Sevgili okurlarım yarın “Dünya Gıda Günü”. Hiç düşündünüz mü yaşadığımız dünyada kaç milyon insan açlık sorunu ile karşı karşıya.

Dünya Gıda Günü vesilesi ile son verilere bakmak içinBirleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO)  sitesini ziyaret ettim. FAO 16 Ekim’i Dünya Gıda Günü olarak kabul etmiştir. Böylece Dünyada beslenme sorununa dikkat çekilmek istenilmek; bir hafta süresince gıda üretimi ve tüketimi, açlık vb. konularda farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır…

Derslerde öğrencilere Sebzecilik kitabımın önsözünde de yazdığım “Gıda Güvencesi Ulusal Güvenliktir!” cümlesini çok sık tekrarlarım… Beslenmenin önemini öğrencilere anlatırken bir “kısır döngüden” bahsederim. Bu döngü yeterli gıda bulunmaması, çalışma kapasitesinin azalması ve takip eden gelir düşüklüğü; gelir azlığı sonucu gıdaya erişememe (yoksunluk)gibi aşamaları olan bir süreç. Bu fasit daire süreci destekleyen olumsuz çevre şartları ve yanlış politikalar ile dönüp durmakta…

Şimdi bu yüzyılda bu sorun var mı diyenler olabilir. Bir yıl sonra bu konu hakkında baktığım FAO verilerinde çok fazla bir değişiklik olmamış.

Gerçekler…

Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre Dünyada aç insan sayısı 821 milyon kadar. Yani 8 milyarlık dünyanın % 10,9’u açlık sorunu ile karşı karşıyadır. Ama bu gerçeğin sadece bir yüzüdür. Diğer yandan, Dünyada2.5 milyar insan ise aşırı beslenme sorunu yaşamaktadır:

- Dünyada aşırı kilolu insanayısı 1.66 milyardır.

-Dünyadaki obez insansayısı 715 milyondur.

Bu veriler“gıda güvensizliği” sorununun ne kadar büyük olduğunu göstermektedir…

Bu verilere göre yanlış giden bir şey yok mudur?

Elbette vardır. Ancak burada kısaca gıda güven(siz)liğinden söz etmek istiyorum…

Gıda güven(siz)liği

İnsanların ihtiyaç duyduğu gıdalaramiktar, kalite ve sürekli olarak erişebilmesinegıda güvencesi denilmektedir. Dünyada tüm insanlara bu erişimin sürekli olması temin edilememektedir. Yaşadığımız dünyada gıda güvensizliğinde iki yol vardır:

-Yetersiz beslenme (Undernutrition)

-Obezite (obesogenic)…

Yetersiz beslenmede başta bebekler ve çocuklar olmak üzere bireyler yeterli gıda bulamamaktadır. Yeterli enerji, vitamin, protein, mineral alamamaktadır. Bu tip çocuklar yeterince gelişememekte ve tükenmişlik yaşamaktadır…

Obezite yolunda ise kaygı, stres ve depresyon sıkça karşılaşılan sorunlar arasındadır… İyi olmayan ruh hali ile pahalı olmayan, yüksek kalorili,  düşük besleyici değeri olan bir beslenme alışkanlığı vardır. Sonuçta insan metabolizmasının adaptasyonu, aşırı kilo ve obezite sorunu ortaya çıkmaktadır.

Dünyada gıda güvenliği olmadan beslenen insan sayısı 4 milyara yakındır. Yani Dünya nüfusunun yarısı açlık veya kilo sorunu ile karşı karşıyadır…

Bu resim insanlığın önünde durmaktadır. Resme bakarak çözüm aramalı; farkındalığı artırılmalıdır…

Beslenme için öneri…

“Başarının Anahtarları” kitabımda da “Spor ve Beslenme” başlığı altında sağlıklı beslenmeye dikkat çekmiştim. Şu hususları önermekteyim:

-Günlük enerji ihtiyacının miktarını“Ne yapacağım?”sorusunun cevabı belirlemelidir. Yani miktarı çalışma temponuza göre belirlenmelisiniz…

-Mevsiminde doğal ürünler ile beslenme tercih edilmelidir.

-Tahıl (ekmek, unlu mamüller), meyve, şeker gibi karbonhidratlar fazla tüketilmemelidir.

-Protein ihtiyacı fasulye, bezelye, nohut ve mercimek ile karşılanmalıdır. Bu ürünler et ile birleştirilerek tüketilmelidir…

-Vitamin ve mineral kaynağı olarak sebze ve meyveler tercih edilmelidir

-Yemeklerde sebze ile etin birleştirildiği tencerede pişirilmiş olanlar ve tercih edilmelidir.

-İsrafyapılmamalıdır.

Son söz: Bir grup insan aç iken diğer bir kısmı obez olan dünya adil değildir.