Yıllardır insanlara öğretilen doğrular vardır. Çocuklarınızı övün, ödül verin veya ‘ben dili’ kullanın gibi. Acaba gerçekten ödül ve övgü çocuklar üzerinde etkili mi? Bu şekilde mutlu ve başarılı çocuk yetiştirmek mümkün mü? Bilinenin aksine; övgü, ödül, rekabet ve ceza çocukları hem mutsuzluğa hem de başarısızlığa götürmektedir. Peki, bunlara rağmen ebeveynler neden bunları yapıyor? Acaba bu mekanizmalar sevginin olmadığı yerlerde mi ortaya çıkıyor? Yapay sevgi ürünleri mi? Her aile çocuğunu seviyorsa, o zaman neden yapay sevgi gösteriyor? Bunun altında yatan temel sebep ne? İşte bu noktada Kahramanmaraş’ta ebeveynleri geliştirmek amacıylaAnne Okulu’ açıldı. Anne Okulunun temel felsefesi ise ‘Koşulsuz ebeveynlik’ üzerine kuruldu. Anne Okulu’nda aslında çocuk yetiştirme değil, birey olmanın temel prensipleri anlatılıyor. Birey olmayan anne, birey yetiştiremez. Birey olamayan çocuk da mutlu ve anlamlı bir yaşam süremez. Bu eğitimde; aileler çocuk yetiştirme modellerini ve kendi ebeveynlik tarzları hakkında bilgiler öğreniyor. Kahramanmaraş Boğaziçi Anaokulu’nun rehberlik servisinin başlattığı ve Kahramanmaraş’ta bir ilk olan Anne Okulu’na ebeveynler büyük ilgi gösterdi. Anne Okulu’nda ebeveynlere, çocuk gelişiminde doğru bilinen yanlışlar, anne ve babanın çocuk gelişimindeki aktif rolü, kişilik gelişimi, 3-6 yaş arasındaki çocukların gelişim süreçleri ve dikkat edilmesi gereken kurallar hakkında yaşanmış olaylar örnek gösterilerek detaylı olarak yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimlerin her oturumunda 20 kişi uygulamalı eğitim alıyor. Annelerin, Anne Okulu’nun sonunda çocuklarına karşı bakış açılarının değişmesi, çocukların ailelerine karşı iletişiminin güçlenmesi hedefleniyor.

ANNE OKULU BİR İHTİYAÇTIR”

Konuşmalarına, Anne Okulu’nun gelişim sürecinden bahsederek başlayan Psikolog Danışman Ve Rehberlik Öğretmeni Şaban Konuş, her şeyin temelinde eğitimin ve öğretimin yattığına vurgu yaptı. Konuş, sözlerinin devamında, “Anne okulu, geçen yıl tohumunu ektiğimiz bu yıl ise meyvelerini vermeye başladığımız bir okuldur. Geçen sene çok güzel çalışmalar yapmıştık bu sene de bunun devamını getirmeyi istedik. Bunlar ile ilgili birçok çalışmaya başlamış bulunmaktayız. Modülümüz 6 haftadan oluşuyor. Her hafta 1 buçuk saat şeklinde çalışmalarımız olacak. Bizler Anne Okulu’na neden ihtiyaç duyduk, neden böyle bir çalışma yaptık? Şundan dolayı, bir çocuk bile okuma yazma öğrenirken 1’inci sınıfa gidiyor, bir insan araç kullanmak isterken ehliyet alması gerekiyor ve kursuna gidiyor ama çevremize baktığımız zaman özellikle anne ve babalarımızın, annelikle ve babalıkla ilgili bir eğitim almadığını görüyoruz. Bizler, Boğaziçi Anaokulu Rehberlik Servisi olarak bunun bir ihtiyaç olduğunu gördük ve Anne Okulumuzu başlatmış olduk. Annelerimiz bu 6 haftanın sonunda şu kazanımları elde etmiş olacaklar, öncelikle çocuklarına karşı bakış açıları değişecek sonrasında onları davranışları ve yaklaşımları daha farklı bir hale gelecek. Bizler burada, annelerin çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerektiğini bir zorluk olduğu zaman onlara karşı hangi etkinlikleri uyguladığında olumsuz davranışı olumlu hale getirebileceğini öğretmiş oluyoruz. Unutmayalım, bugün kolayı seçen yarın zorla uğraşır” dedi.

EĞİTİMLER SAYESİNDE ÇOCUKLARDAKİ DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİNİ OLUMLU BİR ŞEKİLDE DÜZELTEBİLİYORUZ”

Anne Okulunda eğitim gören velilerden Büşra Erantepli, Anne Okulunda öğrendiği değerli nilgileri çevresinde bulunan insanlarla paylaştığını söyledi. Erantepli konuşmalarının devamında, “Geleceğimiz açısından yeni nesil olan evlatlarımız bizim için çok önemli. Onları iyi birer birey, vatanına milletine hayırlı bir insan olarak yetiştirmek adına Şaban hocamın yaptığı uygulamaları hayatımıza geçirmeye çalışıyoruz. Günlük yaşamda doğru olarak bildiğimiz her şeyi, gerçekten doğru mu diyerek yanlışıyla, artısıyla, eksisiyle değiştirerek ve yenileyerek hayatımızda uyguluyoruz. Burada öğrendiğimiz şeyleri etrafımdaki insanlarla paylaşıyorum. Benim çocuğumla aynı yaşta olan birçok insan var çevremde. Arkadaşlarımla, akrabalarımla, eşimle ve birçok insanla paylaşıyorum. Görmüş olduğumuz eğitimler sonunda gördüm ki insan kendi özeleştirisini yapabiliyor. Çocuk demek aslında laboratuvar ortamında girdisi ve çıktısı olan bir unsur demek gibi değil. Biz böyle düşünüyoruz. Yani şunu yaparsam böyle bir karşıt alacağım gibisinden düşünüyoruz. Maalesef ki günlük yaşamda bu böyle olmuyor. Bundan dolayı buraya katıldığımızda yaptığımız ve gördüğümüz eğitimler sayesinde çocuklar üzerindeki davranış değişikliklerini olumlu yönde değiştirebiliyoruz. İnsanların buradaki eğitimlerden kesinlikle yararlanması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

HABER: TUĞÇE KAYAR

Editör: Mahmut Beyaz