Toplumun gıda anlayışı ve vücut yapısıyla ilgili konuşan Diyetisyen Neslihan Kılınç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Beslenme sorunları üzerine bize gelen vatandaşlarımızın hemen hepsi fiziki görünümlerinin düzelmesi için geliyorlar. Fakat bizim için öncelik sağlık. Bize gelen her bir kişiden kan tahlilleri ve yeme içme düzenine dair bir rapor istiyoruz. Evet, fiziği düzelmiş bir kişi kendini iyi hisseder fakat asıl başarı sağlıklı bir şekilde istenilen fiziğe kavuşmaktır. Zaten dikkat ederseniz toplumsal fiziki yapımız kiloludur. Göbek bölgesinde ki yağlanmalar iç organların da yağlanma konusunda alarm verdiğini gösterir. Zaten normal ve ideal fizik kavramları kendi başına tartışmaya açıktır. Kişi sağlıklı besleniyor, kan değerleri normal seviyelerde fakat dış görünüşü dergi ve televizyonlarda görülen mankenler gibi değil diye bir bozukluk olduğunu söyleyemeyiz. Kişinin kendisiyle barışık ve mutlu olması öncelikli. Fakat toplumsal yapımız elma tipi ve armut tipi dediğimiz vücut tiplemesine yatkın ve bu tip fizik çok fazla. Bel çevresinin kadınlarda 88 cm’den, erkeklerde 102 cm’den fazla olması birçok hastalığın riskini arttırır.

“YEMEĞİ BİLE HIZLI YEMENİZ BİR SORUNDUR”
Hızlı aç bitir mantığında ki yiyecek ve içeceklerin geneli sağlık için zararlıdır. Burada 3 büyük zarar var; Hızlı olması, hazır olması ve katkı maddesi barındırması. Hızlı tüketmek bırakın hazır ve ambalajlı gıdaları evde yaptığınız yemeği bile hızlı yemeniz bir sorundur. Bunun haricinde ambalajlı gıdalar, raf ömürlerini uzatmak için pek çok katkı maddesi barındırır. Fakat maalesef tüketim alışkanlıklarımız gittikçe daha fazla hazır yemeğe doğru kayıyor.

“EVDE YAPILAN YEMEKLERİN BİLE HAZIRLARI ARTIK HER YERDE”
Nitekim evde yapılan yemeklerin bile hazırları artık her yerde. Fakat bu doğru değil. İnsanın yediği yemeğe ne kattığını bilmesi gerekiyor. Bakın Türk insanı tuz konusunda son derece sınırda yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü insanın günde 5 gram tuz tüketmesi gerektiğini belirtiyor fakat biz günlük ortalama 15 gram tüketiyoruz. Üstelik bu 5 gram sınırını biz sadece ekmek tüketimimizden bile sağlayabiliyoruz.

“TOPLUM OLARAK SPOR YAPMIYORUZ”
Sağlıklı beslenme spor ve genetik bu işin vazgeçilmezidir. Toplum olarak spor yapmıyoruz. Benim spor yapmayı önerdiğimde genelde kadınlar bir araya gelerek sohbet muhabbet eşliğinde yürüyüşü anlıyorlar fakat insana faydalı olan yarım saatlik tempolu ve zorlayıcı bir yürüyüştür.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz