendirerek sıkıntıları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

"3 BİN 400 İŞYERİNİ ZİYARET ETTİK"

Bu çerçevede çeşitli dönemlerde belirlenen işyerleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, basın kuruluşları ziyaret edilerek bilgilendirmeler yapılmaktadır. 2017 yılından bugüne kadar, göreve başladığımdan bugüne kadar yaklaşık 6000 bin işyeri ziyareti yapılmıştır. Sadece bu yıl 3 bin 400 işyeri ziyaret ettik. Teşvikleri anlattık. Sigortalı işçi çalıştırmanın faydaları nelerdir onu anlattık, eğer sigortalı işçi çalıştırmazlarsa ne ile karşılaşacaklarından bahsettik ve küçük ama içi bilgi dolu broşür işyerlerine bıraktık. Bunun haricinde 46 defa basın yolu ile meslek odalarında ve sivil toplum kuruluş örgütlerinde bilgilendirme toplantıları yapmışız. Basın açıklamaları yapmışız. Dolayısı ile halkımızın sorunlarını zaman zaman analiz ederek, bu sorunları en aza indirmek için gerekli çalışmaların çoğunu yaptık.

"KAYIT DIŞI İSTİHDAM YÜZDE 55'TEN 32'YE"

Kayıt dışı istihdam da oranlar yüzde 55 civarındaydı ama şuan da yüzde 32 civarında seyrediyor. Dolayısı ile bununla mücadeleye devam edeceğimizi açıkça belirtmek istiyorum. Kayıt dışı istihdama kesinlikle Sosyal Güvenlik Kurumu olarak fırsat vermeyeceğiz. Bununla ilgili mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü kayıt dışı istihdamın birçok zararı var. Bu zararların önüne geçmemiz lazım. Çalışanlar açısından, işverenler açısından, kamu açısından zararlarımız var. Tabi kayıt dışı istihdamı önlemek için önce sosyal güvenliğin ne olduğunu, sosyal güvencenin faydalarının ne olduğunu bilmek lazım. Sosyal güvenlik, toplumun zor durumda olan bireylerine yardım edilmesine, daha iyi durumda olan bireylerin vicdanına ve yardımına bırakmayarak toplumsal dayanışmayı kurumsal ve işler hale getirmekte, tüm ülke vatandaşlarına hak olarak sunmaktır.

"ÜLKEMİZDE DE ZATEN ANAYASAL BİR HAKTIR"

Sosyal güvenlik sistemleri vatandaşlara hayatları boyunca sağlık hizmeti sunmayı asgari bir geçim sağlamayı ve kişileri mesleki, fizyolojik, sosyoekonomik risklerden korumayı bu riskler oluştuğu zaman da, bu risklerden doğan zararları gidermeyi amaçlayan bir sistemdir. Ülkemizde de zaten anayasal bir haktır. Anayasamızın 60. maddesinde yer alan herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet sosyal güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır. Teşkilatı kuran hükmü ile güvence altına almıştır. Çalışanların sosyal güvenlik sistemine dahil olması hak ve aynı zaman da bir hükümlülüktür. Çalışmaya başlayan herkes kanunen mutlaka sosyal güvenlik sistemine dahil olmaktadır. Çalışanlar kanunen bu hakkın yerine getirilip getirilmediğini, işverende isteme be yerine getirilmediği zaman yasal yollara başvurma hakkına sahiptir. İşverenler açısından da gerek kendisine, gerekse yanında çalıştırdığı kişileri sosyal güvenlik kurumuna bildirmek bir zorunluluğudur.

"BUNLARIN HEPSİNİ KAYIT ALTINA ALIYORUZ"

Yabancı uyruklu çalışanları açısından bir denetime gittiğimiz zaman kişinin Suriyeli mi, Afganistanlı mı olduğu bizi ilgilendirmiyor. Bunların hepsini kayıt altına alıyoruz. Kontrole gelip kişinin sigortası var mı yok mu kontrolünü yaparız. Yabancı uyruklular ile ilgili yaptığımız bir diğer işlem de, bunları aynıo zaman da çalışma izni olup olmadığı konusunda da denetleme yapılması amacı ile kontrol edilmesi amacı ile çalışma iznini veren kurum olan Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine bildiriyoruz. Bizim açımızdan denetime gittiğimiz zaman kişi Suriyeli mi yoksa Türk mü bizi ilgilendirmiyor. Suriyeliler piyasada çalışıyorlar, bize de bir ihbar veya şikayet geldiği zaman 15 gün içerisinde o işyerini denetlemeye gidiyoruz. İşverenlerimiz bazen bu konulara vicdani yaklaşıyorlar. Ben işsizlik maaşı alıyorum benim sigortamı yapmasan olur mu, ya da ben sosyal yardım alıyorum sigortamı yaparsan sosyal yardımlarım kesilir, dediği zaman işçiler işverenler yapmıyor.

"BU BİR SUÇTUR"

Vicdani olarak sosyal güvenlik bilincine hakim olmadıkları için bu durumlarda yapmıyorlar. Bu bir suçtur. Biz bunları yakaladığımız zaman almış oldukları işsizlik maaşını İŞKUR'da onlardan isteyecek. Tüm sosyal yardımlar da kesilmiyor. Sosyal yardım almak sigortalı çalışmaya engel değil. Sosyal yardım alan vatandaşlarımız eğer hanedeki kişi başı gelir 609 liranın altındaysa gıda yardımı almaya devam ediyorlar. Yakacak yardımı almaya devam ediyorlar.Ben sigortalı olursam bu yardımlarım kesilir diye korkuyorlar. Şöyle söyleyelim, hanede ki kişi başı gelir 609 lira 67 kuruşun altındaysa bu yardımları almaya devam ederler. Bir çalışmamız var sosyal dayanışma ve dayanışma vakıflarının müdürlükleri ile bir çalışma yapıldı. Genel müdürlüğümüz yaptı bu çalışmayı ve tüm müdürlüklerine talimat gönderdi. Bu sosyal yardım alanların çoğu sosyal yardımlaşma ve muhtarlıklar arasında iletişimi olduğu için biz tüm muhtarlıklarımıza bilgilendirme afişleri göndereceğiz. Yaklaşık 680 tane muhtarımıza bilgilendirme afişini yaptırdık. Hepsine küçük el broşürleri göndereceğiz. Bu küçük el broşürlerinde kişilerin sosyal yardım alırsa sigortalı da olabileceğini gösteren tablolar var. Bu konuda bir de slogan var."Sosyal yardım bu günü sigortalı çalışmak bu günü ve geleceği korur." diye. Dolayısı ile sosyal yardımlar da işlerine gittiklerinde, benim sosyal yardımım var kesilir beni sigortalı gösterme derlerse o formu bir incelesinler.

"ALO 170 HATTI BU KONUDA BİLGİ VERİYOR"

Sigortalı olmaktan kaçınmamaları lazımdır. Eskiden şöyle bir uygulamamız vardı, şuan ki aylık prim bildirgesi ile kişilerin hizmetlerini en geç takip eden ayın 23'üne kadar görebiliyoruz. İşe giriş bildirgesini de anında görebiliyoruz. İşe giriş bildirgesinin verilme süresi bir aydı. İşe başladığın bazı işyerlerinde işe girmeden bir gün önceden bildiriyorlar. Alo 170 ihbar hattını işe girdikten sonra kişi aradığı an, ben şu işyerinde çalışmaya başladım benim işe giriş bildirgem verilmiş mi dediği an orada gözüküyor. İşe giriş bildirgesi verilmiş mi, verilmemiş mi orada gözüküyor. Hizmetleri ise en geç takip eden ayın 23'ünde gözüküyor. Eskiden bu nasıldı, eskiden işe giriş bildirgesi veriliyordu 1981 yılına kadar 3 aylık dönemlerde bunlar bize bildiriliyordu. Sonrasında ise 4 aylık dönem bordroları ile bize bildirilmeye başlanıldı. Bir kişi 4 ay çalışıyor. 4 ay sonra 5. ay bu 4 aylık dönem bordroları kuruma geliyor, bunları sisteme işlemek 3 ay sürüyor, kişi işe girdiğini 7 ay sonra görüyor. Tabi ya da girmediğini 7 ay sonra görüyor. O tarihte mesela kağıt alıp hastaneye gidiyorlardı. O kağıt sistemde gözükmüyordu. Mayıs ayı, Eylül ayı ve Ocak ayının son günlerine kadar bize bildirme hakları vardı. 4 aylık olarak bize 3 dönemde bildiriyorlardı. Orada kaç günleri varsa biz ancak o zaman görebiliyorduk.

"ŞİMDİ ARTIK TEKNOLOJİDEN KAÇINILMIYOR"

Sosyal güvenlik kurumu özellikle bilgisayar programcılığı konusun da çağ atladı. Şimdi arık teknolojiden kaçınılmıyor. Bazı denetimleri de teknolojiye dayalı olarak yapıyoruz. İlla gidip bir işyerinde sayım yaparak yapmıyoruz. Şuan da risk analizi denetimlerimiz var. Genel müdürlük bir iş yerinin risk analizini yapıyor, vergi dairesinde satışlarını görebiliyor. Diyor ki mesele, bir ayakkabı ustası günlük kaç ayakkabı üretir, 4 üretir. Kaç işçi çalışıyor, 10 işçi çalışıyor. Günlük 40 aylık 1200 yıllık 1440 ayakkabı üretir. Vergi dairesinden satışlarını istiyor. Bakıyor 25 bin ayakkabı satılmış. Bunu kim üretiyor diyoruz. Onun haricinde bir bakıyoruz hepsini asgari ücret ile bildirmiş. Bildirilen kişilere bakıyoruz oğlu, kızı, amcasının oğlu falan oluyor. Bu yüzden işyerlerini kontrol etmek gerekiyor. Sigortalının hakkı yenmiş oluyor. Kıdem tazminatı eksik olabiliyor. Bunu yapan firmalar kesinlikle kurumsallaşamıyorlar. Bu firmalar iş yaptıkları firmalar tarafından da denetleniyor. Denetim tek elden yürümüyor aslında, sosyal güvenlik mevzuatına uzak oldukları için bazı riskleri alıyorlar. Bu riskler aslında çok tehlikeli riskler.

"E-BİLDİRGE ŞİFRESİ VERİYORUZ"

İşverenimiz eğer sigortalı çalıştırmaya başlayacaksa önce bize iş yerini bildiriyor. Sistem üzerinden iş yeri bildirgesini gösteriyor. Ticaret odası üzerinden şirket olarak kayıt oldularsa o bize otomatikman gelir ama şahıssa gelmez kendi gelmelidir. Biz onlara kullanmaları için e-bildirge şifresi veriyoruz. İşveren bu şifresini diğer şifreler de olduğu gibi kimseye veremez. Burada yapılan işlemlerden sonuna kadar sorumludur. Sonra işe giriş bildirgelerini veriyorlar, çalıştırdığı işçilerin. Sonra bunların hizmetini bildiren ayrıl prim ve hizmet bildirgelerini veriyor. Eğer bu işçi işten ayrılmış ise oradan bildiriyor. Prim oranlarını oradan belirliyor. İş cezası ve meslek hastalıklarının bildirimlerini yapmak durumundalar. İstirahat alan çalışanların bildirimlerini oradan yapmak durumundalar. 5 kişiden fazla işçi çalıştırıyorsa ücretleri kesinlikle banka aracılığı ile yapmak durumundalar. Yabancı işçiler için çalışma izni almak durumundalar. Başlıca sorumlulukları bunlardır. Genelde işçi sabah işe gelip, ben rahatsızlandım ben hastaneye gideyim dediği zaman mecbur göndermek zorunda olduğu için gönderiyor. İşçi gittikten sonra istirahat alırsa bu zaten işverenin ekranına da düşüyor. Olur, da doktor çalışabilirsin deyip iş başı kağıdı verirse işçi o kağıt ile gelir çalışmaya başlar. Aynı işçi akşam rahatsızlık geçirip rapor alırsa bunu işveren göremeyebiliyor, bu yüzden sabah erkenden o ekran incelenmelidir.

Haber: Alihan Kürşat

Editör: Mahmut Beyaz