1568 yılında Daniello Barbaro, 1802 yılında Thomas Wedgwood ve Sör Humphrey Davy, 1816 yılında, Joseph Niepce, William Talbot adındaki İngiliz, 1835 yılında, l839 yılında ise Louis Daguerre, fotoğraf makinesinin üretimin yaptılar. Bu tarihten ta ki sosyal medya çıkana kadar üzüntülü, sevinçli, karamsar, neşeli, eğlenceli tüm fotoğrafları çeken makinelerin yerini telefonların son model kameraları aldı.

ALBÜMLER YOK OLDU

Sosyal medyanın günümüzde etkili olması eski aile bağlarının da yavaş yavaş kopmasına neden oldu. Aile buluşmalarında eskiyi yad etmek için açılan albümler yerini dijital fotoğraflara bırakt. Teknoloji sayesinde uzaktaki akrabalarda sosyal medya üzerinden birbirini takip edince, fotoğrafçıların eskisi kadar bir önemi kalmadı.

FACEBOOK EN ÇOK KULLANILAN

Soba başı sohbetlerinin vazgeçilmezi olan evlilik albümleri bile sosyal medyanın en çok kullanılan platformu olan Facebook’a yükleniyor. Dijital ortamda yüklenen albümler ise aile bağlarının bitmesine neden oluyor

CEP TELEFONLARI BİZİ BİTİRDİ

Fotoğrafçı Bedir sertel, cep telefonlarının işlerini çok etkilediğini belirterek: “Teknolojinin artmasıyla ve cep telefonlarının çıkmasıyla birlikte bizim işlerimizde düşüş oldu, baya bir düşüş oldu. Önceden insanlar kameralar olmadığı zaman geliyordu fotoğraf makinalarında film olarak yapılıyordu ama şimdi günümüzde cep telefonlarının artmasıyla birlikte insanlar yaptırmaz oldu. Evlerinde bilgisayar varsa bilgisayara aktarıyorlar, çıkarmıyorlar. Kendi hallerinde bir türlü arşivlerini saklıyorlar. Ama önceden olsaydı bize gelip 36’lık filmleri veriyorlardı olduğu gibi yaptırıp gidiyorlardı. Yani seçme şansları da yoktu. Şimdi müşteriler geliyor cep telefonundan istediği kadar resim çekmiş, bunun 1 ya da 2 tanesini yaptırıyor çıkıp gidiyor. Dolayısıyla bu teknolojiyle beraber bizim işimiz baya bir düştü” dedi.

BİYOMETRİK FOTOĞRAF BİZİM İŞİMİZİ GÜÇLENDİRDİ

Sertel şöyle konuştu: “Hükümetimizin çıkarmış olduğu yeni kimlik uygulamasında biyomterik fotoğraf zorunluydu. Dolayısıyla bu da bizim işimize biraz yaradı. Müşteriler az da olsa yine de geldi. Bunun dışında ehliyetinde değişmesi, dijital ortama dönmesi bizim işimize az da yaradı.
Eskiyi arayan insanlarda geliyor bazen, her şey dijitale döndüğü için vatandaş o eski günlerdeki fotoğraf ortamını da arar oldu. Mesela yeni yetişen insanlar, abi eski sistemle resim çekilme şansımız var mı diyor. Bizde tabi dolayısıyla maalesef diyoruz, çünkü eskisi gibi film olayı yok”

1962 YILINDAN BU YANA FOTOĞRAFÇI

1962 yılından bu yana fotoğrafçılık yapan Ahmet Duran Sertel’de şunları söyledi: “Bizim bu işe başladığımız zamanlar da 3 ayaklı makinalar vardı. Alümünüt dediğimiz makinalar vardı. Güneş ışığı ile çıkan resimler vardı. Daha evvelinden ise cam üzerine filmler yapılırdı. Daha sonra ise normal film sistemine getirildi. Normal film sistemine geçirildikten sonra, film üzerine çekiliyordu resimler. Fakat o zaman ki sanatsal olayla bu zaman ki sanatsal olayın arasında çok fark var. O zamanlar da bu yapılan işler sanata dayalıydı. Şuandakiler ise sanata dayalı değil. Dijitale dönüştükten sonra maalesef tam sanat ortadan kalktı. Şuan da dahi eski sanata dönüşüm olursa, maalesef sanatkâr olmaz. O eski fotoğrafçıların yerini kimse dolduramaz. O zamanlarda yüzü düzeltmek için rötuş olayı vardı. Şuan a ise dijitalde sadece çiziyorsun düğmeye bastığında komple olduğu gibi yüz düzeliyor. Önceden fuar zamanında elemanlar gidip fuarda resim çekerdi, müşterilerde o resimleri anı olarak saklardı. Fakat şuan da herkesin cebinde bir telefon var. Bu telefonla çekilen resimler de zaten bizim eskiden çektiğimiz resimler gibi olmuyor. Çünkü bizim çektiğimiz resimlerle o telefonda ki resimlerin kalitesi bir değil. Maalesef durum böyle”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz