Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ikinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,5 azaldı. Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2019 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 15 artarak 1 trilyon 24 milyar 226 milyon TL oldu. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 3,4 arttı, sanayi sektörü yüzde 2,7 ve inşaat sektörü yüzde 12,7 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 0,3 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2019 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,4 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 arttı.

HANEHALKI NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 1,1 AZALDI
Yerleşik hane halklarının ve hane halkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,1 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3,3 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 22,8 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 8,1 artarken ithalatı ise yüzde 16,9 azaldı.

İŞGÜCÜ ÖDEMELERİ YÜZDE 21,1 ARTTI
İşgücü ödemeleri, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 21,1, net işletme artığı/karma gelir yüzde 9,9 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın aynı çeyreğinde yüzde 35,6 iken bu oran 2019 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 37,1 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 47,2’den yüzde 44,6’ya düştü.

“2019’UN İLK ÇEYREĞİNE GÖRE BÜYÜME SAĞLADIK”
Tüm bu gelişmelerin ışığında konuyla ilgili gazetemize konuşan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomist Hikmet Gümüşer, “2019 yılının Mart-Haziran dönemleri arasında gerçekleşen Türkiye ekonomisinin büyüme sonuçları, hem pozitif hem de negatif yorumlara oldukça müsait. Pozitif olandan başlayacak olursak, 2019’un ilk çeyreğine göre büyüme sağladık. Bir anlamda şeytanın bacağını kırdık. Geçtiğimiz çeyreğe göre sanayi faaliyetleri ve iç talep daha canlı. Bu canlılık şu sıralarda da devam ediyor. Bunu en iyi yükselen PMI endeksinden (satın alma müdürleri sipariş endeksi) , artan sanayi üretim endeksinden, hane halkı güven endeksinden gözlemleyebiliriz. Böyle giderse 2019 yılı 4. çeyreğinde pozitif büyümeyi görürüz. Benim tahminim yıl sonunda 2018’e göre yüzde yarım oranında ülke ekonomisi büyüyecek yönünde. Sanayicinin ve hane halkının ümitsizliğe kapılmamış olması olumlu bir hadisedir” şeklinde konuştu.

YATIRIM OLMADAN BÜYÜME ÇOK SINIRLI KALIR”
Yatırımlar olmadan büyümenin çok sınırlı kalacağını anlatan Gümüşer, “Negatif gelişme ise daralmanın meydana geliş seklidir. Burada korkutucu olan gelişme iç talep canlanmasına rağmen yatırımlardaki gerilemenin doruk noktasına ulaşmış olmasıdır. Yatırımlar 2019 ilk çeyreğinde yüzde 12 daralırken bu çeyrekteki daralma yüzde 23’e yaklaştı. Yatırım olmadan büyüme çok sınırlı kalır. 4,5milyon işsiz vatandaşın evine ekmek götürmesi için, ekonomide talep yaratabilmesi için ve dolayısıyla toplumsal refahın sağlanması için yatırımların pozitif eksene gelmesi çok elzemdir” diye konuştu.

“YATIRIMLARIN OLMASI İÇİN FİNANSMANA; KREDİ BÜYÜMESİ İÇİN DE YATIRIMA İHTİYAÇ VAR”
“Yatırımların olması için finansmana; kredi büyümesi için de yatırıma ihtiyaç var” diyen Gümüşer, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Yatırım kaleminde yaşanan gerileme ile kredi büyümesinde yaşanan gerileme paralel eksende seyrediyor. Yatırımların olması için finansmana; kredi büyümesi için de yatırıma ihtiyaç var. Yatırımcı için uygun finansman ve cazip yatırım teşvikleri ilan edilmelidir. İç talepte filizlenen canlanmayı yüksek yerli üretimle çözmeliyiz. Ülkede üretilen urun miktarı artmalı, fiyatlar düşüşe geçmelidir. Yerli tüketicinin bir şeye sahip olması için yüksek bedellere katlanıp faiz girdabına girmemesi lazım. Aksi takdirde beklenen toparlanma gecikir. Para ve Maliye politikası yapan karar vericiler, büyüme rakamlarını hem pozitif hem negatif yönleriyle değerlendirip planlarda revizyon yapmalıdır. Dolayısıyla bu ay içerisinde ilan edilecek olan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) yerinde çözüm adımlarının atılmasını umuyorum.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz