TİM tarafından, bu yılın ocak ayına ilişkin ihracat verileri açıklandı. İhracat, ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,3 artarak 12 milyar 198 milyon dolar olurken, tarihin en yüksek üçüncü ocak ayı rakamına ulaşıldı - Son 12 aylık dönemde ise ihracat yüzde 10,1 yükselerek 158 milyar 4 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ocakta ihracat geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 16,3 artarak 12 milyar 198 milyon dolar oldu. Buna göre, ocakta ihracat geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 16,3 artarak 12 milyar 198 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece ihracat tarihindeki en iyi 3. Ocak ayı rakamı elde edildi. Son 12 aylık dönemde, yüzde 10,1'lik artışla 158 milyar 4 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı. Miktar bazında ihracat da ocakta yüzde 9,8 yükselişle 9,7 milyon tona çıktı.

KAHRAMANMARAŞ ÜRETİYOR

36 yılda milyarca dolarlık üretim yaparak Türkiye’nin üretim gözbebeği olan Kahramanmaraş, yine ihracat rekoru kırdı. Geçen yıl ocak ayında 80 milyon 903 bir 42 dolarlık ihracat yapan kent 2018 yılı Ocak ayında yüzde 10’luk artış ile 88 milyon 985 bin 59 dolar oldu.

TEKSTİL ATILIM HAMLESİ YAPTI

88 milyon dolarlık ihracatın 55 milyon dolarını tekstil oluştururken, 2 milyon dolarını

Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri, 7 milyon dolarını Hazırgiyim ve Konfeksiyon, 11 milyon dolarını ise Demir ve Demir Dışı Metaller oluşturdu.

YÜZDELER NASIL YANSIDI

Tekstil ve Hammaddeleri 49 milyon 027 bin 88 dolar-- 55 milyon 863 bin 61 Dolar, artış: yüzde 13,94

Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri 1 milyon 922 bin 93 Dolar--- 2 milyon 128 bin 92 dolar, artış: yüzde: 10,71

Hazırgiyim ve Konfeksiyon 6 milyon 172 bin 51 dolar--- 7 milyon 250 bin 39 Dolar, artış yüzde: 17,46

Demir ve Demir Dışı Metaller 11 milyon 775 bin 07 Dolar--- 11 milyon 921 bin 39 Dolar, artış yüzde: 1,24

1955-1983-1985-2004-2007-2011-213-2016-2017 DEĞİŞİM YILLARI OLDU

Ekonomik manada güçlü bir yapıya kavuşan Kahramanmaraş, ilk sıçrama hamlesini Adnan Menderes ile yaptı. Tarım ile tanışa kent modern çırçır fabrikalarına da o dönemde kurdu. Daha sonra ekonomik sıçramasını tamamlayan kent Turgut Özal’ın kalkınmada öncelikli sayılan 28 il arasına Kahramanmaraş’ı alması kentin zincirlerini kırmasını ve ekonomik sıçrama yapmasını sağladı.

İLK FABRİKA KURULUMU

1955 senesinde 4 milyon TL sermaye ile Kahramanmaraş Pamuklu Dokuma Sanayi tesisi ihaleye çıkıldıktan ancak 10 yıl sonra işletmeye açıldı. 1968 yılına kadar Sümerbank Müessesesi adı altında müstakil bir müessese olarak faaliyet gösterecekti. Demokrat Parti'nin ülkeyi kalkındırmak için başlattığı hamlenin hız kazandığı dönemde bir sorun daha yaşandı.

1983 YILI DEĞİŞİM YILI OLDU

Türkiye'de yepyeni bir ekonomik dönüşümün başlangıcındaki ilk adım 1983 senesinde yapılan seçimler oldu. Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi tarafından Kahramanmaraş'ın da içinde bulunduğu 28 il yüzde 60'lara varan yatırım indirimi teşvikler gelirken, servet beyanı zorunluluğu da kaldırıldı.

1985 YILI KALKINMADA ÖNCELİKLİ SAYILAN 28 İL

1985 yılına kadar kalkınmada öncelikli sayılan 28 il arasında en yüksek yatırım oranı yüzde 220 ile Kahramanmaraş'ta elde edildi. Kahraman verdiği mücadele ile memleketin ekonomik Kurtuluş Savaşı'nda vatanına örnek olmuştu. Onun yıllar boyu bastırılmış olan bu kara sevda artık önüne set çekilemez coşkun bir dalgaya dönüşmüştü. İşte bu teşvikler girişimcinin heyecanını teşvik etmiş, daha önce yatırım yapacak alanı bulunmayan Kahramanmaraş'ta yastık altındaki paraları katma değere dönüştürmeye başlamıştı. Şehirde birbiri ardına iplik fabrikaları kurulmaya başlamıştı. Diğer yandan 1973 senesinde ilk kısmı ihale edilen, Küçük Sanayi Sitesinin 478 işyeri, tamamlanmış, 21 adet Sosyal Tesis barındıran ikinci kısım ihalesi 1984 yılında yapılmıştı. 1989 yılına gelindiğinde Türkiye ihracatını 5 kat arttırmış, Kahramanmaraş ise tam anlamıyla bir sanayi kentine dönüşmüştü.

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE 'ÖZALLI YILLAR

Türk siyasi hayatının en renkli isimlerinden olan 8. Cumhurbaşkanı Özal, Türkiye ekonomisi için kalıcı birçok projeye imza attı.

Türk siyasi hayatının en renkli isimlerinden olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye ekonomisini liberalleştirmeyi hedefleyen ve "24 Ocak Kararları" olarak bilinen geniş çaplı programın hazırlanmasında önemli rol oynadı. Geniş olarak ele alındığında 1980-1990 yıllarında Türkiye ekonomisindeki gelişmeler "Özal Dönemi" olarak adlandırıldı. Turgut Özal'ın hem 1980 kararlarındaki rolü hem de 1983'te Başbakan olması, böyle bir değerlendirmeye kapı araladı. Özal döneminde uygulanan ekonomi politikalarının ana temasını, serbest piyasa ekonomisi, devletin ekonomideki payının azaltılması ve fiyat mekanizmasının klasik dengeleyici rolüne işlerlik kazandırılması oluşturdu. Türkiye ekonomisinde 1980 öncesi daha çok korumacılığa ve yerli üretimin ithal ürünlerin yerine ikamesinin sağlanması hedeflenirken, 1980 sonrasında liberal politikalarla rekabete açık bir ekonomik yapıyla etkinlik, verimlilik artışı ve teşviklerle dış ticaretin artırılması, kalkınmanın sağlanması hedeflendi. Turgut Özal hükümeti de özellikle ihracatın teşvik edilmesi konusunda yoğunlaşıp bu konuda başarılı sonuçlar alırken, başta denetim sistemindeki yetersizlikler olmak üzere çeşitli nedenlerle "hayali ihracat" gibi olumsuzlar da yaşandı.

20 OCAK KARARLARI

Özal'ın mimarı olduğu ve "24 Ocak Kararları" olarak nitelendirilen tedbirler, ekonomik politikanın yoğun hükümet düzenleme ve kontrolünden ziyade daha etkin piyasa güçlerine, dış rekabete ve dış yatırımlara ağırlık verecek şekilde yeniden düzenlenmesine dayanıyordu. Bunun için kendi kendine yeterlilik düzeyine erişmek için koruma duvarlarının arkasında yerel endüstrilerin hızla gelişmesini öngören geçmiş ekonomik politikalardan kesin bir dönüş yaşandı. Bu kararların öne çıkan başlıkları şunlardı:

- İç pazara dönük ithal ikamesi modeli yerine ihracata yönelik sanayileşme modelinin benimsenmesi,

- Aşırı değerlenmiş döviz kuru yerine gerçekçi kur politikasının benimsenmesi ve bunu sağlamak için radikal devalüasyonlardan kaçınılması,

- Faiz hadlerini devletin değil, piyasadaki fon arz ve talebinin belirlemesi,

- Yüksek faizin yanı sıra sınırlı para kredi politikasının da iç talebi, dolayısıyla enflasyonu denetleyici bir araç olarak kullanılması,

- Fiyat denetimlerinin mümkün mertebe kaldırılması ve fiyatların arz talebe göre piyasada belirlenmesinin sağlanması,

- Kamu kesimince üretilen temel mallarda sübvansiyonların kaldırılması ya da azaltılması, böylece bu mallarda hatırı sayılır zamların çekinmeden yapılması,

- KİT reformu yapılarak bu kuruluşların karsız istihdam depoları olmaktan kurtarılması,

- Bir yandan kamu harcamaları kısılırken, diğer yandan kapsamlı bir vergi reformuyla bütçe denkliğinin sağlanması,

- Yabancı sermayeyi özendirmek için yeni önlemler alınması, bu arada devlet tekelindeki kimi üretim alanlarının da yerli ve yabancı özel sermayeye açılması.

Özelleştirmeler, KDV, vergi iadesi, döviz-alım satımı...

Özal Hükümeti döneminde devletin küçülmesi, özel sektörün ağırlığını artırmak için KİT'lerin özelleştirilmesi ilk kez gündeme getirildi. 1985'ten itibaren 244 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 386 taşınmaz, 6 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 tesis, 6 liman, şans oyunları lisans hakkı ile araç muayene istasyonları özelleştirme kapsamına alındı. Ayrıca 1988'de uygulamaya konulan halka arz yöntemiyle özelleştirilen kuruluşlar arasında Kepez Elektrik, ERDEMİR, POAŞ, Çukurova Elektrik, PETKİM, THY, TÜPRAŞ gibi kuruluşlar yer aldı.

Özal döneminde vergi konusunda gelişmelerin başında 1985'te Katma Değer Vergisi'nin (KDV) kabulü geldi. KDV'nin uygulamaya geçirilmesinin ardından vatandaş, ödediği verginin bir kısmını geri alabilmek için vergi iadesi uygulamasıyla da tanıştı.

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz