Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), iç ve dış hububat piyasalarının yakından takip edildiğini ve gerektiğinde stokların takviye edileceğini bildirerek, "TMO stokları da dikkate alındığında ülke genelinde buğday arzı yönüyle endişeye mahal verecek bir durum söz konusu değildir" açıklamasını yaptı.  TMO'dan yapılan açıklamada buğday piyasasında gerekli tüm önemlerin alındığı belirtildi. Açıklamada dünya buğday üretiminin 2018 yılında 42 milyon ton azalışla 716 milyon tona, tüketimin ise 2 milyon ton azalışla 734 milyon tona düştüğü, fiyatlarda geçen yıla göre yüzde 30’a varan artışlar yaşandığı kaydedildi. Dünyada halihazırda devir stoklarıyla birlikte yaklaşık 850 milyon ton buğday bulunduğunu ifade edilen açıklamada, "TÜİK verilerine göre 2018 yılında ülkemiz buğday üretiminin geçen yıla göre yüzde 2 azalışla 21 milyon ton civarında olacağı tahmin edilmektedir. Buğday tüketimimizin 19 milyon ton seviyelerinde olduğu dikkate alındığında üretimimizin yurt içi tüketimi karşıladığı görülmektedir. Ancak hasat döneminde bazı bölgelerde iklimsel şartların kalitede bir miktar kayba sebep olması, son dönemde yurt dışı piyasalarda ve döviz kurunda yaşanan spekülatif yükseliş nedenleriyle yurt içi piyasalarda fiyat artışları gözlenmiştir. TMO, 2018 hasat döneminde 2,3 milyon ton buğday alımı gerçekleştirmiş; önceki yıldan devreden stoklarla birlikte toplam buğday stoku 3,5 milyon tona ulaşmıştır. Ağustos ayı başında piyasalarda gözlenen fiyat artışları dikkate alınarak sektörün ham madde tedarikinde sıkıntı yaşamaması amacıyla TMO buğday stoklarını 9 Ağustos 2018 tarihinden itibaren satışa sunmuş olup, TMO satış fiyatları Ekim ayı sonuna kadar geçerli olacaktır. Bu kapsamda satış fiyatları, makarnalık buğdayda 1.160 TL/ton, ekmeklik buğdayda 1.100 TL/tondur. TMO tarafından iç ve dış hububat piyasaları yakından takip edilmekte olup, gerektiğinde stoklar takviye edilerek iç satışlara kesintisiz devam edilecektir. TMO stokları da dikkate alındığında ülke genelinde buğday arzı yönüyle endişeye mahal verecek bir durum söz konusu değildir" ifadelerine yer verildi.

BİZDE DE SIKINTI YOK

Tahıl ambarı görevinde bulanan Kahramanmaraş’ın 400 bin tona yakın buğday üretimi yaptığını belirten Çetinkaya: “Türkiye gelinde ve dünya genelinde yaşanan küresel iklim değişiklikleri ve bunun yanı sıra bazı bölgelerimizde yaşanan kuraklık nedeniyle Türkiye genelinde daha az su isteyen ürünlerin ön plana çıkmıştır. Buğdayın biraz daha fazla tercih edilmesi, mısırın az ekilmesi, nohut gibi ürünlerin ekilmesine neden oldu. Ama Kahramanmaraş’ta rekolte 2016 yılına göre arttı” dedi.

SIKINTIMIZ YOK

Çetinkaya şöyle konuştu: “2014 yılında Türkiye genelinde yaşanan bir kuraklık nedeniyle Kahramanmaraş’ta gözlemlediğimiz kadarda su bulunmayan, suyun az oluşu ile insanların bir çoğu az su isteyen buğdayı tercih etti. Tabi bu 2016 yılında Cumhuriyet tarihinin bir rekoruydu. 22 milyon ton. Kuraklığın devam etmesi ve yağışını az olması, çiftçilerin bir kısmının nohut ekmesine neden oldu. Her ne kadar da buğday ekimlerini azaldığını söylesek te, Türkiye’nin kendi kendine yetebilecek kadar buğdayı ürettiğini 26 milyon ton civarında, ürettiğini gördük. Ciddi anlamda buğday üretiminde düşüş gözlemlenmedi. Son günlerde televizyon ve ulusal basında yer alan bir takım açıklamalar, bir takım spekülatif haberler var. Doların ve kurun yükselmesi ile birlikte fırsatçıların yaptıkları ve buğdaya ekmeğe, una yapacağı zamların alt yapısını hazırladıklarını görmüş olduk. Aslında Türkiye buğday üretiminde kendi kendine yeten bir ülke. Türkiye’de buğday üretimi kendi kendine yettiği gibi yurt dışından özellikle buğday aldığımız Rusya’dan alıyoruz. Rusya’nın tahılı biraz daha soğuk iklim oluşu hasebiyle buğdayın özü ve protein oranı yüksek olduğu için Rusya’dan çok az miktarda olsa da alıyoruz. Ama aldığımız buğdayı kendi buğdayımız ile karıştırıp dünyaya tekrar un olarak satıyoruz. Yüzde 90 civarında Türkiye dünyanın un ihtiyacını karşılıyor. Un yaparken bazı protein oranları, bazı değerleri yoğunluğu elde edebilmemiz için un kalitesinin yüksek olabilmesi için Rusya ve farklı ülkelerden bir miktar alıyoruz. Bu ciddi anlamda buğday ihraç ettiğimiz anlamına gelmiyor. Buğday alıyoruz işleyip un olarak satıyoruz. Yani rantabl olan kısmını Türkiye kendi üretiyor”

KAHRAMANMARAŞ ÜRETİYOR

TÜİK’den gazetemiz muhabirinin derlediği bilgi ise şöyle: “Hızla artan ülke nüfusumuzun beslenme sorunlarının çözümünde, sınırlı olan tarım alanlarımızdaki bitkisel üretimin verimliliğini artırmak büyük önem taşımaktadır. Buğday ürününden elde edilen un, bulgur, makarna, nişasta insan beslenmesinde; buğday bitkisinin sapları ise kağıt-karton sanayinde ve hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Bu nedenle gerek dünyada ve gerekse ülkemizde özellikle buğday üretiminde herhangi bir nedenle düşüş olduğunda gerek ekmek fiyatları veya gerekse undan yapılan gıda maddelerinin fiyatları yükselmekte ve bu da birçok ülke ekonomisini etkilemektedir. Bu nedenle her ülke için buğday üretimi açısından yeterli olmak ve stoklarında yeterince buğday ürünü bulundurmak stratejik bir öneme sahiptir. Ülkemizde buğdayla ilgili üç ayrı agroekolojik bölge bulunmaktadır.

AKDENİS BÖLGESİ

Akdeniz bölgesi yazlık dilim buğday yetiştirme sınırları içerisindedir. Yazlık buğdayın vernalizasyon ihtiyacı olmadığından veya düşük olduğundan sahil bölgelerimizde yetiştirilebilmektedir. Bu yüzden vernalizasyon ihtiyacı düşük ve gün uzunluğuna hassas olmayan buğdaylar bölgede yetiştirilmektedir. Bu buğdaylar yazlık olmakla beraber ilkbaharda değil sonbaharda ekilmelidir. Çünkü; erken ekim yapılırsa, ilkbahar geç donları buğdaya zarar verebilmekte ve geç ekimler de ise buğdayın generatif gelişmesi kuraklık riski altında kalabilmektedir. Ancak Güneydoğu Anadolu’da yağış, buğdayın su ihtiyacını karşılamaya yetmemektedir. Bu yüzden maksimum ürün için sulama gerekmektedir. Ayrıca normal olarak yağışlı yerlerde bile kurak yıllarda bir takviye sulama söz konusudur. Sahillerimizden iç kısımlara gidildikçe yağış miktarı azalmakta ve sıcaklık da düşmektedir. Yazlık çeşitler de yerini fakültatif ve kışlık buğdaylara terk

Etmektedir. 2015 yılı verilerine göre Akdeniz bölgemiz, Türkiye ekmeklik buğday üretiminde Orta Anadolu, Batı Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Batı Marmara Bölgelerinin ardından 5. bölge durumundadır. Yine bölgemiz makarnalık buğday üretiminde de Güneydoğu Anadolu, Batı Anadolu ve Ege bölgelerinin ardından 4. sırada yer

Almaktadır. Enstitümüzün faaliyet alanına giren iller Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep ve Kilis’tir. Sorumlu olduğumuz bölge, Türkiye’nin 2015 yılı ekmeklik buğday ekim alanının %10,24’ünü (6.749 bin da) ve üretiminin de %12,30’unu (2.276 bin ton) oluşturmaktadır. Bölgede ekmeklik buğday üretiminde sırasıyla Adana, Kahramanmaraş, Hatay, Mersin, Adıyaman ve illeri gelmektedir

2015 yılı üretim: Kahramanmaraş 297 bin 524 dönüm ekili alan geçen yıl göre artış oranı, yüzde 2,34, toplam üretim tonu 170 bin 892 ton, ton bazında artış yüzde: 4,17 dekar başına alınan kilo buğday: 574 kg

2016 yılı üretim: “1 milyon 077 bin 703 dönüm ekili alan, geçen yıla göre artış, yüzde: 1,63, toplam üretim tonu: 311 bin 365 ton, ton bazında artış yüzde: 1,68, dekar başına alınan kilo buğday: 289”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz