Kahramanmaraş’ta 38 yıldan bu yana doktorluk görevini yürüten ve gösterdiği samimiyet, içtenlik, fedakârlık ile kentin en sevilen doktorlarından biri olan Sadi Günen, 24 Haziran’da gerçekleştirilecek olan genel seçimlerinde İyi Parti Kahramanmaraş’tan milletvekili aday adayı oldu. 38 yıllık meslek hayatı boyunca kendi özel muayenesinde verenden ücret alan vermeyenden ise almayan bir yapıya sahip olan Günen, bu bağlamda halkın gönül eri olmayı başardı. Günen Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan bu kritik seçim öncesi Manşet Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMEDİ”
Günen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Devletin, kurum ve kurallarını yok sayan, sistemsizliği sistemleştiren, anlayışla devlet yönetilemezdi. On altı yıldan beri, ben dedim oldu, ben söyledim doğru mantığıyla, devlet iyi yönetilmedi. Devletin beka sorunundan söz etmek iyi yönetememektedir. Baskın seçim, devleti, yönetemez, yönetilemez hale geldiğinin, tescilidir. Seçim sonunda daha çok vergi, daha çok zam demektir. İyi partinin yükselişinden korkuyorum, demektir. Türkiye iyi yönetilmedi. Adalete güven zedelendi. Ekonomide, eğitimde kötüye gidiş, derinleşti. Liyakat ehliyet anlamını, önemini, kaybetti. Feraset basiret, cehalette aranır oldu. Dış ve iç politika, Terörle mücadele, tıkanma noktasına getirildi. Yanlı ve yanlış siyasetin, faturası her defasında millete kesildi. DEAŞ, PKK, FETO ile mücadele, bizden, sizden, fakir zengin, demeden, yapmak yerine, kendileri gibi düşünmeyeni FETO ile ilişkilendirmek, sıradanlaştı. Terörü aklayacak, suçsuzu suçlayacak hale getirildi.

HALKIN GÖNÜL ERİYİM”
38 yıldır, Kahramanmaraş’ ta, Hastane, muayenehane ve işyeri hekimi olarak halkın içindeyim, halktan biriyim. 24 saat, telefonu, kapısı halka açık. Halktan biriyim halkın gönül eriyim. Siyasetten menfaat beklentim yok, olmayacağını beni bilen bilir. Halkın sağlık, sosyal, psikolojik, ekonomik, sorunlarını, biliyorum. Aldatıcı, aşağılayıcı sözlere inanmasına alkışlamasına üzüldüm. İnsanı insan, devleti devlet yapan potansiyel kabiliyetleri, ortaya koyan, aldanmanın, aldatmanın sebeplerini araştırdım. Çözüm üreten projelerim kitaplaşma aşamasına geldi. Milletime, iyi partiye fayda sağlamak için siyasetteyim. 2004, 2009, 20014 belediye seçimlerinde MHP den belediye başkanlığına üst düzeyde adaylık teklifi aldım. Aktif siyaseti düşünmediğim için aday olmadım.

MİLLETÇE ÜZÜLDÜĞÜMÜZ OLAYLAR YAŞADIK”
Ülkenin, tarihi ve jeopolitik konumunu bilmeyenlerin, yönetiminde, milletçe üzüldüğümüz olaylar yaşadık. Analar ağladı. Bir anaç ananın, Sayın Meral Akşener’in başlattığı iyilik, harekâtı, engellemelere rağmen, partileşti. Seçime girme hakkını aldı. Başından beri iyilik harekâtının içindeyim. Cesaretin, basiretin, öncü lideri, Sayın Meral Akşener hanımefendiyi cumhurbaşkanı yapmak, iyileri iktidara taşımak için adayım. Haksıza hak vermenin, aldatanı alkışlamanın olağanlaştığı, ahlak ikliminde, doğruyu iyiyi anlatmanın zorluğunu bilirim. Seçmene doğruları, anlatırken, sorgulatıcı, kucaklayıcı güven verici, dil, kullanmanı isterim. Halkın sağlık, sosyal, psikolojik, ekonomik sorunlarınızı yakinen bilen, ilgilenen bir kardeşiniz olarak. İhtiyaç sahiplerine, üst düzeyde hizmet etmek istiyorum. Muhtaçların zaaflarını fırsata çeviren, seçme iradelerine ipotek koyan anlayışı iyi bulmuyorum. Mevcut haklarını korumak, yükseltmek onurlu hak edişe dönüştürmek istiyorum. Ezan vakti kalkan, geç saatlere kadar çalışan, bağ kur primini yatıramayan, sağlık hizmetinden yararlanamayan, küçük esnafların yanındayım.

YÖNETİMDE ŞEFFAFLIK SAĞLANSIN İSTİYORUM”
Eğitimde sabahtan akşama değiştirilmeyen, sürdürülebilir, planlı, programlı yansız, tarafsız her türlü art niyetten uzak sisteme kavuşturulmasında söz sahibi olmak istiyorum. Liyakat’ a ehliyete önem veren. Hak edeni hak ettiği göreve getiren bir yönetim, istiyorum. Soruların çalınması, öğrenciye, öğretmene aileye ve millete yapılan haksızlıktır, ahlaksızlıktır. C.Allahın, yalnız çalışana verdiği ilmi, çalmaktır. Bilmeyeni bilenden üstün tutmak, İslam’a, insana, akla, bilime uymayan, kötülüktür. İyiyi, kötüyü fark ettiren, iyilerin ve iyiliğin yanında, kötülerin ve kötülüğün karşısında olan, Gönüllere hak, hakikat, sevgi, güven ve huzuru hâkim kılan, Nefsi bencillik, ihtiras, kibir ve hasetten arındıran bir eğitim istiyorum. Ezberci, taklitçi ve teslimiyetçi, tarafçı eğitim kötü, düşündüren, sorgulatan, araştırmacı buluşçu, bütünleyici, paylaşımcı eğitim, iyi diyorum. Yaratılıştan gelen farklılıkları fark ettiren, geliştiren, öğretmeni ve öğrenciyi başarı oranında ödüllendiren, sınıflara ayıran, İnanç, güven, hayal, hayret, merak uyandıran. Gaye, gayret, Sevgi aşılayan, gelecekten emin olunan, sürdürülebilir eğitim sistemini, devletin ve milletin teminatı, görüyorum. Eğitimde, ekonomide iç ve dış siyasette, kuralsız, plansız ve öngörüsüz, ben dedim doğru, ben yaptım oldu. Anlayışı hâkim olmasın, Devlet adına yapılan görüşmeler, kayıt altına alınsın, yönetimde şeffaflık sağlansın istiyorum.

DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK”
Ekonomide aşağıya gidişin derinleşti. Özelleştirmeden gelen paralar, katma değer üreten yatırımlara dönüştürülmedi, Ekonomik büyüme, üretimle değil tüketimle ölçülüyor. İsrafa özendiriliyor. Dolar, günden, güne artıyor. Dolar’ın bir kuruş artması, 2.5 trilyon kaybetmek demek, her şeye zam demek. Eğitimde Adalette, güvende, geriye gidiş, ekonomide, gerileyişi derinleştiriyor. Satılanın yerine, iyisini koymadan, Sanayide katma değer üreten öncü yatırımlar yapılmadan ekonomide iyileşme sözde kalır. Tarımda kooperatifleşme olmadan, planlı verimli üretim ve pazarlama olamaz. Tarım, bitme noktasına getirildi. Tohumda, Ette, samanda, dışa bağımlı hale geldik.

HUZURUN, GÜVENİN YENİDEN SAĞLANACAĞINA İNANIYORUM”
Şeker fabrikaların satılması, beş yıl işletme şartıyla satılmak, beş yıl sonra kapanacak demektir. Şekerde dışa bağımlılığı getirir, hayvancılığa zarar verir. Halkın doğru bilgilendiren, şahıstan, partiden yana değil, devletten, milletten ve haktan yana olan, Aldatmanın, aldanmak olduğu şuuruyla davranan, Adalet, güven, huzur kardeşlik, eşitlik duygusunu canlı tutan, basın istiyorum. Hakkı, hakikati, akli ve milli menfaati merkeze alan, tüm vatanseverleri, milli merkezde buluşturan milli birlik harekâtına, iyiler harekâtına ihtiyaç var. İyilerin iktidarında, Güçlü demokratik parlamenter sistemi, kuvvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğü yeniden tesis edilecek, Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, adalet ahlakının, hâkim kılınacağına. Huzurun, güvenin yeniden sağlanacağına inanıyorum.

SEÇMEN, ADALETLE HÜKMETMEKLE SORUMLUDUR”
Hak edenin hakkını aldığı, Nimetin ve külfetin adalet ve ahlak ölçüsünde paylaşıldığı, denetleyen ve denetlenen, hesap sorulan hesabını verebilen şeffaf dürüst bir yönetim olsun istiyorum. İnsanın, siyasi teşekküllerin ömrü fanidir. Millet bütün, adalet hâkimse devlet bakidir. İyilerin iktidarında, devletin bekası, şahsın veya gurubun bekasına bağlanmayacak, Kuvvet bende, devlet benim, millet beni destekleyenlerim anlayışı hayat bulamayacak. İyiler, devleti milletle, milleti devletle, Adaletle, iyi ahlakla, baki kılacak. İnanç hürriyeti, millet, devlet olmanın sebebidir. Bir şahsın veya gurubun inanç anlayışına göre inananlar, inanmayanlar diye ayrıştırmak kötü, Vatanseverlik paydasında bütünlemek iyi olacaktır. Ayrıştırıcı dili, tevhidin, esaslarına, aklın, bilimin ilkelerine, milletin, devletin varlık, birlik prensibine uygun bulmuyorum. Adalet, ahlakın, mülkün, devletin, hukukun, vicdanın ve İslam’ın temelidir. Bileni bilmeyenden, İyiyi kötüden, haklıyı haksızdan, suçluyu suçsuzdan ayırtmak,” haklıya hakkını, suçluya cezasını vermektir.” İyilerin yanında, kötülerin karşısında olmaktır. Seçme, seçilme hakkı, ilahi lütuf, İnsani hak olduğuna inanıyorum. Seçme seçilme hakkına saygı duyulmasını istiyorum. Kendinden olmayan seçmene, seçilmek isteyene yakışık almayan sözleri, nefsi ihtirasa bağlıyor, Ahlaki bulmuyorum. Seçmenin seçtiği an, hükmettiği andır. Seçmen, adaletle hükmetmekle sorumludur. Seçmenin ve seçilmek isteyenin adil ahlaki davrandığı bir seçim olması temennisiyle hepinize teşekkür ediyor, seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını Allahtan diliyorum.

Haber: Emre Akkış


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 

Editör: Mahmut Beyaz