Dünyada her yıl iş kazalarında 2,3 milyon kişi can veriyor ve yılda 300 milyondan fazla iş kazasının meydana geldiği tahmin ediliyor. Türkiye'deki iş kazaları ve işçi ölümleri istatistiklerini incelediğinde ise 2017 yılında en az bin 900 işçinin hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor. Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında iş kazaları ve işçi ölümleri gelirken, özellikle son günlerde Kahramanmaraş’ta meydana gelen ölümlü iş kazaları akıllara yeterli önlemlerin alınmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Geçtiğimiz günlerde ise inşaata harç döken beton mikserinin pompasındaki demir borunun kırılarak işçilerin üzerine düşmesi sonucu bir kişi yaşamını yitirirken bir kişi de ağır bir şekilde yaralanmıştı. Yaşanan bu acı olaylar sonrası Manşet Gazetesi olarak iş kazalarının nasıl en aza indirilebileceğini İş Güvenliği Uzmanı Buğra Müftüoğlu’na sorduk. Müftüoğlu, inşaatların sürekli olarak kontrol altında tutulduğunu fakat daha çok çalışanlar ve iş verenlerin bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

İŞ GÜVELİĞİ 3 SINIFA AYRILDI”

İş güvenliğinin Türkiye’de az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sektörler olarak 3 sınıfa ayrıldığını belirten Müftüoğlu, “İş Güvenliği ülkemizde az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sektörler olarak 3 sınıfa ayrıldı. Bu sektörlerde iş yeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları çalışan sayılarına göre de diğer sağlık personelleri görevlendirilmekte. Tehlike sınıflarına göre uzmanlar a, b ve c sınıfı olarak uzmanlıklarına göre ayrılmakta. Bunlarda örneğin, ben b sınıfı iş güvenliği uzmanıyım. Baktığım sektörler a ve b sınıfıyla aynı yani genel itibariyle benim üzerimdeki siciller çok tehlikeli olan inşaatları oluşturuyor. Bunun yanında bir petrol istasyonları yada dolum istasyonları da çok tehlikeli olan yerler” dedi.

DAHA ÇOK İNŞAAT KAZALARI ÖLÜMLE SONUÇLANIYOR”

Kahramanmaraş’ta özellikle tekstil ve metal sektörünün yüzde 80 yada 90’lık kısmının tehlikeli sınıfı oluşturduğunu dile getiren Müftüoğlu, Türkiye’de en fazla inşaat kazalarının ölümle sonuçlandığını söyledi. MÜftüfoğlu, “Kahramanmaraş’ta tekstil ve metal sektörünün yüzde 80 yada 90’lık kısmı tehlikeli sınıfı oluşturmakta ve diğer uzman arkadaşlarımız c ve b sınıfı uzmanı arkadaşlarımız buralarda uzman hekimlerle birlikte hizmet vermekte. İnşaattaki tehlikeler ve risklere göre genel olarak bakılıyor, evraksal olarak yapılan şeylerin yanı sıra tehlikeler nedir, riskler nedir bunlar belirleniyor. İnşaat olarak Türkiye’de inşaat sektörü ölümlü iş kazalarının yaşandığı birinci sırada gelen bir sektör. Burada oluşan kazaların büyük bir bölümü ölümle sonuçlandığı için oradaki tehlikelere büyük bir ehemmiyet vermek gerekiyor. İnşaattaki örneğin bir asansör boşluğu veya bir merdiven korkuluğunun olmayışı, tabla kenarlarındaki filelerin bulunmayışı gibi tehlikeler iş kazalarının yaşanmasına davetiye çıkartıyor. Bunlar için de risk değerlendirme, acil durum planı, çalışanlara verilen yıllık eğitimler, ağır ve tehlikeli işte çalışabilir raporlarının aldırılması gibi yapılması gereken evraklar var. Bunlar tamamlanıyor” şeklinde konuştu.

İŞ KAZALARININ YÜZDE 88’İ ÇALIŞANLARDAN KAYNAKLI”

İş güvenliği noktasında çalışanlar ve iş verenlerin eğitimine önem verilmesi gerektiğini belirten Müftüoğlu, iş kazalarının yüzde 88’inin çalışanlardan kaynaklı olduğunu söyledi. Müftüoğlu, “Sürekli olarak inşaatlar kontrol altına tutuluyor, ama burada sadece iş güvenliği uzmanının veya iş yeri hekiminin kontrolü her zaman çözüm getirmiyor. Daha çok çalışanların ve iş verenlerin bu bilince kavuşması lazım. Çalışanlarımız eğer yapması gerekenleri, üzerine giymesi gereken bir koruyucu donanımı varsa ve bunu kullanmıyorsa veya aldığı eğitimde nelerin yanlış olduğu, nelerin doğru olduğu anlatıldığı halde bunun tam tersini uyguluyorsa iş kazalarına davetiye çıkarmış oluyor. Zaten iş kazalarının yüzde 88’i tehlikeli hareketten yani çalışanlardan kaynaklı meydana gelmekte. Ortamda ki oluşan tehlikelerin yüzde 10’unun yüzde 2’si de kaçılamazdır. Bizler dikkat edersek iş kazalarının yüzde 98’ini önleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

ÖNEMLİ MESAFELER KAT EDİLDİ”

Türkiye’de iş güvenliği noktasında önemli mesafeler kat edildiğinin altını çizen Müftüoğlu, “Kat edilen bir mesafe var ama yeterli olduğunu görmek zor. İnsanımızın bilinçlenmesi gerekiyor, en önemlisi bu. Sürekli bir çalışanın veya iş verenin yanında bulunamıyorsunuz. Yapması veya yapmaması gerekenleri en iyi şekilde kendisine anlatabiliyorsunuz ve diğer bir başka firmaya geçiyorsunuz. Eğitim veya şantiye kontrolüne gidiyorsunuz, eğer sizin bahsettiğiniz yapılması ve yapılmaması gereken doğru kurallara uyulmadığında özellikle inşaat sektörü için kazalar ölümle sonuçlanabiliyor. Bu da pek çok insanın destekten yoksul kalması gibi ailelerin mağdur olması gibi sonuçlar doğuruyor” dedi.

DÜNYA’DA ÜÇÜNCÜ, AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ”

İş kazaları noktasında Türkiye’nin dünyada üçüncü, Avrupa’da da birinci olduğunu dile getiren Müftüoğlu, “Türkiye Avrupa ülkelerine göre yönetmelik ve kanun olarak dönüştürülerek tabi ki yönetmelikler ve kanunlar bazında yaklaşıyor ama Türkiye şuanda iş kazalarında dünyada üçüncü Avrupa ülkeleri arasında da birinci sırada. Demek ki bu yetersiz olduğumuzu gösteriyor” açıklamalarında bulundu.

MALİYETTEN KAÇMAK ADINA YAPIYORLAR”

İnşaatlarda tabla üzerinde çalışılırken tablanın altına file takılması gerektiğini de belirten Buğra Müftüoğlu, “Tabla üzerinde çalışma yapıldığında, eğer takılabiliyorsa tabla üzerine veya takılamıyorsa bir alt tablaya file takılması lazım. Bu koruyucu file olarak geçer, yapıların dışında görüyorsunuzdur eğer bir çalışan düştüğünde bu fileye takılır ve daha aşağı bir zemine düşmesini engeller. Bunun da yanında sadece buna güvenilmez, yaşam halatı çekilir o tablanın dört bir tarafına ve çalışan eğer kenarda çalışacaksa bu halata paraşüt tipi emniyet kemeri denilen kemerler vardır ona kendisini bağlar ve kenarda o şekilde çalışma yapar. Yani burada asıl çalışan paraşüt tipi emniyet kemerine bağlıdır. Eğer paraşüt tipi emniyet kemeri çok düşük bir ihtimal ama çalışanı tutamazsa aşağıdaki filenin tutması amaçlanır. Tabi ki bu şekilde yapılmayan da var maliyetten kaçmak adına örgülerle doğru olmayan yapılar oluşturuluyor. Bu tablaya takılan kolların kaç tane bağlantıyla yapıldığı gibi pek çok etmen var. Bu noter huzurunda yapılan bir ölçüm. Normalde insan ağırlığını taşıyabilecek bir durumda zaten bu fileler” şeklinde konuştu.

ZORUNLU OLDUĞU İÇİN ALIYORLAR”

İşverenlerin iş güvenliği hizmetini daha çok zorunlu olduğu için aldıklarına vurgu yapan Müftüoğlu, “Daha çok işverenlerimiz iş güvenliği hizmetini zorunlu olduğu için alıyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bunu zorunlu tutuyor. Bunun bir cezai durumu olduğu için pek çok işveren bu hizmeti alıyor. Almasına rağmen bazı önlemler düşük miktarlarda da olsa bir maliyet oluşturduğu için bunları uygulamak istemiyor. Bunların oluşturduğu maliyet daha sonra oluşan bir kazası sonrası çıkan maliyetten çok daha düşüktür. İlk önce önlemlerimizi almak düşük bir maliyettir sonrasında oluşacak iş kazalarına göre” ifadelerini kullandı.

Haber: Mustafa KILINÇ

Editör: Mahmut Beyaz