Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın tarihini, kültürünü, değerlerini, insanlarını ve bugüne kadar gelmiş geçmiş sanatçılarını anlatan arşivini sadece Manşet Gazetesi ile paylaştı.
Bağlar, 7’den 70’e Maraş ile ilgili bilgiler olan bu özel arşivini gazetemiz okuyucuları ile buluşturarak, kültür ve sanat anlamında vatandaşların gönül dünyalarını aydınlatıyor. Kahramanmaraş’ın tarihi dokusunu ve kültürünü ele aldığımız bu özel arşivde, şehrin geçmişten bu güne gelen ozanlarını, bestekârlarını ve sanatçılarını ele alıp bu özel kişilikleri tek tek sayfa sütunlarımıza taşımaya devam ediyoruz. Her hafta Pazartesi günü gazetemizde siz değerli okuyucularımız için yazılar yazan ve arşivinde ki tarih kokan notları bizimle paylaşan Bağlar, bu hafta her yönüyle tarih kokan, içinden ırmak ırmak kültür akan Kahramanmaraş’ın manileri, ninnileri, milli oyunları ve ağıtlarını kaleme aldı.
Volkan Müzik Galerisi Yöneticisi, araştırmacı ve bağlama üstadı Mehmet Bağlar’ın kaleminden Kahramanmaraş’ın manileri, ninnileri, milli oyunları ve ağıtları;
NİNNİLER
Kahramanmaraş ili, anaların çocuklarını en içten duygularla söyledikleri ninniler yönünden de bir zenginlik göstermektedir. Bunlardan bir kaçını örnek verelim;
Tahta kurdum ekmek açtım
çocuk uyanınca şaştım
yanan odundan vazgeçtim
nenni oğlum nenni nenni
Oklağam ekmek dolalı
yumak yumağa olalı
beyaz döşlüğü yamalı
nenni oğlum nenni nenni
Unu elekte eledim
ben haktan dilek diledim
tahta beşiğe beledim
nenni oğlum nenni nenni
Nen çalarsam uyur mu ola
gölgelerde büyürmola
eller bana gülermola
nenni oğlum nenni nenni
Akşam olur tavuk düner
komşu duyar bizi kınar
sacın altı boşa yanar
nenni oğlum nenni nenni
Nenni oğlum uyu diye
seni veremem kediye
odun çıktı on yediye
nenni oğlum nenni nenni
Geçer böyle bizim haller
anası beşiği sallar
akşamdan dikilir nallar
nenni oğlum nenni nenni
Gelir yanıma oturur
bizim işi kim bitirir
babası şeker getirir
nenni oğlum nenni nenni
Nenni bebeğim nenni
nen dedikçe nenin gelsin,
hu dedikçe uykun gelsin
nen demeye yürek gerek
sallamaya bilek gerek
hu hu hu sana
altın tastan su sana
Uyumazsan tu sana
nen nen nen nennisi var
bu bebeğin uykusu var
nen çalarsam uyurmola
gölgelerde büyürmola
neeen neeen neeen neeen.
AĞITLAR
Kahramanmaraş’ın Göksun, Elbistan, Afşin ilçelerinde öteden beri birçok ağıtlar söylenmektedir. Çok eskiden Elbistan yöresinde eşkıya olarak gezen genç yaşta jandarmalar tarafından vurulan Ömer’in Döndü, Eşe, Ümmüs adlı bacıları tarafından söylenen bir ağıt;
OMAR’İN AĞIDI
Yüce dağlar gıcısıyım
Mor koyunun sucusuyum
nasıl kara bağlamayım ben Ömer’in bacısıyım.
Nolaydı nolaydı
N’ola bacın öleydi
Bacıyın körpe kuzusu
oda yetim kalaydı.
Kamyon gelir harlayarak
aletrik parlayarak
Omar gardaş can veriyor
gara kekil terliyerek
Nolaydı nolaydı
Nolaydı bacın öleydi
bacıyın körpe kuzusu
oda yetim kalaydı
Evlerinin önü bahçe
Dalına gonuyor sakça
olmaz olsun böyle bacı
her gün geçer kanlı bohça
Nolaydı nolaydı nolaydı
nolaydı bacın öleydi
bacıyın körpe kuzusu
oda yetim kalaydı
yol üstüne bahçe dikmiş
gelen geçen yesin deyi
biz gardaşa düğün kurduk
atlı yayan insin deyi
uy uy uy uy bacın öle
gardaş gadan bana gala
bacısının adı döndü
bunu duyan eller yandı
biz gardaşa öldü derdik
yozunan antebe indi
uy uy uy bacın öle
gardaş gadan bana gala
bacısının adı eşe
benleri var köşe köşe
kör olaydı o düşmanlar
nişan almış altın dişe
uy uy uy uy bacın öle
gardaş gadan bana gala
yoncalının boz dumanı
hökümet bilmez amanı
ben Omar’a düğün gurdum
ot biçim orak zamanı
nolaydı nolaydı nola bacın öleydi
bacıyın körpe kuzusu
oda yetim kalaydı
Yoncalı’nın ince yolu
gide gide kavuşuyor
seni vuran cendermeler
ilvanınan savaşıyor
Nolaydı nolaydı
nola bacın öleydi
bacın körpe kuzusu
oda yetim kalaydı
MİLLİ OYUNLAR
Kahramanmaraş, milli oyunlar bakımından da zengin olan bir ilimizdir. Yüzey şekiller ve iklim yönlerinden değişik olan Kahramanmaraş topraklarında folklör türleri derece derece farklılaşmalar gösterir. Bu husus halk oyunlarında daha açık olarak görülür. Çukurova’nın tabii bir devamı olan Andırın milli oyunları ile Çukurova motif ve figürleri, Kahramanmaraş ile Gaziantep arasında bulunan zaman zaman bu illerden birine bağlanmış olan Pazarcık İlçesi’nin halk oyunları ile Araban bölgesi figür, motif ve melodileri arasında benzerlikler vardır. Kahramanmaraş merkez, ilçe, Afşin ve Göksun İlçelerinde ise, çevreden çok kesin olarak ayrılan özellikler bulunur. Halk oyunlarındaki bu 3 ilçede görülen özellikler o kadar mahallidir ki, köylerin bile hemen hemen kendilerine has oyunları bulunur. Elbistan milli oyunlarının ise Malatya ve Elazığ illerinin milli oyunlarıyla ortak yanı vardır.
HALK OYUNLARINDA KIYAFET
İlimizin sanat tarihini üzerinde taşıyan milli oyun kıyafetinde, Hitit, Asur, Geldani,r Türkmen ve Osmanlı etkileri toplanmıştır. Milli oyun kıyafeti bu etkilerin birbirlerine uyarak kaynaştığı bir tablo manzarası gösterir. İlin her yerinde şalvar, yakasız tek düğmeli beyaz gömlek, bel kısmına bağlanan poşu nu kıyafetin ortak yanıdır. Kahramanmaraş merkez ilçede milli kıyafeti şöyledir; Başta, üzerinde kırmızı poşü sarılmış keçe külah
Sırtta, sırma veya simli aba, sim ve sırmayla işlenmiş ipek kadife döşlük, gümüş köstek, döşlüğün altında mavrumdan yapılmış, yakasız, tek düğmeli uzun kollu gömlek
altta sağ ve sol tarafları sim veya sırma işlemeli açık gök rengi şalvar, şalvarın üzerinde bel kısmında ipekli saçaklı beyaz kefiye, kefiye üzerinde sırmalı keme, (palaska) Kahramanmaraş işi gök rengi çorap ve tamamen Kahramanmaraş’a has gül şefteli (şeftali yemeni) diğer ilçelerde yukarı belirttiğimiz ortak yön korunmuş, kıyafetin bazı taraflarında mahalli değişiklikler hâkim olmuştur. Mesela Göksun’da keçe külah üzerindeki kırmızı poşünün saçakları sağa sarkar, simli ve sırmalı aba yerine önünde sağlı sollu yukarıdan aşağıya paralel beşer milimetre kalınlığında üçer simden işlenmiş su taşıyan bozaba giyilir. Şalvar, parlak siyah renkli kumaştan yapılmıştır. Ayakta diz altına kadar uzanan, ikişer püsküllü el örmesi yün çorap ve koyu vişne rengi bağları kendinden, ayak bileğinden bağlanan ham gönden yapılmış çarık vardır. Afşin, Andırın, Elbistan, Pazarcık ve Türkoğlu İlçeleri mili oyun kıyafetinde abanın yerini cepken almıştır. Elbistan ilçesinde ayağa patlıcan rengi yemeni, diğer ilçelerde kundura giyilmektedir. Kahramanmaraş halk oyunlarında figür, melodi ilimizin milli oyunlarında ilk göze çarpan husus figür ve melodi zenginliği ile bunların yer yer mahalli özellikler taşımasıdır. Oyunlarda tam bir ritim beraberliği(armoni, hareket canlılığı ve figürlerin gayet uygun bir şekilde kompoze edilmiş olduğu ilk bakışta göze çarpar.) Enstrüman olarak davul ve zurna ilin her tarafında ortaktır. Oyunlarda tempoları tayin eden davulla, ritim nüanslarını belirten zurna arasında aynı ahenk görülür. Bil hassa davulcunun melodiye uygun jestleri halk oyunumuzun dikkati çeken özelliklerinden biridir. Kahramanmaraş’ta oynanan başlıca halk oyunları; ilimizin halk oyunları sayılamayacak kadar çoktur. Burada sadece her ilçede en çok oynanan oyunları saymakla yetiniyoruz.
MERKEZ İLÇE OYUNLARI
Çoban
Sado
Bertiz
Maraş halayı
koçeri
bağdalı
maraş üç ayağı
AFŞİN İLÇESİ OYUNLARI
Öteyüz 3 ayağı
koysarı
demirci
şirvani
ANDIRIN İLÇESİ OYUNLARI
Doluzlu
üç ayak
konser
ceren
pekmez
ELBİSTAN İLÇESİ OYUNLARI
Kurt oyunu
raksabüke
üçürdüm
telefon
keçibey
GÖKSUN İLÇESİ OYUNLARI
Kına
dizkırma
cenderme
Göksun ilerlemesi
lor paşa
horzeli
yiğitleme
PAZARCIK İLÇESİ OYUNLARI
Dokuzlu
Fatmalı
Mendil oyunu
konser
solak
TÜRKOĞLU İLÇESİ OYUNLARI
Velet
kelek
nalçaparlatan
telefon
bessoy
MANİLER
Maniler yurdumuzda oldukça yaygındır. Hepsi de anonimdir, yazarları belli değildir. Kahramanmaraş’ın il merkezi, ilçe ve köylerinde söylenen çok sayıda maniler vardır. Bu maniler, KAHRAMANMARAŞ’IN Süleymanlı bucağında Rumeli’den gelen göçmenler arasında 6 Mayıs Hıdırellez günü kadınlar tarafından yapılan eğlencelerde de söylenir. Diğer yerlerde Hıdırellez günün dışında bahar mevsiminde söylenmektedir. Manilerin söylenmesine başlanmadan önce ortaya bir tas su konur. Tasın içine kadın ve kızlar, yüzük, toka gibi şeyler atarlar. Tasın üstüne bir örtü konur. Mani söyleyen kadın, söylemeye başlayınca, atılan eşyalar bir çocuk tarafından teker teker çekilir. Böylece çıkan eşya kime aitse, söylenen mani o kişinin tahilidir. (Bu yapılan işleme mentuvar) Maraş’tan söylenen bazı manilere bir örnek verelim;
Ah mentuvar mentuvar
Mentuvarın vakti var,
mentuvara gelenin cennete bir tahtı var.
Denizin dalgası var
içinin halkası var
çok evlenen döyüssun, (Deyusun)
günde bir kavgası var.
İncecik iğne misin?
Gözlerde sürmemişin
her soran seni sorar
bağdat’ta hurma mısın?
Raflardaki siniler
ellemeden çiniler,
yar kapıya gelince
sağ kulağım çiniler
Köprünün altı çiçek,
çiçekler biçilecek
ben yârimi bilirim
orta boylu mor çiçek.
Maydonuzu biçerim
yolak bulur geçerim
ya kız seni alırım
ya bu candan geçerim.
Yüzüğüm mühür benim
çektiğim kahır benim,
el oğlunun yüzünden
yediğim zehir benim.
Yağmur yağar yaşa neyler
kalem oynar kaşa neyler,
iki gönül bir olursa
beyler neyler paşa neyler.
Besleme ile çıktım yola
selam verdim sağa sola
A benim devletli beyim
vakti şerif hayrola.
Bize geldik size geldik
inci mercan dize geldik
başlar tacı iki gözüm
arz eyledik size geldik.
Duvardan kedi atladı
bekçinin ödü patladı
Merak etme bekçi baba
beyler kesesin yolladı.
Merdivenim 40 ayak
kırığına bastım dayak
yârim gelecek diye
koşarım yalın ayak.
Manici başı mısın?
Cevahir taşı mısın?
Sana bir mani yazsam
Cebinde taşır mısın?
Haber: Emre Akkış