Benler günümüzde insanların en büyük estetik sorunlarından biri. Estetik kaygının yanında benin kansere neden olması insanların bu durumu ciddiye almaları önem arz ederken, benlerle ilgili bilinmesi gerekenleri gazetemize açıklayan Dermatolog Prof. Dr. Perihan Öztürk, cilt kanserinin sadece yüzde 30’nun kötü huylu benler üzerinden, geri kalan yüzde 70’inin ise normal deri üzerinden geliştiğini söyledi. Halk arasında benlere bıçak değmez algısının yanlış olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Kötü huylu olan kanserler üzerinde işlem yapılması kanserin damar yoluyla yeğlimini kolaylaştıracağı için risklidir. Şüphe duyulan her benin alınması ya da müdahale edilmesi gerekir” diye konuştu.

“MUTLAKA KİŞİNİN BİR UZMANA GÖRÜNMESİ GEREKİYOR”

Öztürk, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Benlerin bir kısmı doğuştan, bir kısmı edinsel dediğimiz daha sonra ortaya çıkıyor. Doğuştan çıkan benler için özellikle 2 santimetrenin üzerinde olanlarda kansere dönüşüm riski bulunmakta. Sonradan ortaya çıkan benlerde bu risk her zaman mevcut değil. Ne zaman risk mevut? Kişiler benlerinde ABCD kuralı olarak tanımladığımız asimetri yani şekil bozukluğu, kenarlarda girinti çıkıntı, renklerinde değişiklik, aynı benin üzerinde birden fazla renk değişiklik varsa, çapı 06 santimetrenin üzerinde ise o zaman bu kişilerde benlerinin kötüye dönüşüm riski olduğunu düşünüp, bir dermatologa görülmeleri gerekiyor. 35 yaşından sonra ben çıkışı çok fazla beklemiyoruz, ben çıkışı hayat boyu devam eder ama 35’ten sonra özellikle kapalı olanlarda ortaya çıkan benlerde, avuç içi ayak tabanında çıkan benlerde mutlaka kişinin bir uzmana görünmesi gerekiyor.

“EN İYİ HEKİM KİŞİNİN KENDİSİDİR”

En iyi hekim kişinin kendisidir. Düzenli aralıklarla aynanın karşısında kişinin kendisini muayene etmesi, benlerinde ortaya çıkabilecek değişiklikleri gözlemleyebilmesi, herhangi bir risk gördüklerinde mutlaka bir uzmana başvurmaları  ilerleyen zamanda olası bir kanser dönüşüm riskini ortadan kaldıracaktır. Her ben kansere dönüşür mü? Tabii ki hayır. Bildiğimiz kötü huylu kanser olarak adlandırdığımız cilt kanserinin sadece yüzde 30’u benler üzerinden gelişiyor geri kalan yüzde 70’i normal deri üzerinden gelişiyor. Ama benlerin daha dikkatli muayenesi ya da atipik ben dediğimiz plastik nevüslerin sıkı takipleri bu yüzde 30’luk kısmı ortadan kaldıracağı için bizim için çok önemli.

“ÇOK FAZLA DOĞRU DEĞİL”

Halk arasında benlere bıçak değmez algısı esasında yanlış. Kötü huylu olan kanserler üzerinde işlem yapılması kanserin damar yoluyla yeğlimini kolaylaştıracağı için risklidir. Şüphe duyulan her benin alınması ya da müdahale edilmesi gerekir. Ama bende şüphe duyulduğunda mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi lazım. Benler sadece cerrahi olarak çıkartılmıyor;  yakma, dondurma, lazer gibi tedavi yöntemleri var ama her hastaya aynı yöntem uygulanması mümkün değil. Kişide şüphe duyulan bir ben varsa o zaman onun lazerle alınması çok fazla doğru değil mutlaka cerrahi olarak çıkartılıp mutlaka bir patoloji değirlendirilmesinin yapılması gerekir. Ama tamamen iyi huylu ben varsa o zaman tabii ki estetik kaygılar ön plandaysa ona yönelik iz bırakmayan tedavi yöntemleri denenebilir.

“HER GEÇEN GÜN DE CİLT KANSERİ ORANI ARTMAKTA”

Ünitemizde tüm vücut taraması yapan Dijital dermatoskop cihazı olarak bilinen ben takibi yapan cihazımız var. Bu bizim şehrimiz için inanılmaz bir avantaj. Çünkü hasta geliyor, takibe alınıyor ilk ben 3 ay sonra geldiğinde değişiklik olup olmadığıyla ilgili bunun kontrolünü sağlamamıza olanak veriyor. Vücudunda 30-35 taneden daha fazla beni bulunan kişilerin mutlaka Dijital Dermatoskop kontrolünü gidip, kayıtlarını yaptırmaları ve düzenli olarak kontrole gelmeleri gerekmektedir. Hiçbir ben basite alınmamalı sadece estetik kaygılar değil, bunun ucunda kanser de var. Yani ben üzerinden gelişen kanserler ciddi anlamda risk teşkil etmekte ve her geçen gün de cilt kanseri (menonom) oranı artmakta.

“HASTALARA GÜNEŞLENME VE DENİZE GİRMEYİ UYGUN GÖRMÜYORUZ”

Güneşe çıkma kanseri tetikleyebilir. Sadece menonom açısından değil, diğer güneşin tetiklediği kanserler de bunların arasındadır. O yüzden kanser riski uzun süreli, yoğun, aralıklı olarak güneş ışığına maruz kalanlarda kanser daha fazla görülür. Yaz geldi artık güneşe çıkarken mutlaka güneş koruyucular kullanmak gerekmekte. Yine güneş ışığının çok yoğun geldiği öğle vakitlerinde dışarı çıkmamayı mutlaka tavsiye ediyoruz. Hasta eğer denize girecekse mutlaka 9-11 saatleri arasında ve 4’ten sonraki saatlerde denize ya da havuza girmeli, öğle vakti güneşin dik geldiği zamanlarda hastalara güneşlenme ve denize girmeyi uygun görmüyoruz.

Haber: Abdulsamet İspir

Editör: Mahmut Beyaz