Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayının ilk hutbesindeki ifadelerinden dolayı Ankara Barosu başta olmak üzere bazı kesimlerin hedefi haline geldi. O kesimler Erbaş’a tepki gösterirken, destek olanların sayısı da çığ gibi arttı. Erbaş’a destek verenlerden birisi de Kahramanmaraş’ın ve Türkiye’nin önde gelen kanaat önderlerinden biri olan Ülfet Vakfı Kurucu Başkanı ve İslam Alimi Şeyh Abdullah Taylan dı. İstanbul Sözleşmesi ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a tepkiler hakkında yazılı bir açıklama yapan Taylan, Ali Erbaş’ın yalnız olmadığını belirterek, İstanbul Sözleşmesi’nin lağvedilmesi gerektiğini ifade etti.

“HEDEF İSLAM’DIR VE MÜSLÜMANLARDIR”

Saldırıların Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam’a yapılmaya çalışıldığının altını çizen Taylan, saldırıyı şiddetle kınadığını belirterek şu ifadeleri kullandı; “Üzülerek ifade ederim ki işitmekten ve ağzımıza almaktan dahi haya ettiğimiz bazı kavramların sözüm ona insan onuru ve haysiyetini savunması gerekenlerce baş tacı edildiği ; fıtratın, insanlık onuru ve haysiyetinin ise ayaklar altına alındığı bir acayip vakte utanarak şehadet ediyoruz. Esasında  İnsanlık tarihi şahitlikten ibarettir. Bizde cenabı mevlanın buyruğu ile adil şahit olmak esasıyla ‘Hak’kı haykıran’ Diyanet İşleri Başkanımızın yanındayız. Sayın başkan İslam’ın bir gereği olan -insan fıtratının ve neslin muhafaza edilmesi- düsturunu tamamen Kuran-i bir ifade ile dile getirmiştir. Bu düsturun aksini iddia etmek insanlık onuruna, izzet ve şerefine açıkça savaştan başka bir şey değildir. Hedef İslam’dır ve müslümanlardır. Amaç müslümanların milli ve manevi değerlerini tamamen ayaklar altına almak ve müslümanları tahrik etmektir.  

“İSTANBUL’A ATFEDİLMESİ YÜREKLERİMİZİ DERİNDEN YARALAMAKTADIR”

Bu topraklar yüzyıllardır İslam beldesidir. Bu milletin mayası imandır. Bu milletin imanı dün olduğu gibi bugünde ezanına, bayrağına, namusuna, şeref ve hürriyetine el ile dil uzattırmaz. Anadolu insanı ferasetiyle bu beyhude girişimleri boşa çıkaracak, ülkemizin huzur ve istikrarını kimsenin bozmasına yüksek irfanıyla müsaade etmeyecektir.

İstanbul; hilafetin merkezi, kutsal emanetlerin vatanıdır. Mazlum Ayasofya’nın hüznünü taşıyan sinelerimiz bu gün maalesef tahammülüne dayanamadığımız yeni gamlara düçardır. Aile geleneğimizi, milli ve manevi hassasiyetlerimizi yerle yeksan eden kirli bir sözleşmenin;  ecdadımın İslambol’u , HZ. Peygamberin müjdesi, Eba Eyyüb El Ensari’nin, nice sahabe-i güzinin, meşayıhı izamın türbegahı kutlu şehir İstanbul’a (İstanbul sözleşmesi) atfedilmesi yüreklerimizi derinden yaralamaktadır. 

Ahlak, millet, din ve vatan düşmanı bu güruhun bertaraf edilmesi ancak dayandıkları hukuki zeminin milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesiyle sağlanır. Zira bu sözleşmenin getirileri kutsal kitabımız Kuranın haber verdiği Lut kavmi gibi Allah muhafaza helak sebeplerindendir. Yaşadığımız şu salgın günleri akıl ve ibret almak için kafi olmalıdır.

“CUMHURBAŞKANIMIZDAN RİCAMIZ KİRLİ SÖZLEŞMEYİ HAYATIMIZDAN ÇIKARMASIDIR”

Bu krizin yarın aşılamaz sorunlara sebebiyet vermemesi adına; her vakit bu milletin kutsalını koruyup kollayan ve milletiyle yürüyen sayın cumhurbaşkanımızdan ricamız adı geçen kirli sözleşmeyi gündemimizden ve hayatımızdan çıkarmasıdır.

Bu adımla inşallah ülkemizinde izzet ve iffeti korunmuş olacaktır. Bu konuda sayın cumhurbaşkanımızın duyarlılığına güveniyoruz. Allah hayırlı işlerde kendilerini muvaffak eylesin ve ayaklarını kaydırmasın. Bugün millet ve insanlık olarak düçar olduğumuz salgın hastalıktan da en kısa vakitte bizleri kurtarıp sıhhat ve afiyete kavuştursun. Ülkemizi görünür görünmez belalardan koruyup iç ve dış mihrakların kirli hesaplarından muhafaza eylesin. Amin. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimiz daim olsun.”

(Haber Merkezi)

Editör: Mahmut Beyaz