Dertlerin d’si kalmayacak…

Bu sözü; Hayırsız Tüccar (Peynirci) Veli, Farfara Emine ve Hüsnü Hoca (İmansız) gibi yerel basın denilecek 3-5 kişi her yerde söylüyordu…

Farfara (çok konuşan) Emine kadınlar arasında ha bire bu konuyu konuşuyordu. Mandıracılık yapan ve süt ürünlerinin yağını alıp yağlı diye sattığı için adı hayırsıza çıkan Veli tüccarlar/zenginler arasında dertler bitecek sohbetleri yapıyordu. Müftünün eşrafın/siyasetçilerin/zenginlerin ısrarı üzerine bu adam Bekri Mustafa gibi bir adam, cemaatin önüne imam yapamam, sesi güzel olduğu için bari müezzin olsun dediği Hüsnü Hoca Camii ve zengin çevrelerdeki davetlerde “hep dertsiz” bir dünyayı anlatıyordu.

Bir süre sonra sıra dertleri kimi çözeceğinin (Dermancının) açıkça söylenmesine geldi…

Hüsnü Hoca’nın her yerde “Dikicizadelerden yurt dışı eğitimi almış öyle bir adam dönüp geldi ki bu şehirde dertlerin d’si kalmayacak” diye konuşmaktaydı. Bu sözü söyleyen İmansız Hoca dahi olsa çok etkilemekteydi insanları. Çünkü burası fakirliğin kol gezdiği, insanların basit bir mikroptan öldüğü, aşı olmadığında çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu topraklardı…

Farfara Emine’nin, İmansız Hocanın ve Hayırsız Velinin konuşmaları dalga dalga kasabanın tüm kahvelerinde/evlerinde konuşulmaya başlanıldı. Allah’ın lütfu bu bize, Dünya çapında bir adammış, Boxford’u birincilikle bitirmiş, o kadar akıllı imiş ki bırakın hastalıkları yoksulluğu da yenecekmiş. Şehircilikten, hayvancılıktan, ziraattan vs den de anlarmış. Bu sözler kadınlar arasında da yayılmış “adam dünya çapındaymış” birkaç dalda mütehassıs imiş, yazıhanesini açsın ilk ben gideceğim…

Son günlerde şehrin en işlek caddelerinde iyi giyimli, güneş gözlüğü takan bir beyefendi gezmeye başlar. Bu yörede yabancı/yeni gelen şahıslar hemen fark edilirdi ama bu şahıs kıyafeti ile hemen dikkati çekiyordu. Çok geçmeden kasabanın en işlek yerine “Derman Evi” tabelası asılan bir yazıhane açıldı. Bu kişi insanları kabul etmeye başladı.

Bu kimdi?

Bu şahsın kim olduğu zahiri planda çok geçmeden anlaşılacaktır. İsmi Derman Dikici olan bu şahıs dünya çapında olduğu yaygarası koparılan kişidir…

Aradan 5-6 ay geçer…

Şehrin akıllı insanlarında eğitimci İsmet Bey (İB) çok saygı duyduğu Hoca Mehmet Efendi’yi (HME) ziyarete gitmişti. Sohbetin bir yerinde konu Derman Evine geldi ve aralarında şu konuşma geçti:

İB: Mehmet Hoca bu adamı hiç gözüm tutmadı. Şehirde önce dert (Sorun/hastalık) konusu yayıldı sonrada bir derman (çıkar yol, çare) ve en sonunda da ortaya bir dermancı çıktı ortaya. Yahya Kemal Beyatlı "Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara" demiş. Birde benim basın yayın dediğim bu yaygaracılara zarf içinde bir şeyler verildiği de söyleniyor.

HME: Hiç sorma İsmet Bey! Zarf işini bende duydum. Bu Dikicizadelerin ne olduğunu gayet iyi bilirim. Senden önce elektrik-elektronik mühendisi Haluk Berk Bey gelmişti. O’nun anlattıkları beni bayağı işkillendirdi. O’nu Derman Evi’ne aletlerin kontrolü için çağırmışlar. Derman Evine gitmiş, ultrason diye bir resim gösteren aletle organlarınıza bakıyorum diye insanları kandırdığını birebir fark etmiş. Sessizce oradan ayrılmış. Berk Bey bu adama güvenilmez dedi.

İB: Muhterem Hocam, zarflar dolu olmasa bu yaygaracı taifesi dünya çapında diye tutturur mu? Birde Boxford’u birincilikle bitirmiş diyorlar bunu araştıracağım. Ne yapmış Dünyada ünlü olmak için. Biliyorsun ben pozitif ilim okudum. Dünya çapında olan insanlar denince Einstein, Newton, İbn-i Sina ve Buruni vs gibi olur… Önümüzde seçim var bu adamı şehre başkan yapacaklarmış…

HME: Diline sağlık! Teoloji Fakültesinde bilim tarihi dersi alırken sosyal bilimlerde İbn-i Haldun, Gazali, İbn-i Rüşd vs için dünya çapında denildiğini öğrenmiştim…

O esnada HME’nin bir talebesi girdi, elindeki gazeteyi açarak bir haberi ve bunula ilgili bir resmi gösterdi. Şu ortadaki adam Derman Dikici isimli şahıs değil mi?

HME: Evet O’na benziyor. İsmet bey sizde bir bakın dilimi yutacağım altındakileri dikkatli okuyun…

İB: Evet gerçekten dünya çapında! Bak şimdi neler neler olacak…